
PKK “NATO misali” sadece Öcalan ile olmaz
Şırnak örneğinde olduğu gibi yatırım ve istihdamın batıdan doğuya göç edilmesini konuşuyorsak şimdilerde, yüreklerin de batıdan doğu limanlarına “samimiyetle” yanaşma vaktidir şimdi… MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin yaptığı açıklamanın üzerinden aylar geçti. İyi ki de geçti zira büyük bir kesime kalsa her şey birkaç hafta içinde temelsiz, çatısız, anlamsız, hazımsız bir şekilde oldu bittiye getirilmeliydi. Başından beri bu çağrıyı tutkuya çevirmeye çalışanlar ön görüden ve kurumsal devlet bakış açısından uzak açıklamalarla “ben bilirimcilik” oynasa da hepsinin boş çıktığını ve bu işin oldu bitti fantezilerle ilerlemeyeceğini gördük/göreceğiz. 15 Şubat’ta Öcalan ev hapsine çıkmayacaktı, temeli sağlamlaştırmadan açıklama yapılmayacaktı, Erbil Yönetimi’nin ve Iraklı Kürtlerin sürece desteği görmezden gelinmeyecekti, Suriye realitesi bu işin dışında bırakılamazdı, NATO misali pek çok ülke denklemini içinde barındıran PKK’nın lağvedilmesi sadece Öcalan ile olmazdı, Suriye’de SDG dışındaki Kürtler de görülmeli ve muhatap alınmalıydı… Ve bu cümlelere ekleyeceğim daha nice temkin-tedbir-öngörü cümlesi varken sözünü ettiğim “her şeyi ben bilirim diyen-asırlık cümlelerin üstüne yenisini koyamayan-oldu bittici kesim” aylardır havanda su dövmekten başka bir şey yapmıyor.
SİLBAŞTAN CÜMLELER LAZIM BİZE…
Kürtler başlığına dair onca yıldır “aynı isimler”; hep aynı cümleleri zikrediyor, aynı zeminde patinaj yapıyor, güncele hitap edemiyor ve onların rehberliğinde bir arpa boyu yol alınamıyorsa ortada ciddi bir sorun var demektir. Masaların, kürsülerin, mikrofonların ve zihinlerin yeni vizyonlara devredilmesi gerekiyor bu net zira Kürt başlığını konuşan kesimin tüm çerçevesi 40 yıl önceye ait ve bu zihin orta-genç-gelecek nesilleri temsil etmiyor.
BAHÇELİ’YE EN ÇOK KÜRTLER DUA YOLLADI…
Bahçeli’nin “Türkiye Yüzyılı” çağrısı yerindeydi, gerekliydi ve “benim için” beklenendi. Bu çağrıdan nasıl ki kimselerin haberi yoktu ve herkes büyük şok yaşadıysa bu durumun gizemi halâ devam ediyor. Sürecin nasıl ilerleyeceği konusunda siyaset-bürokrasi-iş dünyası-vatandaş kimseler bir şey bilmiyor ve Bahçeli’nin ağzından çıkacak cümleleri merakla bekliyor. Bu merakla birlikte MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin geçirmiş olduğu rahatsızlık haberine Kürtlerin gösterdiği refleks, üzüntü ve bir an evvel iyileşmesi yönündeydi çünkü Bahçeli’nin “Türkiye Yüzyılı” duruşunu en fazla Kürtler destekliyor.
ERBİL’İN VARLIĞI VE DESTEĞİ ÇOK ÖNEMLİ…
Evet muhatap sadece Öcalan ve DEM olmamalıydı. Gerekli destekler alınmalı ve istişareler yapılmalıydı. DEM Parti Heyetinin gerçekleştirdiği Kuzey Irak Kürt Yönetimi ziyaretleri de olması gerekenlerin başında geliyordu. Bölgenin huzurunu sağlamak konusunda önemli payı olan Mesud Barzani her zamanki mütevazi ev sahipliğiyle karşıladı DEM Heyetini. DEM Partili yöneticilerin geçmişte yaptığı tüm hatalı açıklamalara rağmen KDP Başkanı Mesut Barzani sürece desteğini yineledi. DEM Heyeti ayrıca Erbil’de IKYB Başkanı Neçirvan Barzani ve Süleymaniye'de KYB Başkanı Bafel Talabani ve Kubat Talabani ile görüştü. Görüşmelerde Öcalan’ın mesajını aktaran DEM Heyeti İmralı’ya iletmek üzere de notlar aldı. Bu ziyaretlerin yansımalarını önümüzdeki günlerde göreceğiz. Bilhassa KYB Başkanı Bafel Talabani’nin yaklaşımının Türkiye’nin Süleymaniye’ye uyguladığı ambargolara ve Türkiye-KYB köprülerinin yeniden açılmasına yansıyıp yansımadığını göreceğiz. Bu durum Kerkük konusunda da yeni gelişmeleri ve silbaştanları beraberinde getirebilir benden söylemesi.
