Hollywood’un en gözde çiftlerinden biri olan Lily Collins ve Charlie McDowell, Los Angeles’ın doğu yakasındaki Mid-Century tarzı tarihi evlerinde huzurlu bir yaşam sürüyor. Evin her köşesi, çiftin zarif zevklerini ve İskandinav esintili dokunuşlarını yansıtıyor.

Los Angeles’ın Saklı Cenneti: Collins-McDowell Çiftinin Evi
Lily Collins, Netflix'in popüler dizisi Emily in Paris ile dünya çapında büyük bir hayran kitlesine sahip olsa da, gerçek hayattaki huzurunu Los Angeles’ta, gözlerden uzak bir Mid-Century tarzı evde buluyor. Eşi, ünlü yönetmen Charlie McDowell ile birlikte 2021 yılında satın aldıkları bu tarihi ev, çiftin kişisel dokunuşlarıyla daha da özel hale gelmiş durumda.

Ev, savaş sonrası dönemin önde gelen mimarları tarafından tasarlanmış ve zaman içinde Ulusal Tarihi Yerler Sicili’ne dahil edilerek korunmuş. Hollywood'un modern mimari harikalarından biri olarak kabul edilen bu ev, Batı Hollywood’daki ikonik Stahl House ve Ray & Charles Eames’in ünlü tasarımlarının bir parçası olan diğer yapılarla aynı mirası paylaşıyor.

İlk Görüşte Aşk: Evle Kurulan Özel Bağ
2021 yılında, yağmurlu bir günde yeni nişanlanan Lily ve Charlie, ilk kez bu evin kapısından içeri girdiklerinde adeta büyülendiler. Şöminenin sıcak alevleri karşısında birbirlerine bakarak, buranın kendileri için doğru yer olduğunu hissettiler. "O an her şey netleşti. Söze gerek yoktu, çünkü burası bizim evimizdi," diyor Lily. Çift, hiç vakit kaybetmeden bu evi satın almak için teklifte bulundu.

Sanat ve Tasarımın Buluştuğu Özgün Bir Yaşam Alanı
Ev, Lily ve Charlie’nin karakteristik tarzlarını mükemmel bir şekilde yansıtıyor. İç mimar Emily Farnham ile çalışarak, evin tarihi dokusunu koruyarak yenilediler. Lily’nin koleksiyonundaki 20th Century Fox tabelası ve Charlie’nin vintage saatleri gibi kişisel detaylar, evi sıradan bir mekândan çok, anlam dolu bir yaşam alanına dönüştürdü.

Lily’nin özel dokunuşları:
- Eski çocuk kitapları ve moda broşürleriyle dolu kitap rafları
- John Steinbeck’in ilk baskı romanları
- İskandinav esintili Marta Maas-Fjetterstrom halıları

Charlie’nin tasarım tutkusu:
- İskandinav tasarım sandalyeleri koleksiyonu (Hans Wegner ve Finn Juhl imzalı parçalar)
- Saatlerce müzayede sitelerinde halı arayışı
- Mutfakta sergilenen iki adet Noma yemek kitabı

Lily, iç mekan tasarımını "Orta Çağ Kaliforniya'sının İskandinavya ile buluşması" olarak tanımlıyor. Bu sadece iç mekanla sınırlı değil; bahçeleri bile ünlü tasarımcı Piet Oudolf’un stilinden ilham alarak düzenlenmiş.

Zamanın Ötesinde Bir Ev ve İskandinav Etkisi
Collins-McDowell çifti, Mid-Century tarzını modern unsurlarla harmanlayarak, zamansız bir estetik yaratmış durumda. Beton zeminler, sıcak toprak tonlarıyla yeniden yorumlanmış ve ön girişte Japon esintili mükemmel bir bonsai ağacı yer alıyor.
Evleri o kadar ilham verici ki, çift sonunda Kopenhag’da da bir mülk satın aldı. "Ancak bu evi, İskandinavya’da gerçekten kök salmaya başlamadan önce tasarlamıştık," diyor Lily.

Özel Anlarla Dolu Bir Yuvaları Var
Her eşya, her detay bir anıyı temsil ediyor. Mutfağın köşesinde, düğünlerinden hatıra kalan orman yeşili bir Yeti kupa duruyor. Charlie’nin Noel hediyesi olarak aldığı imzalı ilk baskı Winnie the Pooh kitabı kütüphanede özel bir yerde sergileniyor.

Lily ve Charlie’nin özel parçaları:
- Ingmar Bergman’a ait eski bir tabak
- İngiliz müzisyenlere benzeyen vintage Danimarka heykelleri (Postacı Pat ve Ronnie Wood)
- Düğün hatırası Yeti kupa

Çift, evlerinde sadece günlük hayatlarını değil, özel kutlamalarını da yaşıyor. Geçtiğimiz Aralık ayında burada düzenledikleri yılbaşı partisinde, tüm gece Noel müziği çalıp misafirlerine şarap ve peynir ikram ettiler. İlk kez o gece, hayran oldukları şöminelerinde ateş yaktılar.
"Bu eve giren herkes, bizim gibi buraya aşık olabilir," diyor Lily Collins.