Avrupa Birliği’nin (AB) uydu tabanlı gözlem sistemi Copernicus’un son verilerine göre, Avrupa kıtası iklim krizinin merkezine yerleşmiş durumda. 2024 yılı, kıta tarihindeki en sıcak yıl olarak kayıtlara geçerken, doğu ve batı Avrupa arasında keskin iklim farklılıkları yaşandı.
İklim krizi, kıtanın doğusunda kuraklık ve rekor sıcaklıklarla kendini gösterirken; batıda aşırı yağış ve sellerle etkisini gösterdi. İskandinavya ve Svalbard’da yaşanan rekor buzul erimeleri, iklimsel yıkımın boyutunu gözler önüne serdi.
AVRUPA EN HIZLI ISINAN KITA OLMAYA DEVAM EDİYOR
Copernicus İklim Değişikliği Servisi ile Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO) tarafından yayımlanan 2024 Avrupa İklim Durumu (ESOTC 2024) Raporu, tehlikenin boyutunu net şekilde ortaya koydu. Avrupa, “en hızlı ısınan kıta” unvanını korurken, kıtanın doğu, merkez ve güneydoğu bölgelerinde tarihi sıcaklık rekorları yaşandı.
📌 Deniz suyu sıcaklıkları, genel ortalamanın 0,7°C, Akdeniz’de ise 1,2°C üzerinde ölçüldü. Bu oran, kayıtlardaki en yüksek değer olarak dikkat çekti.
DOĞU-BATI ARASINDA KESKİN İKLİM FARKLILIKLARI
2024 yılı boyunca Avrupa’nın doğu kesimlerinde aşırı sıcak ve kurak koşullar, batısında ise sıcak ama yağışlı hava sistemi etkili oldu. Bu zıtlık; sadece sıcaklıkla değil, toprak nemi, bulutluluk oranı, güneş ışığı süresi ve güneş enerjisi potansiyelinde de net şekilde hissedildi.
📌 Batı Avrupa, 1950’den bu yana en yağışlı on yıllık dönemlerden birini yaşadı.
DOĞAL AFETLER 413 BİN KİŞİYİ ETKİLEDİ
Avrupa genelinde etkili olan fırtınalar ve sel felaketleri, yaklaşık 413 bin kişiyi etkiledi, en az 335 can kaybı yaşandı. Özellikle Eylül ayında Portekiz’de çıkan orman yangınları, yalnızca bir haftada 1.100 kilometrekarelik alanı kül etti. Bu yangınlar, Avrupa’nın yıllık toplam yanmış alanının dörtte birine denk geliyor.
BUZULLARDAKİ KAYIP TARİHİ BOYUTA ULAŞTI
İskandinavya ve Svalbard bölgesindeki buzul kayıpları, bugüne kadar kaydedilen en büyük hacimsel erimeler arasında yer aldı. Raporda görüşlerine yer verilen Copernicus Direktörü Carlo Buontempo, iklim verilerinin bilinçli kararlar için artık bir zorunluluk olduğunu belirtti.