PAŞASUYU TARİHİ -3

İsmail ŞAHİNBAŞ
Tüm Yazıları
Su hayat denmektir. Susuz bir hayat düşünülemez. Tüm kentler, bir su kaynağının kenarına kurulmuştur.

Dünyanın hiçbir yerinde taşıma su ile yaşam kurulmamıştır. Gelişmeye başlayan ilk yerleşimler su kaynakları kenarında bulunan kentler olmuştur. Yukarıdaki tanımlamalar, tüm gelişmiş kentlere uymakla birlikte, birebir şekilde günümüzdeki Kocaeli kentinin kuruluş yerine ve amacına uygun durumdadır.

Nikomedia’dan Kocaeli’ne…

Antik Nikomedia (günümüzdeki Kocaeli), MS II. yüzyılda 100 binlere ulaşan nüfusunun su ihtiyacını başta kuyu ve sarnıçlar olmak üzere kent merkezinde yer alan su kaynaklarından temin etmeye çalışmıştır. Nüfusun ve dünya deniz ticaretinin gelişmesi ile daha çok su ihtiyacını karşılamak amacı ile o dönemin en yaygın sistemi olan suyolları ile su ihtiyacını gidermeye çalışmıştır. Nikomedia’nin Roma hâkimiyetine girmesi ile birlikte su kemerlerinin yapımına başlanmıştır. Antik kaynaklardan elde ettiğimiz bilgilere göre; antik Nikomedia’nin su ihtiyacının Paşasuyu, Topçuoğlu, Kayapınarı ve Yenimahalle suyollarından oluşan dört suyolu ile karşılanmıştır. Yazımızın konusu olan ve Cumhuriyet dönemine kadar da kullanılan Paşasuyu, İzmit kent merkezine yani Nicomedia'ya kadar 19 adet su kemeri ve 40 km’lik bir suyolu ile ulaşmıştır.

MS II. yüzyıldan günümüze…

MS II. yüzyılda büyük gelişim gösteren ve Antalya’da örneği Patara ve Aspendos gibi farklı antik kentlerde görülen bu suyolları çok uzun bir dönem boyunca aktif olarak kullanılmışlardır. Paşasuyu suyolu, MS II. yüzyılın başında (111-113) Nıkomedia'da Bthynia Eyaleti’nin valilik görevini yürüten Plınıus (Gaius Plınıus Luciifilius Caecilius Secundus) tarafından yaptırılan Roma su mühendisliği harikaları arasındadır. Plinius, Roma İmparatoru Trajan’a yazdığı mektubunda Paşasuyu’na bizzat gittiğini, suyun berrak ve duru olduğunu hayranlıkla ve övgüyle anlatmıştır.

Libanius

Günümüzdeki Antakyalı (Antiokheialı) hatip ve edebiyatçı Libanius (MS 314-393) göre; Nikomedeia’nın her yerinde çeşmeler, sarnıçlar ve su kemerleri yer aldığı anlaşılmaktadır. Yine Libanius’un notlarından aldığımız bilgilere göre; MS 358 yılında meydana gelen deprem sonrasında kent içindeki suyollarının tahrip olması nedeni ile bol miktarda suyun boşa aktığını belirtmiştir.

Osmanlı Dönemi

16. yüzyıla Osmanlı topraklarını gezen ünlü Alman seyyah Hans Dernshwam’ın anlatımlarında Nikomedeia’da yalnızca antik kent içindeki su sistemi ilgi su kanallarını gördüğü notlarına almıştır. Evliya Çelebi’nin İzmit’i ziyaret ettiği 1631 yılında Paşasuyu su kaynağını kente taşıma sistemin kullanılmakta ve aktif olduğu anlaşılmaktadır. Richard Pacocke, 1740 yılında 24 sütun, 15 ayaktan oluşan ve bir parmak kalınlığında tuğla ile inşa edilmiş İnbayırı Sarnıcı’ndan söz etmektedir. Charles Texier (1802-1871), su kemerleri ve kanallarını tespit edemediğinden bahsetmiştir. Georgos Perrot (1832-1914) kendisinden önceki seyyahlar gibi İnbayırı Sarnıcı’nı ziyaret etmiştir. Seyahatnamesinde bu sarnıca ait bilgiler vermektedir. 19. yüzyıl bilimsel araştırmacılarından P. D. Pogodin ve O. F. Wulf’un kent ile ilgili çalışmalarında; Paşasuyu’nu inceledikleri, sistemin o dönemde aktif olduğunu, su kanallarının içinden hala su aktığını, bazı yerlerde borular ile köylülerin sistemden tarlalarını su çektiklerini gözlemledikleri anlaşılmaktadır. Roma mimarisinin eşsiz mirası olarak günümüzde hala İzmit’te varlığını süren Paşasuyu, MS II. yüzyıldan 1950’li yıllara kadar şehrin su ihtiyacını karşılayan bir mimari mirastır.