Yeni Birlik Gazetesi
İstanbul
Açık
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
ANKARA
01:22:49
Öğle vaktine kalan
İSTANBUL
01:38:49
Öğle vaktine kalan
Ara

Trump krize dost mu?

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

COP29 Bakü’de, dünyanın en değerli iklim aktivistlerinden biri, ABD eski Başkan yardımcısı Al Gore da vardı. Dünya kadar veri, bir sürü analiz, ekibinin geliştirdiği yapay zeka programı içeriği gibi bilgiyle desteklediği, çok etkileyici bir sunum yapmıştı. 

Özellikle ABD’nin nasıl etkilendiği, Kuzey Caroline eyaletinin devasa ölümcül rakamlarını sunduğu bölüm, salondaki herkesi derinden sarsmıştı. İklim krizi bir gerçek. İnsan sebep oldu, insan çözmeye çalışıyor; o nedenle içinde bulunduğumuz çağa Antroposen, yani insan çağı adı veriliyor. İkinci kez göreve gelen ABD Başkanı Donald J. Trump, yine akıl tutulması yaratacak eylemlere girişiyor, kararlar açıklıyor. Al Gore gibi isimlerin sunduğu verileri hiçe sayıyor. 

“Amerika, yeniden Büyük Amerika olacak” söylemiyle kırıp dökmekten çekinmiyor. Pandemi döneminde “dezenfektan için” diyecek kadar sorumsuzca davranabilen Trump, bakın yeni açıkladığı Enerji Düzenlemeleri ve Politikaları Güncellemesi içinde neler yapacak? 

* DOE Hibeleri ve Kredileri: Trump yönetimi, DOE'nin (ABD Enerji Bakanlığı) temiz enerji hibeleri ve kredileriyle ilgili uygulamalarını durduracak. Özellikle Enflasyon Azaltma Yasası (IRA) ve Çift Taraflı Altyapı Yasası (BIL) kapsamında yapılan ödemeler durdurulabilir. Bu durum, batarya depolama, hidrojen, güneş enerjisi, rüzgar ve karbon yönetim teknolojileri gibi alanları etkileyebilir. 

* Düzenleyici İyileştirme: Enerji altyapısının modernize edilmesi için federal izin süreçlerinin hızlandırılması planlanıyor. Özellikle elektrik iletim hatları ve boru hatları için çevresel değerlendirme süreçlerinin sadeleştirilmesi hedefleniyor. 

* IRA Vergi Kredileri: IRA kapsamındaki yenilenebilir enerji projelerine yönelik vergi teşviklerinin durumu belirsizliğini koruyor. Ancak, bu kredilerin büyük ölçüde korunması bekleniyor. 

* Nükleer Enerji: Küçük modüler reaktörler ve geleneksel büyük nükleer santraller desteklenebilir. Ancak izin süreçleri ve yüksek finansman gereksinimleri, bu projelerin önünde büyük engeller oluşturuyor. 

* İklim ve Emisyonlar: Trump, Paris Anlaşması'ndan yeniden çekilerek emisyon sınırlamalarını geri aldı. Fosil yakıtların önceliklendirileceği, yenilikçi teknolojilerin ise sınırlı bir rol oynayacağı belirtiliyor. 

* Veri Merkezleri ve Enerji İhtiyacı: Veri merkezleri için enerji altyapısının genişletilmesi öncelikli hale gelecek. Bu alan, yapay zeka ve enerji altyapısının entegre edilmesi için fırsatlar sunuyor. 

* Kara ve Deniz Enerji Gelişimi: Federal arazilerde petrol ve doğalgaz sondajlarının artırılması, offshore rüzgar enerjisi projelerinin ise durdurulması hedefleniyor. 

* LNG (Sıvılaştırılmış Doğalgaz): Trump yönetimi, LNG ihracat projelerinin önünü açmayı ve özellikle Alaska LNG potansiyelini geliştirmeyi planlıyor. 

* Gümrük Tarifeleri ve Vergiler: İthal enerji ekipmanlarına yönelik gümrük tarifeleri artırılabilir. Ancak bu durum enerji ekipmanlarının maliyetini yükseltebilir ve uluslararası tepkilere yol açabilir. 

* Hidrojen Enerjisi Hidrojen projelerine yönelik federal fonlar, Trump'ın eleştirileri nedeniyle kesintiye uğrayabilir. Mavi hidrojen (fosil kaynaklardan üretilen hidrojen) desteklenebilir ancak kesin bir strateji henüz oluşturulmadı. 

Bu başlıkların her biri, son yıllarda oluşmuş büyük adımları yavaşlatacak ya da durduracak.

