Türk müziğinin efsane ismi Ferdi Tayfur, 79 yaşında Antalya’da tedavi gördüğü hastanede hayata veda etti. Usta sanatçının vefatı, müzik ve sinema dünyasında büyük bir üzüntüyle karşılanırken, sanat, spor, siyaset ve iş dünyasından pek çok isim taziye mesajları paylaştı. Ancak, Tayfur ile bir dönem büyük sorun yaşayan Ata Demirer’in sessiz kalması dikkatlerden kaçmadı.
Ata Demirer’den Taziye Mesajı Gelmedi
Ferdi Tayfur’un ölümünün ardından pek çok ünlü isim sosyal medyada ve farklı platformlarda başsağlığı mesajları yayımlarken, ünlü komedyen ve oyuncu Ata Demirer’in herhangi bir paylaşım yapmaması gündem oldu. Tayfur’un, “Berlin Kaplanı” filmi nedeniyle Demirer’e açtığı dava ve aralarındaki kırgınlık, bu sessizliğin nedenlerinden biri olarak değerlendiriliyor.
“Berlin Kaplanı” Davası İkilinin Arasını Açı
2009 yılında bir televizyon programında Ferdi Tayfur ve Ata Demirer bir araya gelmiş, Tayfur, “Lambalı Saz” isimli film projesinden bahsederek başrol için Demirer’i düşünmüştü. Tayfur, Demirer’in talebi üzerine senaryoyu kendisine gönderdiğini iddia etmişti. Ancak, üç yıl sonra Demirer’in “Berlin Kaplanı” adlı sinema filminin vizyona girmesi, ikili arasında büyük bir krize neden oldu.
Ferdi Tayfur, Demirer’in kendi senaryosundan izinsiz alıntılar yaptığını öne sürerek dava açtı. Ancak, mahkeme “Berlin Kaplanı” senaryosunun Ata Demirer’e ait olduğuna hükmetmiş ve Tayfur’un dava talebini reddetmişti.
“Felç Geçirdim, Hakkımı Helal Etmiyorum”
Davayı kaybetmesinin ardından Ferdi Tayfur, büyük bir hayal kırıklığı yaşadığını ve bu olayın kendisini derinden etkileyerek felç geçirmesine sebep olduğunu dile getirmişti. Usta sanatçı, şu sözlerle tepkisini dile getirmişti:
"Berlin Kaplanı benim senaryomdan alıntı yapılarak çekildi. Bu yüzden çok büyük üzüntü yaşadım. Ata Demirer’e asla hakkımı helal etmiyorum."
Demirer’in Sessizliği Tepki Çekti
Tayfur’un vefatından sonra, aralarındaki dava ve kırgınlık nedeniyle Ata Demirer’in sessiz kalması sosyal medyada tartışma yarattı. Bazı kullanıcılar, Demirer’in Tayfur’un hatırasına saygı göstermesi gerektiğini savunurken, diğerleri iki taraf arasında yaşanan gerilimleri hatırlatarak bu durumu Demirer’in kişisel tercihi olarak değerlendirdi.