Yeni Birlik Gazetesi
İstanbul
Parçalı az bulutlu
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara
Yeni Birlik Gazetesi Dünya Birleşik Devletler'in Suriye'deki son sınavı

Birleşik Devletler'in Suriye'deki son sınavı

ABD Suriye’de belirleyici bir konum ve rol üstlenmek zorundaysa -ki bu artık bir zorunluluk- Esad rejimine vurmak zorunda. 2011 yılında bu yalan Esad rejimine karşı edilgen ve sadece seyirci konumunda kalan ABD, bunun kendisine neye mal olduğunu pratiğiyle gördü.
Dünya

ABD Suriye’de belirleyici bir konum ve rol üstlenmek zorundaysa -ki bu artık bir zorunluluk- Esad rejimine vurmak zorunda. 2011 yılında bu yalan Esad rejimine karşı edilgen ve sadece seyirci konumunda kalan ABD, bunun kendisine neye mal olduğunu pratiğiyle gördü.

ABD Suriye’de belirleyici bir konum ve rol üstlenmek zorundaysa -ki bu artık bir zorunluluk- Esad rejimine vurmak zorunda. 2011 yılında bu yalan Esad rejimine karşı edilgen ve sadece seyirci konumunda kalan ABD, bunun kendisine neye mal olduğunu pratiğiyle gördü. 1945 yılında bu yana dünya siyasetinde belirleyici bir güç olan ABD de hiçbir dönemde bizzat içinde olduğu ama bu kadar edilgen davrandığı hiçbir zaman görülmemişti. Bunu kısmen Obama’nın bekle gör politikasına yorsak bile, esasen bu durum ABD’nin bir dış politika refleksi değildir. Arap Baharı'nın perspektif kaymasına neden olduğu dış siyaset, şimdilerde özüne dönüş sinyalleri veriyor.
Daha önceleri Obama’nın ‘’ Esad kimyasal silahlar kullanırsa, Suriye’yi vururuz ‘’ tehditleri poker oyunundaki restler gibi, sadece caydırıcı nitelik taşırken, bu kez Trump bu resti gerçeğe dönüştürmek zorunda. Kaldı ki bu durum Körfez ülkelerinden topladığı paraların da bir bedeli. Guta ya en çok yatırım yapan ülkeler bilindiği gibi Körfez ülkeleriydi. Trump deyim uygunsa hem haraç topladı hem de dünyanın silahlarını sattı. Şimdi bir bakıma diyet ödeme zamanı.
Elbette tek neden Körfez ülkelerine satılan silahlar ya da onlardan toplaman paralar değil. Bundan öte en ölümcül sebep, Rusya ve İran’ın geriletilmesidir. Suriye’ de finale doğru giderken, süreci ve sonuçları İran ve Rusya’nın inisiyatifine bırakmak artık, ABD de kabul görmüyor. Pentagon dahil, ABD ‘de bütün çevreler bu baskının şiddetle kurulması gerektiği konusunda hem fikir. Bu durum doğrudan ABD iç politikasını da etkiler vaziyete geldi.
Trump, "Suriye’deki korkunç saldırıyı kınıyorum. Rusya mı, Suriye mi, İran mı yoksa hepsi birden mi yaptı, bunu anlayacağız. Suriye için askeri, liderlerle görüşüyorum. 24-48 saat içinde büyük bir karar vereceğim" diye konuştu. Trump ayrıca askeri seçenek sorusuna, “Bütün seçenekler masada" cevabını verdi.
İngiltere Başbakanı Theresa May ise Duma’da düzenlenen kimyasal saldırıya ilişkin olarak, "Bunun rejimin gerçekleştirdiği bir kimyasal saldırı olması durumunda sorumluların hesap vermesini sağlayacağımız konusunda net bir tavır aldık" dedi.
Esad rejiminin katliamı, dünyanın bir numaralı gündemi haline geldi. AB, BM, İİT, Türkiye, İngiltere, ABD, Fransa ve Suudi Arabistan, önceki gün saldırıyı kınadı. Dün de Kanada, İsveç ve Almanya’dan benzer mesajlar geldi. Alman Hükümet Sözcüsü Steffen Seibert “Rejimin tiksindirici eylemleri insanlık onurunu hiçe sayıyor. Bu cezasız kalmamalı. Sorumluları cezalandırılmalı” dedi. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi de katliamı görüşmek üzere acil olarak toplandı. Rusya, rejimin daha önceki saldırılarına yönelik BMGK’dan karar çıkmasını engellemişti.
Batı dünyası ve ABD arasında oluşan bu büyük dayanışmanın bir tek hedefi var. O da Esad rejimi. Bu dayanışmanın ikincil ve daha örtülü hedefi ise İsrail’in güvenliğidir. Esad rejimin Guta’yı ele geçirmesiyle daha da güçlendiği açıktır.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *