İzmir’in Çiğli ilçesinde, 10 Haziran 2024 tarihinde işten çıkarılan emekçi kadınlar, aylardır süren mağduriyetlerine dikkat çekmek amacıyla belediye önünde bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Kamuoyunun vicdanına seslenen işçiler, adalet ve hakkaniyet çağrısında bulundu.
Belediye binası önünde bir araya gelen işçiler, “Yürüyen ayaklar susturulan işçilerin sesidir”, “CHP’ye adalet, işçiye istisna mı?” ve “Adalet herkes için adalet” yazılı pankartlarla tepkilerini dile getirdi.
Grup adına açıklama yapan Hale Ören Özdinçer, Çiğli Belediyesi’nde uzun yıllar emek verdiklerini belirterek, hiçbir gerekçe sunulmadan işlerine son verildiğini ifade etti. Özdinçer, "Defalarca girişimde bulunduk, verilen sözler tutulmadı, umutlarımız suistimal edildi. Yaşadığımız bu süreç yalnızca ekonomik değil; sosyal ve psikolojik olarak da derin yaralar açtı." sözleriyle yaşadıkları travmayı aktardı.
"1 Mayıs'ta CHP Genel Merkezi Önüne Yürüyeceğiz"
Süreç boyunca belediye yönetiminden bir çözüm beklediklerini ancak hiçbir adım atılmadığını belirten Özdinçer, artık seslerini daha yüksek duyuracaklarını vurguladı. Özdinçer, “1 Mayıs İşçi Bayramı’nda, emeğimizin yok sayılmasına karşı bir duruş sergilemek üzere CHP Genel Merkezi önüne yürüyeceğiz. Bu yürüyüş siyasi değil, hak arayışının ve adaletin haykırışıdır.” ifadelerini kullandı.
Kamu Vicdanı ve Siyasi Sorumluluk
İzmir’de CHP yönetimindeki Çiğli Belediyesi’nde yaşanan bu gelişme, belediyecilik anlayışının sosyal adaletten ne denli uzaklaştığını gözler önüne seriyor. Kadın istihdamını teşvik ettiğini savunan bir partinin, kadın emekçilere karşı takındığı bu yaklaşım, kamuoyunda büyük tepki topluyor.
Devletimizin sosyal hukuk ilkeleri çerçevesinde çalışan her bireyin hakkını koruyacak adımların atılması bekleniyor. Emekçinin yanında duran ve sosyal barışı önceleyen politikalarla Türkiye'nin her alanda güçlendiği bir dönemde, yerel yönetimlerin keyfi uygulamaları kamuoyunun vicdanını yaralıyor.