Bazı dernekler tehlike saçıyor!

Ülkemizde dernek kurmak çok kolay, yedi kişiyi bul derneği kur. Dernekleşmek topluma katkı sunmak, faydalı olmak, sosyal bir görev addedilir. 
Örgütlü toplumlar ülke yönetimlerine katkı sunarlar.
Dernek deyince, karşımıza en çok hemşehri dernekleri çıkıyor.
Bırakın ili, ilçeyi, beldeyi artık köy dernekleri bile boy gösterir oldu.
Derneklerin asıl amacı yardım ve dayanışmadır. 
Bütün derneklerin tüzüğünde bu ibareyi görmek mümkün.
Gurbete çıkmış yolda kalmış, garip düşmüş hemşehrisine yardım etmek ve memleket kültürünü, örf ve ananelerini yaşatmak.
Zaman zaman bu dernekler piknik yapar, kendi mutfaklarını tanıtırlar ve bunu en büyük faaliyet sayarlar. 
Buraya kadar eyvallah!
İşin aslına bakacak olursak bazı derneklerin ilk işleri seçim zamanı tabelasını asıp, ışıklarını yakarak siyasi partilerle pazarlık yapmak. 
Kaç vekil, kaç meclis üyesi?
Ne kadar güçlü olduklarını, hemşehrileri üzerinde ne kadar etkin ve belirleyici rol oynadıklarını yüksek sesle ifa ederek, destek verdikleri partinin seçimi kesin alacağına dem vururlar. 
Vururlar da vururlar...
Nihayetinde her partiye temsilci verirler.
Seçimlerde ise herkes kendi yoluna gider.
Doyduğu yeri hiçe sayarak, orjini olduğun yerin siyasetini yaparlar.
Hiç doğduğu yeri görmemiş, zerre katkısı sağlamamış olanlar en önde dururlar.
Hiç kimse kusura bakmasın işin özü tamamen böyle...
Ben hemşehri derneklerinin ülkeye bir katkı sağlamadığı kanaatindeyim. 
Bütünü siyasidir.
Peki bu dernekler kapatılsın mı?
Elbette hayır!
Dernekler yasasının yeniden gözden geçirilmesi lazım.
Sil baştan yenilenmeli.
Ve dernekler yasasına burs verme, belli bir oranda üye bulundurma gibi bazı maddeler eklenerek mecbur kılınmalı. Yoksa yardımlaşma ve dayanışma adı altında siyasi pazarlık ve bölgesel milliyetçiliği körüklemekten öteye bir yol çıkmaz. Toplumsal görev üslenmiş, sosyal adalete katkı sunan dernekleri tenzih ediyorum.
***
Son zamanlarda hepimizin şahit olduğu ve birçok yerde asılı duran tabelalar dikkatinizi çekmiştir.
İsminin önünde, arkasında, içinde belirgin bir şekilde AK ve OSMANLI yazan buram buram hamaset ve riyakarlık kokan bu dernekler nereden, nasıl peydah oldu bilemiyoruz. Kökleşmiş ve bir geleneği olan derneklerimizi, kuruluşlarımızı sarfı nazar edersek bütün sözde dernekler siyasi rant ve nema için kurulduğunu artık bilmeyen yok. 
Kim hangi ismi kullanırsa kullansın, itirazımız kutsallarımızın şahsi çıkarlara kurban edilmesine ve hoyratça kullanılmasına...
Hangi hakla OSMANLI diye başlayan dernek kurabilir. Kimler hangi hakla Ak Parti'den esinlenerek AK diye başlayan dernek kurabilir ve bu derneği Cumhurbaşkanımız izni ve desteğiyle kurulduğunu asıl amaçlarının Ak Parti'ye destek olduğunu ima edebilir/söyleyebilir.
Ülkenin yarısından fazlasının teveccühüne mazhar olmuş bir partinin ismini ima eden, çağrıştıran klişeyi rahatça kullanabiliyorlar.
Çıkıp siz kimsiniz diyende yok.
Hatta özel izin ve görevle kurulduğunu lanse edebilme cesaretini bile gösterebiliyorlar.
Nasıl bir hadsizliktir!
Amaçlarının duygusal olduğunu bilmek için müneccim olmaya gerek var mı?
Bu dernekler usulen değil, usulüne uygun olarak biran evvel denetime tabi tutulmalı.
Varsa derin bağlantıları ortaya çıkarılmalı, gelir-gider tabloları a den z ye incelenmeli.
Bilinsin ki; bu derneklerin Ak Partiye zerre getirisi yok!
Verdiklerini zararların yarın telafiside olmayabilir.
OSAMANLI ve AK isimleri o tabelalardan hemen kaldırılmalı.
Milletin başına yeni belalar açmadan, yeni mağduriyetler oluşmadan acil önlem lütfen!
Daha dün naylon-içi boş sözde ticari kuruluşların milletimizi nasıl dolandırıp sırra kadem bastılar
Ne çabuk unuttuk!
Bin nasihatten bir musibet evladır.