Vakıf Katılım web

BİR PSİKOLOGUN GÖZÜNDEN TÜRKİYE'DE HAL VE GİDİŞ

Esra TANRIVERDİ 08 Tem 2024

Esra TANRIVERDİ
Tüm Yazıları
Sevgili okurlarım, İki konuya dikkat çekmek istiyorum. Biri uyuşturucu bağımlılığı diğeri kolay kandırılmak. İkisi de birbiriyle çok bağlantılı.

Madde demiyorum uyuşturucu diyorum. Çünkü kandırılmış, uyuşmuş beyinlerden söz edeceğim. Gazete ve televizyonlarda hep şok geçirdiğimiz, nutkumuzun tutulduğu bir dolu haberle karşılaşıyoruz. “Yok artık” Nasıl yani? İnsanlığın çivisi çıkmış” gibi bir dolu şaşkınlık çığlıkları atıyoruz. 

Geriliyoruz, üzülüyoruz, hatta korkuyoruz daha da kötüsü geleceğimizden endişe ediyoruz: Ne olacak bu memleketin hali? Uyuşturucu baronlarının cirit attıkları ülkemizde hiç izin verilir mi beyinlerin sağlam kalmasına? Her gün binlerce çocuk binlerce genç bu tuzağın eşiğinde. Türkiye'de uyuşturucu kullanım yaşının 9'a kadar düştüğünü biliyor muydunuz? Ne kadar hazin bir durum. 

Üstelik sentetik uyuşturucuya bağlı ölümlerde Türkiye, Avrupa ülkeleri arasında birinci sırada! Uyuşturucu kullananlar tedavi edilmiyor ve günden güne sayıları artıyor ve suç işleme suça ortak olma eylemleri tavan yapıyor. ATEMMA tek başına yeterli olamıyor. Neden korkunç cinayetler işleniyor sizce? Neden ensest ilişkiler arttı? Neden çocuk istismarı, kadına şiddet, cinsel tacizler çoğaldı? Neden hayvanlar istismar ediliyor? 

Neden psikopatça eylemler çoğaldı? Neden evlatlar ana babaya saldırıyor? Çünkü hepsi uyuşturucudan. Akıl sağlığı yerinde olan hiçbir insan insana zarar vermez, insanın hayatına son veremez. Ona kıyamaz. Human diyoruz. Nedir tanımı? insanlık, beşeriyet, merhamet, şefkat. İnsan sevgisini benimseyen, evrenselliği önemseyen ve insanı üstün bir varlık olarak görendir insan. Beynimizdeki dürtü kontrol merkezleri her bir dürtünün sonuçlarını tartar ve kendimize veya başka birine zarar verebilecek şeyler yapmamızı engeller. 

Dürtü kontrol bozukluğu olan bireyler ise kendileri veya başkaları için açıkça zararlı olduğunu bildikleri belirli bir eylemi gerçekleştirme dürtüsüne direnemezler. Herkesin dürtüleri vardır ancak dürtü kontrol bozukluğuna sahip kişi sorunlu cinsel davranışlar, aşırı alışveriş, kumar, ateş yakma, saldırma gibi zarar verici davranışları içeren dürtüleri kontrol etmede zorluk çekerler. 

Kişide madde bağımlılığı bulunuyorsa bu durum dürtü kontrol bozukluğunun kötüye gitmesine neden olur. Dürtü kontrol bozukluğuna sahip birey çoğu zaman davranışlarını planlayamaz. Hissettikleri iç gerilim ve dürtü üzerine hareket etmeleri onlara bir haz ve memnuniyet hissi verir. Dürtüsel eylemi gerçekleştirdikten sonra ise çoğu insan pişmanlık ve kendinden nefret etme gibi duygular barındırır. Fakat iş işten geçmiştir artık. İstem dışı hareketler bunlar. Bilerek yapılmayan. Uyuşturulmuş bir dolu insan bugün elini kolunu sallaya sallaya geziyor. Aileler çocuklarına konduramıyor.

Pek çok kişi anlıyor ama anlamamazlığa veriyor. Oysa bu insanlara yardım elini uzatmalıyız. Bu konu psikolojik, fizyolojik ve sosyo- ekonomik bir sorun. Her belediyede özel rehabilitasyon merkezleri kurularak kullanıcıları ve ailelerini rencide etmeden bir tedavi süreci başlatılmalı. Mahalleler ve sokaklar damgalanmadan çalışmalar yapılmalı. Hassas ve güvenlik açısından tedbir içeren çözümler üretilmelidir. Okullar anneler babalar bilinçlendirilmelidir. Ha, uyuşturucudan yakalandı mı? Tutuklayıp sonra serbest bırakılmamalı. 

