Yeni Birlik Gazetesi
İstanbul
Kapalı
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
ANKARA
00:00:00
İmsak vaktine kalan
İSTANBUL
00:00:00
İmsak vaktine kalan
Ara

Çabamız yeterli mi?

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Az bir çaba ile fazlaca bir sonuca ulaşmak isteğimizin çoğu zaman farkında olmayız. Oysaki ulaşmak istediğimiz sonuç, başarı ne kadar büyük ve etkileyici ise o sonuca ulaşmak için göstereceğimiz çaba da en az o kadar büyük ve etkileyici olmalıdır. Günümüz insanının yaşam kavgasındaki önemli bir sınavı da bu noktadadır. Daha az çalışarak daha büyük sonuçlara ulaşmayı bekler olduk. Daha da ilginç olanı, az çabamızla önemli bir sonuca ulaşmadığımızda da sanki hak ettiğimize ulaşamamış gibi psikolojik tepkiler gösteriyoruz. Yaşamda birkaç kareye bakalım ki derdimiz daha iyi anlaşılsın... 

“YETERLİLİK ALGIMIZ” SAĞLIKLI MI? 

Günümüz öğrencisi, çok az bir çalışma ile esasen başarının gerektirdiği disipline girmeden geçer notlar almak; sınıfını hem de iyi derecede geçmek istiyor. Bu olmayınca da anlamsız tepkiler gösteriyor hatta saldırganlaşabiliyor. Bir ev hanımı, evde bulunmayı ve evin asgari işlerini yapmayı yeterli görüp sürekli bir şikâyet ve beklentiler yumağına girebiliyor. Çoğu zaman evin dışındaki uğraşlara dalabiliyor, hatta evinin temel gereklerini unutabiliyor. Çocuklarına anne karnından itibaren gereken zamanı ayırmadığı hâlde, onların kimi sorunlu davranışlara neden yöneldiklerini bir türlü anlayamıyor. 

Bu ruh hâli ile çoğu zaman yuva sıcaklığını yakalayamadığı için de evlilikler dağılabiliyor. Benzer biçimde bir baba; eve para getirmenin yeterli olacağını düşünüyor da kendisini eşine ve çocuklarına yani ailesine adamak yerine adanacak başka başka merciler bulabiliyor. Sonra da neden ayrılık noktasına geldiğini anlamaz bir ruh hâli sergileyebiliyor. Çalışıp eve getirdiği paraların yuva saadetine yeterli olacağını düşünüyor. Bir insan olarak tüm duygularını, tüm hücrelerini aile ortamının emrine verecek çabayı, çalışmayı ortaya koymadığı hâlde; ailenin neden sorunlu olduğunu, çocuk ve gençlerin neden kaçak durumda olduğunu anlayamayıp uzman uzman dolaşıyor. Aynı şekilde bir çalışan; kendisini iş yerine getirmenin, belirli bir saat diliminde iş yerinde bulunmanın yeterli olacağını düşünür. 

Sonra istekleri başlar: Daha fazla maaş, statü, prim vb. ister durur. Kendisini tüm hücreleriyle işe vermeden; işin, iş yerinin onu ihya etmesini bekler. Beklemekle kalmayıp örnekler gösterir, durmadan şikâyetçi olur. Belki de farkında olmadan, içinde yer aldığı iş yeri gemisinde delikler açmanın uğraşısı bazen en önemli işi olur. Bedenini iş yerine getirmenin yeterli olacağını düşünür. Çoğu zaman çok geçmişindeki eğitiminde takılıp kalır yahut fiziksel albenisini fazla önemser ve asıl konular üzerinde çalışmayı unutur. Günlük çalışma sürecinde şahsi uğraşları, mesajları, kendi bireysel ilişkileri daha da ağır basar. İş yerinde çalışan görünür sadece. Bir lider için de benzer durum söz konusudur kimi zaman. 

Geçmişteki kimi eğitimler, başarılar, yapılan işler, kazanılan mevkiler ve benzerinin bugünkü liderlik koltuğu için yeter de artar olduğunu düşünür. Kimi zaman kendisini bulunmaz Hint kumaşı görür, güzel giyinir, havası, kibri, benlik takıntısı olur. Arabası, şoförü, maaşı; kısacası tüm maddi kazanımlarının en üstünü bekler, ister, 2 hatta zorlar. Ama sıra performansa gelince; piyasa bozuktur, çalışanlar yetersizdir, ihaleler taraflıdır, sektör sorunludur, genel bir durgunluk vardır… Zatını dış dünyaya kanıtlama çabası, işi için göstermesi gereken çabayı gölgede bırakır çoğu zaman. Çalışanlarının duygularını algılamaktan o kadar uzaktır ki; takım oluşturmayı bir kenara bırakın çalışanlarını tanımaz, günlük psikolojilerine inemez, algılayamaz ve onlarla bir bütün olamaz. 

BAŞARILI SONUÇLAR, BAŞARILI BİR ÇALIŞMA DİSİPLİNİ GEREKTİRİR 

Tabi ki belirttiğimiz davranış modellerini tersine döndürüp başarıya hem de hak edilmiş bir başarıya ulaşan öğrenciler, anne-babalar, çalışanlar, yönetici ve liderler az değildir. Ancak unutulmamalıdır ki; başarılı sonuçlara ulaşmak, başarılı bir çalışma disiplininin sonucudur. Sadece çevreden beklemek, şikâyet etmek, çaba konusunda tutucu bir davranışa sahip olmak; buna karşılık sürekli bir memnuniyetsizlik, tatminsizlik, olumsuz bir ruh hâli sergilemek, amaçlanan sonucu getirmediği gibi başka arızalara da neden olabilir.

Yorumlar
Aşağıdaki görselde işlemin sonucu kaçtır?
Captcha Image
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *