VEFA ERDEMDİR

Esra TANRIVERDİ 29 Oca 2024

Esra TANRIVERDİ
Tüm Yazıları

Sevgili okurlarım,


Bu hafta sizlere hayatımızın önemli duygularından biri olan vefa duygusunu yazmak istedim. Şu günlerde en zayıf halkamız vefa duygusu. Doğuştan gelmez, sonradan kazanılır. Yani sosyal öğrenme ile kazanılan bir duygu. Başkasından yardım görmeyen hiçbir insan yoktur fakat kendisine yapılan yardımın kıymetini bilmeyen çok kimse vardır.
Bu duyguyu önemsiyorum. Çünkü vefa benim için en önemli duygulardan ve en değerli erdemlerden biri. Vicdan terazisi çalışmayanlarla, merhamet etmeyenlerle ve vefa duygusu olmayanlarla yollarımı ayırmak, hayatta kendime karşı yaptığım en doğru şey. Herkes hata yapar ama kötü kötüdür.

Gelin, vefa duygusunu anlatmaya geriye çok uzun yıllara gidelim:

Kalkayım gideyim, dünyayı gezeyim,
Vefalı kim acep, dünyada, bileyim.
İnsan ender oldu, nerde bulmalı,
Arar bulunursa, arayıp göreyim.
Her arzumu buldum, insan bulmadım ben,
Eğer bulsam, arzum, yüzüne bakayım.
Vefa pek kıt oldu, cefa[1] doldu dünya,
Vefa kimde acep, az’cık isteyeyim.
….
İnsan adı kaldı, insan tavrı gitti,
Bu tavır nerede, ben takip edeyim.”
Kutadgu Bilig, Yusuf Has Hacib

Vefa duygusu bin yıl önce yazılmış siyasetnamemiz Kutadgu Biligilik’te ne güzel anlatılmış hatta bir erdem olarak tanımlanmış. Fakat ne yazık ki bu erdemin yok olduğundan bahsediliyor.
Gördüğünüz gibi o günden bugüne değişen bir şey olmamış aslında. Ne acı değil mi?
Kitapta, vefanın insan olmanın önemli bir niteliği olarak belirtilmesi, bu erdem olmadığında toplumsal yaşamın sıkıntıya düştüğü ve cömertlik, doğruluk, dürüstlük, güven, minnettarlık, iyilik erdemlerine sahip olan, seven kişide görüldüğünün belirtilmesi, vefa erdeminin ne kadar üst bir değer olduğunu gösteriyor. Aynı durum beş yüz yıl önce yazılmış Dede Korkut Hikâyelerinde de söz konusu. O yıllarda toplumumuzda bu değere ne ölçüde önem verildiğini görmemizi sağlıyor.
Yine aynı şekilde  Edip Ahmet’in Atabetü’l Hakayık (Gerçeklerin Eşiği) adlı kitabında dünyanın bozulmasının nedeni “ahlaksızlık” yani evrensel ve zamansız değerleri yitirmek olarak gösterilmiş.
“Bu dünyada insanlık kötüdür;
Yazık, hani insanlık nereye gitti?
Vefa gölünün suyu çekildi, kaynakları kurudu;
Denizlerden daha engin cefa doldu taştı
Dünya düşmanlık, cefa ve eziyetle doldu;
Hani bir vefalı; varsa ara bakayım.
Sen (kendin) bozuksun onun için dünya bozuldu
Niçin bu dünyadan şikâyet ediyorsun.”
Vefa, insan ilişkilerinde temel bir değer olan ve birçok kültürde öne çıkan bir kavram. Bu duygu, sadakat, güven ve bağlılık gibi unsurları içerir, böylece ilişkilerin derinleşmesine ve sürdürülebilir olmasına katkı sağlar. Bu duygu sadece güzel günlerde değil, zor zamanlarda da ortaya çıkan bir tutumdur.
Güzel ahlaka sahip olan insan her zaman vefalı olmaya çalışır. Çünkü vefalı olan kişiler aynı zamanda erdemli kişilerdir. Vefa size yapılan onca iyiliği asla unutmamaktır. Vefalı insan sevdiği insanları asla unutmaz. Onları her zaman arar, hal ve hatırlarını sorar. Dostluklar üzerinde etkisi büyük olan vefa, karşılıklı güveni pekiştirir ve ilişkilerin sarsılmaz bir temel üzerine inşa edilmesine yardımcı olur. Bu, arkadaşlık, aile bağları veya iş ilişkileri olsun, herhangi bir ilişki türünde geçerlidir.
Geçenlerde okudum, Mozart’ın garipler gibi toplu mezara atılmış olmasını ve böyle bir dâhinin mezarının bile bilinmiyor olduğunu öğrendiğimde, insanlık adına utanç duydum.
Günümüze baktığımda vefalı olan kişilerin sayısı oldukça az. Kimi insanlar sadece çıkar üzerine ilişkilerini kurduğu için karşısındaki kişinin duygu ve düşüncelerini hiç önemsemeden vefasız olabiliyor. O çok sevdiğimiz, değer verdiğimiz insan bizi aramayınca üzülüyoruz ve hayal kırıklığı yaşıyoruz. Vefalı insan asla sevdiği insanı üzmemeli. Her nerede olursa olsun o arkadaşını aramalı, ziyarete gitmeli ve muhabbetini asla kesmemeli.
Ne güzel söylemiş Ahmet Bin Kays: Cömertlik olmayınca malın, vefa olmayınca arkadaşın hayrı yoktur.   

Vefa bir semt olmaktan öte bir şey. İnsanca pek insanca bir duygu.