
Ömer Aras’ın TÜSİAD konuşması üzerine
Ömer Aras’ın TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi’nde yaptığı konuşma, Türkiye’nin ekonomik ve hukuki sistemine yönelik ağır eleştiriler içermektedir. Ancak bu konuşmanın, yapıcı bir tartışma zemini oluşturmaktan ziyade, siyasi bir söylem geliştirme amacı taşıdığı görülmektedir. TÜSİAD gibi önemli bir iş dünyası örgütünün, ekonomi ve sanayi politikalarına odaklanması beklenirken, bu tür siyasi söylemlerin ön plana çıkması, kurumun tarafsızlığına gölge düşürmektedir.
Öncelikle, Aras’ın “moral bozukluğu ve güven bunalımı” yaşandığına dair ifadeleri, Türkiye’nin ekonomik gerçekleriyle çelişmektedir. Son yıllarda dünya genelinde yaşanan ekonomik krizlere rağmen Türkiye, güçlü büyüme rakamları elde etmeye devam etmektedir. İhracatta rekorlar kırılmış, sanayi üretimi artmış ve enerji bağımsızlığına yönelik önemli adımlar atılmıştır. Türkiye, savunma sanayinden yerli üretime kadar birçok alanda başarı hikâyeleri yazarken, TÜSİAD’ın bu kazanımları görmezden gelerek karamsar bir tablo çizmesi, objektif bir değerlendirme olmaktan uzaktır. Aras’ın konuşmasındaki bir diğer önemli nokta, hukuk sistemine yönelik eleştirileridir.
Türkiye’de yargı bağımsızlığı esastır ve hukukun üstünlüğü çerçevesinde tüm süreçler işletilmektedir. Ancak Aras’ın konuşması, yargının tarafsız olmadığı imasını içermektedir. Bu tür açıklamalar, hukuki mekanizmalara olan güveni sarsma çabası olarak değerlendirilebilir. Özellikle, devletin terörle mücadelede attığı adımları eleştirirken, bu mücadelenin gerekliliğine hiç değinilmemesi düşündürücüdür. Hukukun üstünlüğü kavramı, her devlet için hayati önem taşır ve yargı süreçlerini siyasi bir tartışma konusu haline getirmek, toplumsal güveni zedeleyebilir.
TÜSİAD’ın asli görevi, Türkiye’de sanayi, ticaret ve üretimi destekleyecek adımlar atmak olmalıdır. Ancak son yıllarda bu kurum, siyasi eleştirilerle gündeme gelmekte ve iş dünyasının çıkarlarını gözetmekten çok belirli bir ideolojik çizgi doğrultusunda hareket etmektedir. Türkiye’de iş insanlarının en büyük beklentisi, istikrarlı bir ekonomi ve yatırım ortamıdır. Hükümetin sunduğu teşvikler, üretimi artırmaya yönelik projeler ve uluslararası ticarette elde edilen başarılar, iş dünyası için büyük avantajlar sunmaktadır. Ancak TÜSİAD gibi kurumların sürekli olarak siyasi eleştiri yapması, iş dünyasını temsil etme amacından sapıldığını göstermektedir.
Ömer Aras’ın konuşması, Türkiye’nin ekonomik ve hukuki sistemine yönelik taraflı bir bakış açısını yansıtmaktadır. TÜSİAD’ın ülkenin sanayi ve ticaretine katkı sağlaması gerekirken, siyasi tartışmalara girmesi, iş dünyasına zarar verebilir. Türkiye’nin ekonomik büyümesini ve hukuk sisteminin bağımsızlığını göz ardı eden bu tür söylemler yerine, yapıcı eleştiriler ve çözüm önerileri sunmak çok daha faydalı olacaktır. TÜSİAD, ülkenin kalkınması için daha yapıcı bir yaklaşım benimsemeli ve hükümetle iş birliği içinde çalışarak Türkiye’nin geleceğine katkıda bulunmalıdır. Hakikatin er ya da geç kendini göstermek gibi bir düsturu vardır. Bugüne kadar hükümet politikalarını belirlemeyi alışkanlık haline getirmiş TÜSİAD’ın, bu eleştiriyi yapmada ki amacı gelecek günlerde kendini gösterecektir.