Derhal ceza verilmeli ve cevazevinde rehabilite edilmelidir. Demem o ki inanılmaz haberlerin başkahramanları uyuşturucu kullanan insanlardır. Siz yapar mısınız? Ama adım kadar eminim siz de kullansanız siz de kendinizi kaybedersiniz. Uçmaya başlarsınız gökyüzünde sahte mutlulukla, kısa süreli hazla… Öyle kuvvetli maddeler onlar. Adı bu yüzden uyuşturucu. Beyni uyuşturuyor. Bir diğer konu ise kolay kandırılmaya müsait sınırda zeka insanı tanıtmak ve anlatmak sizlere. Zeka nedir? En basit anlatımıyla öğrenme, öğrenilenleri kullanabilme, çözüm bulma ve yeni durumlara uyum sağlayabilme yeteneğidir. 

Sınırda zeka dediğimiz hafif zihinsel yetersizliği olan çocukları, normal gelişim gösteren çocuklardan ayıran en belirgin özellik öğrenme yeteneklerindeki geriliktir. Yargılama, soyut düşünce, akıl yürütme simge kullanma, genelleme yapma, dikkat, bellek, dürtü kontrolü gibi birçok bilişsel alanda yaşıtlarına paralel gelişim göstermezler. Zihinsel yetersizliği olan bir insan doğum yaşının değil, zeka yaşının gelişimini gösterir. Onlar da, normal gelişim gösteren çocukların geçtiği aynı gelişim süreçlerinden geçerler aslında. Bununla birlikte, süreçlerden geçiş hızları, yaşıtlarına göre sadece daha yavaştır.

Bu nedenle yaşıtlarının yaptığı her şeyi yapamayabilirler; ancak zeka yaşı kendileri ile aynı olanlara benzer gelişimsel özellikler gösterdikleri için onları fark etmek zordur. Rehberlik Araştırma Merkezlerinde testlerden geçerek engel düzeyleri belirlenerek rapor alırlar. Zihinsel engeli ister çok ister az olsun bu insanlarda libido yüksektir. Karşı cinse ilgileri oldukça fazladır. Şimdi efenim bunu şu konuyla bağlamak istiyorum. 

Televizyon kanallarında gerçek hikayelerden yola çıkan ve mağdurların hayatını işleyen programlarda siz de rastlamışsınızdır. Pek çok kadın ahlak dışı durumlara öncülük ettiği için ayıplanır, yerilir hatta ifşa edilir. O onun eniştesini ayartmıştır öteki arkadaşının babasına kaçmıştır, diğeri evinde başka bir erkekle basılmıştır v.s… 

Hepsi annedir ve çoğunun 3-4 çocuğu vardır ve yapılan DNA testinde çocukların babaları ayrı insanlar çıkar. Vaziyet bu olunca da bizim insanımız bayılır “Vurun kahpeye!” demeye. Buna moderatör de dahil. Aşağılanan, itilen kakılan kadın ne olduğunu anlayamaz. Çünkü onun algılaması güçtür. Biraz önce dedik ya öğrenme yeteneklerinde gerilik vardır. Yargılama, soyut düşünce, akıl yürütme, genelleme yapma, dikkat, bellek, dürtü kontrolü gibi birçok bilişsel alanda yaşıtlarına paralel gelişim göstermezler. İşte bu kadınlar senin benim gibi düşünemiyor. Kandırılmaya çok müsait. 

Azıcık ilgi ve sevgi onları kafalamaya yeter. Libido zaten yüksek. Ahlaki değerler, toplum, ayıp vs. bilemez onlar. Ancak birilerinin kontrolü dahilinde evlenebilirler, çocuk sahibi olabilirler. Maalesef ülkemizde zina suç olmaktan çıktığı için erkekler imam nikahı ile kandırdıkları pek çok kadını bu oyuna sürüklüyor. Bizler de toplum olarak bu oyuna alet oluyor onları kınamaya, itmeye kakmaya dünden razıyız. 

Rezil olan kadın bu sefer ne yapıyor? Köyüne, memleketine ve ailesinin yanına dönemediği gibi ölüme terkediliyor. Ya intihar ediyor ya da kötü yola düşüyor. O programları yapan bir Allah’ın kulu da kadını alıp zihinsel yeterliliği var mı yok mu raporu istemiyor. Halen akraba evliliğinin yapıldığı günümüzde elbette sakatlıklar olacaktır. Çevremizde sınırda zekaya sahip olup aramıza kaynaşmış bir dolu insan var. 

Ne yazık ki kadınlar suçlanıyor kadınlar aşağılanıyor bu programlarda. Kimse kimsenin hayatına dokunmuyor bilakis daha çok kadınların hayatlarını yok ediyorlar. Burada da kandırılıyorlar. Sonra da çıkıp kadına şiddete tepki gösteriyoruz. Bundan iyi şiddet olabilir mi? 

Onlara acımak yerine, ülkemizde olmayan ama gerekli olan sistemlerin kurulmasına çalışmak gerekmez mi? Bunları yapmak yerine illa da acımak istiyorsanız, zeka geriliği olanlara değil, olan zekalarını kullanmayı beceremeyenlere ya da zekalarını gereksiz ve anlamsız şeylere harcayanlara acıyabilirsiniz.