CEBELİBEREKET RUHU İLE DEPREM SONRASI -1

Yaşar İÇEN 01 Eki 2023

Yaşar İÇEN
Tüm Yazıları
Art arda yaşadığımız ve asrın felaketi niteliğindeki iki deprem sonrası hepimiz bir daha asla eskisi gibi olmayacağız!

Acılar elbet unutulmaz, unutulmasın da!

Lakin hayatın devam etmesi gerektiği de unutulmamalı tıpkı Osmaniye’de olduğu gibi…

Art arda yaşadığımız ve asrın felaketi niteliğindeki iki deprem sonrası hepimiz bir daha asla eskisi gibi olmayacağız! Gözlerimiz her daim nemli olacak, yüreğimiz her nefeste burkulacak, boğazımız o acı güne dair her cümlede düğümlenecek ve nice yansımasıyla 6 Şubat acımız hep taze kalacak! Bunlarla birlikte hepimizin güvenle sırtını dayadığı tek dağın; devletimiz olduğunu da ciğerlerimizin her zerresine kadar bir kez daha soluduk…

Evet 6 Şubat’ın üzerinden neredeyse sekiz ay geçti. Depremi yoğun yaşayan şehirlerimiz devletin gücüyle hızla yaralarını sarmaya devam ediyor. Allah ülkemize de hiçbir ülkeye de böylesi bir felaketi bir daha yaşatmasın.

6 Şubat Depremini yoğun yaşayan şehirlerden biri olan Osmaniye’deydim; neler yapılmıştı -yapılıyordu-yapılacaktı yerinde görmek ve dinlemek adına. Depremin ilk anından itibaren kendi yağında sessiz sedasız kavrulup yaraları saran Cebelibereket (Osmaniye), tıpkı adı gibi bereketli yüreğinde tütsülediği deprem acılarıyla hem derman hem de umut olmaya devam ediyor insanına.

Osmaniye’de nerelere mi gittim? Kusursuz işleyişi ile beni şaşırtan konteyner kente, yapımı hızla devam eden TOKİ deprem konutlarına, işyeri hasar gören esnafın hem ekmeğini kazanması hem de şehrin ihtiyaçlarını karşılaması için yapılan konteyner çarşıya, yine depremzede esnafa yönelik hayata geçirilen yeraltı çarşısına, yıkılan mahallelere, ağır hasar aldığı için yıkılmaya devam eden yapılara, belediyenin hayata geçirdiği Sosyal Market’e gidip adım adım gezdim…

AFAD’ın himayesindeki konteyner kentin işleyiş ve detay başarısı takdiri fazlasıyla hak ediyor. Kurumsal ciddiyet kendisini daha giriş kapısında gösteriyor. Sıkı güvenlik uygulamaları alandaki depremzedelere rahat bir nefes aldırıyor. 2100 konteynerde 7500 kişi misafir ediliyor. Her anlamda profesyonel bir alan inşa edilmiş. Çocuklar ve kadınlar öncelikli olarak düşünüldüğü için Aile ve Sosyal Politikalar il Müdürlüğü personelleri yoğun bir şekilde emek sarf ediyor. Bilhassa deprem travmalarının atlatılması konusunda çocukların büyük çoğunluğunu oluşturduğu kesime alan hizmeti de sunan merkeze herkes öyle aşina olmuş ki, başka konularda da gelip bilgi desteği alıyorlar.

Konteyner kentte yer alan sağlık ocağı da kapasitesi dahilinde günlük ortalama 35-40 hastaya bakıyor. Genç Ofis’te kendi bünyesinde gençlere dokunmaya çalışıyor. Ve Kızılay hem elişi (hobi) kurs hem de bir eğitim kurumu gibi geniş çerçevede hizmet veriyor depremzedelere. İtiraf edeyim konteyner kentte pek çok işleyiş başlığını takdir etmekle birlikte anaokuluna ve Altındağ Belediye Başkanı Asım Balcı’nın inşa ettiği devasa çocuk oyun alanına ayrı bir hayran kaldım. Yaklaşık 150 miniğe anaokulu olan konteynerlerin içi tam teşekküllü hiçbir eksik yok ve miniklerin keyfi yerinde. Konteyner kent günlük işleyişiyle pekte dışarıya ihtiyaç duymuyor gibi. Esnaf depremzedeler AFAD yöneticilerinin desteğiyle pek çok başlıkta iş yerini açmış ve yine depremzedelere hizmet veriyor. Kuaför, bakkal, market, fırın ve daha pek çoğu orta ebatta bir çarşı oluşturarak alandaki yerini almış.

Konteyner kentin oluşturulmasında büyük emekleri bulunan AFAD Konteyner Kent Sorumlusu Oktay Deniz ve hizmet personeli ile alanı gezerken bizi gören depremzedeler de yanımıza gelip sohbet ediyordu. Kimi teşekkürünü, kimi isteğini, kimi eksiğini, kimi de hoşgeldiniz diyerek samimiyetini iletiyordu. O gün bir kez daha anladım ki; gıda, güvenlik, fiziki ihtiyaçların karşılanması kadar “ruhun sohbete ve dosta olan ihtiyaçları“ da çok önemli. Osmaniye güneşine aldırış etmeden hepimiz orada saatlerce oturup dertleşebilirdik deşarj olmak adına zira konteyner kentte A’dan Z’ye hizmet veren tüm çalışanlar da depremzedeydi. Depremden hemen sonra eşini, annesini, çocuklarını, babasını, kardeşlerini ve daha nicesini bırakıp hepsi görevinin başına koşmuştu. Başta Osmaniye Valisi Dr.Erdinç Yılmaz olmak üzere komple Osmaniye, depremin yaralarını sükunetle taçlandırdıkları koordinasyon başarısıyla sarıyor. Cebelibereket’e yakışan bu duruş için Vali Yılmaz’a ve emeği geçen herkese bir kez daha teşekkür etmeli…

Konteyner de olsa çiçeklerle dolu saksıları, tepsilere dökülüp güneşe bırakılan domates biber salçalarını, iplere geçirilen kurutmalıkları görünce “kadın elinin” her zaman her yerde yaşamı yeniden yeşerttiğini anımsamıştım.

Konteyner kentteki yaşamda, ana yüreği bereketiyle can olmuş misafirlerine…

Osmaniye’den aldığım notların ikinci kısmını dilerseniz birkaç gün sonraya bırakalım.