KÜRTÇEYE VEBA MUAMELESİ NEDEN?
Bahçeli’nin çağrısını destelemek amacıyla gazeteci Rasim Ozan Kütahyalı da son süreçte fazlasıyla ön plana çıkıyor ve “empati” temasıyla konuşmalar-paylaşımlar yapıyor. Bilhassa da Kürtçe öğrenme çabası “samimiyse” anlamlı. Kütahyalı’yı seversiniz veya sevmezsiniz ona karışmam fakat tartışmaya açtığı konu bu kez önemli. Eğer Kürtler ile yeri geldiğinde kardeş, komşu, dünür, arkadaş, dost, eş, sevgili, ortak, yoldaş isek neden Kürtçeye vebalı muamelesi yapılıyor? Kürtlerden doğan çocuklarınızı ve torunlarınızı red mi edeceksiniz?
DEVRİMCİ MASROUR BARZANİ…
Suriye konusunda çok önemli ve kimselerin konuşmadığı/aklına gelmediği bir pencereyi IKBY Başbakanı Masrour Barzani açtı. Başbakan Barzani’yi başından beri devrimci lider olarak görüyorum ve yorumluyorum. Çünkü kendisi bilgili, kararlı, güçlü, vizyoner, kurumsal duruşu ile Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’ne yeni bir yönetim anlayışı kazandırdı. Bu enerjisiyle coğrafyayı yeniden okuyan ve yeni stratejiler belirlenmesine vesile olan Başbakan Barzani, Suriye Kürtlerine de güçlü bir rehber olacaktır. Başbakan Masrour Barzani Suriye’de Kürtleri sadece SDG’nin temsil etmediğini ve Suriyeli Kürtler hakkında tek muhatap olarak SDG’nin kabul edilmesinin yanlış olduğunu ifade etti. Ayrıca SDG’ye de “Suriyeli diğer Kürt partilerini/oluşumlarını yan yana getirmesi- güçlendirmesi-söz sahibi yapması” yönünde çağrı yapan Başbakan Masrour Barzani’nin bu açıklamaları önümüzdeki günlerde yeni stratejiler eşliğinde önemli gelişmelerin yaşanacağına işaret ediyor kanaatimce. Başbakan Masrour Barzani’nin yaptığı açıklamadan anladığım kadarıyla Suriye’ye dair şunu söyleyebilirim; yakın zamanda Suriye Cumhurbaşkanı Ahmet el Şara ve SDG Lideri Mazlum Abdi başta olmak üzere diğer tüm Suriye güçleri yan yana gelerek “Suriye bizim iç meselemizdir dışarıdan hiçbir ülkenin müdahil olmasını istemiyoruz” diyebilirler…
DİYARBAKIR’DA “KEŞKELER” EŞLİĞİNDE KÜRT ÇALIŞTAYI…
Diyarbakır’da düzenlenen Kürt Çalıştayı elbette ki bir kesime hitap etmiş ve onların sesi olmuştur bu nedenle saygı duyulması gerekiyor. Fakat o çalıştaya dair kocaman keşkeler var içimde. Çalıştayın yapıldığı salonda gerek dinleyici gerekse konuşmacı olarak analar, bacılar, kız evlatları neden yoktu? Ortam neden “Cuma Namazı” konseptliydi? Terörün yarattığı acıları yürekten yaşayanlar ve hissedenler sadece analar olduğu halde neden görmezden gelmişlerdi? Ayrıca Kürt başlığında çözüme kavuşmak için “sadece erkek aklından çıkılsın” artık zira onlarca yıldır “aynı cümleler ve sadece erkekler” ile yol alınamadığını gördük. Türkiye’nin silbaştan cümlelerle birlikte “Ana Yüreğine ve Ana Mantığına” ihtiyacı var artık…