sıkıyönetim anayasaya aykırı bulundu
Güney Kore Anayasa Mahkemesi, Devlet Başkanı Yoon Suk Yeol’ün 3 Aralık 2024’te ilan ettiği sıkıyönetimin anayasaya aykırı olduğuna hükmederek azil kararını onayladı. Mahkeme, Yoon’un ilan ettiği sıkıyönetimin, Güney Kore Anayasası’nda belirtilen “ulusal kriz” şartlarını karşılamadığını belirterek, görevden alınmasına karar verdi.
Sıkıyönetim Kararı Anayasa ve Meclis Yetkilerini İhlal Etti
Yonhap haber ajansının aktardığına göre, Anayasa Mahkemesi, Yoon'un sıkıyönetim ilanının ardından Ulusal Meclis’e asker göndererek anayasal yetkileri ihlal ettiğini ve demokratik sürece müdahale ettiğini bildirdi. Mahkeme, bu gerekçelerle Ulusal Meclis tarafından sunulan azil önergesini kabul etti.
Yoon’un kararı, hem içerik hem de uygulama açısından hukuka ve demokratik değerlere aykırı bulundu. Bu gelişmeyle birlikte Yoon, Güney Kore tarihinde azledilen ikinci devlet başkanı oldu. Daha önce, 2017 yılında eski Devlet Başkanı Park Geun-hye yine Anayasa Mahkemesi kararıyla görevden alınmıştı.
60 Gün İçinde Devlet Başkanlığı Seçimi Yapılacak
Azil kararının ardından Yoon Suk Yeol derhal görevden alındı. Güney Kore Anayasası gereği ülke, 60 gün içinde yeni devlet başkanını seçmek üzere sandığa gidecek. Bu süreçte geçici olarak devlet başkanlığı görevini başbakan üstlenecek.
Azil Süreci ve Hukuki Gelişmeler
Yoon hakkında azil önergesi, 14 Aralık 2024’te Ulusal Meclis’te nitelikli çoğunlukla kabul edildi. Ardından konu Anayasa Mahkemesi’ne taşındı. 9 üyeli mahkemede 6 yargıcın kabul oyu yeterli olurken, mevcut 8 yargıcın büyük çoğunluğu azil lehine oy kullandı.
Öte yandan Yoon, “ayaklanmaya liderlik etmek” ve “görevi kötüye kullanmak” suçlamalarıyla yargılandı. 15 Ocak’ta gözaltına alınan Yoon, 19 Ocak’ta tutuklandı ve Güney Kore tarihinde gözaltına alınan ilk devlet başkanı oldu. Ancak, 8 Mart 2025’te tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.
Güney Kore'de Demokratik Denetim Mekanizmaları Devrede
Yoon’un görevden alınması, Güney Kore’nin anayasal denetim mekanizmalarının etkinliğini ve hukukun üstünlüğü ilkesine olan bağlılığını bir kez daha gözler önüne serdi. Uzmanlara göre bu karar, ülkede siyasi gücün denetimi açısından tarihi bir dönüm noktası niteliği taşıyor.