
İletişimde kaybolan zaman
Dijital dünya ile birlikte literatürümüze yeni terimler eklenmeye devam ediyor ya da var olan terimlerin içeriği farklı anlamlarla dolduruluyor. FOMO sendromu nedir? Bu, hayatımız içerisinde fırsatları kaçırma, gündemi kaçırma telaşı, kaygısı ve korkusudur. İnsanlar, dijital dünyada geride kalmamak adına sürekli çevrimiçi kalmaya çalışıyor. Bu da iletişimin derinlik kaybına sebep oluyor. Derinleştirmeden, anlam derinliğini algılayamadan, tekdüze ve hızlı bir akış…
Bununla birlikte maruz kaldığımız binlerce ileti içerisinde kendi gerçeğimizden uzaklaşıyor, boğulup kayboluyoruz. FOMO sendromu ifadesi çokça gündeme geliyor. Hepimizin gündemi kaçırma kaygısı ve korkusu var ve bu, bambaşka bir sendrom haline dönüştü. Oysaki gerçekten hayatımızı hiç ilgilendirmeyen o kadar çok kirli mevzuya maruz kalıyoruz ki! Bizi manipüle eden, şaşırtan, yanıltan ve gerçek algımızı, dikkatimizi dağıtan bir durum…
Kendisine ait hayatı yaşayamayan insan, dış dünyanın penceresinde bir de dijital evrenin o yoğun içeriğine dahil olmak zorunda kaldı. Dönem dönem yazılarımda bu uyarılarda ve hatırlatmalarda bulunmaya devam ediyorum. Amacım, insanın kendi öz benliğini fark edebilmesi ve ona göre sosyal hayata ve gerçek normlara ayak uydurabilmesi. Dijital dünya ile birlikte çok daha fazla etkin süreç yönettiğini zanneden insanoğlu, aslında hayatını nasıl zayi ettiğini, ömür denen muhteşem sermayeyi nasıl boşuna tükettiğini belki de daha sonra fark edecek. Düşünün ki gün içinde, kendinize insani ve manevi yatırım olarak kullanmanız gereken zaman dilimini, evrenin karmaşası içerisinde izleyerek tüketiyoruz.
En acısı da kendimizle beraber ailemizi, sevdiklerimizi ihmal ediyoruz. Bu sendromdan kurtulmanın en önemli yollarından biri, telefondan olabildiğince uzak durmaktır. En azından günün belli saatlerinde mutlaka telefonu farklı bir odaya bırakın, farklı bir noktada kalsın ya da yanınızda bulunduğu anda sessize alıp ekranı ters çevirin. Her saniye ulaşılabilir olmak ya da her saniye ulaşabilmek, senin bu sosyal evren labirentinin içinde kaybolmana sebep oluyor. Bu labirentten çıkabilmenin tek yolu, telefondan belli süre uzak kalmaktır. Doğada güzel bir yürüyüş yapmak, sevdiklerinin yüzüne, gözlerinin içine bakarak bir fincan kahve içmek, bir kitap okumak…
Hayatı anlamlandırabilecek o kadar güzel aktiviteler var ki! Merak etmeyin, siz olmasanız da bu evrendeki ileti bombardımanı devam edecek. Bizi ilgilendirmeyen onca kirli bilginin içinde boğulup gitmemek adına bu uyarıyı dikkate almalısınız. Şimdiden Ramazan Bayramınızı tebrik ediyorum. İslam âlemi ve tüm dünya için barış, mutluluk, huzur dualarımla…