 “POLİTİKACILAR DA YENİLENEBİLİR” 

Başlık, ABD eki Başkan Yardımcısı Al Gore tarafından Bakü’de, son söz olarak söylenmişti. ABD seçimleri henüz yapılmamıştı, Trump güçlü adaydı, yenilenebilir enerji en değerli karbonsuzlaşma araçları arasındaydı ve Al Gore, politik destek arıyordu. Trump kazandı. Şu an için yenilenebilir dünyası kazanan tarafta görünmüyor. Trump yönetimi, fosil yakıtların önceliklendirilmesi ve yenilenebilir enerji projelerinin azaltılması yönünde adımlar atıyor. Özellikle rüzgar ve güneş projelerinin desteklenmemesi, karbon yönetimi ve hidrojen gibi yenilikçi teknolojilerin duraklatılması gündemde. Bunun yanında, nükleer enerji ve LNG gibi fosil yakıt bazlı enerji kaynaklarına destek artabilir. Trump yönetiminin hidrojen politikaları, mavi hidrojene daha fazla odaklanabilir. Ancak yeşil hidrojen projelerinin desteklenme durumu belirsizliğini koruyor. Bu durum, hidrojen sektörünün büyümesini yavaşlatabilir ve sektör oyuncularını özel yatırımlara yönlendirebilir. Ancak bu kararların olağanüstü iklim etkisi öngörülüyor. Fosil yakıtlara verilen öncelik nedeniyle sera gazı emisyonlarının artması bekleniyor. Yenilenebilir enerji projelerine yapılan yatırımların azalması, temiz enerji geçişini yavaşlatabilir. Paris Anlaşması'ndan çekilme ve çevre politikalarının gevşetilmesi, ABD'nin uluslararası arenada baskı görmesine neden olabilir. Bu politikaların iklim değişikliği üzerindeki olumsuz etkileri, uzun vadede hem çevresel hem ekonomik maliyetlere yol açabilir. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığımız gibi Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı da Trump yönetiminin kararlarını dikkate alıyor. Ancak, ABD, kendi gerçekliğinden de uzak duruyor. ABD’de yenilenebilir enerji üretimi, geçen yıl itibari ile fosil yakıttan enerji üretimini geçti. Tüm hamlesini Çin korkusu üzerine inşa etmiş görünen ABD, daha gerçekçi ve yararlı çözümler üretebilir.

 BOLU KONYA FAIR PLAY ANNELERİ VE VİCDAN 

TMOK (Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi) Fair Play Komisyonu, gerek TMOK yönetimi gerekse komisyon başkanı Erdoğan Arıpınar’ın olağanüstü çabasıyla, “Fair Play Anneleri” başlıklı kampanyayı bu yıl da kentten kente taşıyacak. Gaziantep ve Eskişehir’de yüzlerce anne Fair Play eğitimi aldı; bu anlayışı çocuklarına taşısınlar diye… Bu satırların yazıldığı günlerde ne yazık ki ulusça sarsılmış durumdayız. Bir yangında onlarca canımızı yitirdik. Yüzlerce madencimizi yitirdiğimiz kazalar gibi, binlerce canımızın gittiği depremler gibi, ulusça göğüsledik. “Önlenebilir”, “insan kusuru” nedeniyle yaşadığımız kayıplar canımızı daha da acıttı. Bir de, telefonla arayıp yangında ölenlerle alay edenlerin varlığını duyduk. İçimiz hiç almadı. Adıyaman İsias oteli, depremde 72 cana mal oldu. Raporlar, depremi değil, kusurlu inşaatı ve sürecin yanlışlarını işaret etti. Bolu’da yangının ardından insani kusurlar ve kuralsızlığın sonuçlarını gördük. Dahası; vicdansız alay etmeler, sorumluluktan kaçmalar, yön değiştirmeler… Fair Play, ahlaktır, sorumluluktur, empatidir; daha güzel ve daha iyiye ulaşmak için, daha doğru olmak içindir. Spor, bu anlayışın sadece başlangıcıdır. Yaşamın her alanı ve her anıdır. Başkan Arıpınar’ın her fırsatta yinelediği gibi “Tanrı’nın sesini duymaktır”. Bu yüzden Fair Play Anneleri, sanılandan çok daha değerli, öncü bir projedir. Çocukları, bu anlayışı hazmetmiş bireylere anneler dönüştürecektir. Ahlak ve vicdan yoksunluğu yangından daha yakıcıdır. Sorumsuzluk, çöken binadan daha ağırdır. 

MUSLERA

 Hep iyi kalecileri olmuştur Galatasaray’ın; Berlin Panteri Turgay (Şeren), Kajganiç, Simoviç, Taffarel, Mondragon ve Muslera. Hep büyük kaptanlarla anılmıştır; Coşkun Özarı, Metin Oktay, Fatih Terim, Cüneyt Tanman, Bülent Korkmaz, Tugay Kerimoğlu, Selçuk İnan ve Muslera… Tarihinde, pel çok büyük yıldız yer almış, ama yabancılar, genelde 2.kaptan olarak kalırken Muslera bu çizgiyi kırmıştır. Yavaş yavaş kariyerinin sonuna yaklaştığını söyleyen Muslera, 429. Kez GS forması ile sahaya çıktı. Büyük kaptan, Galatasaray dışında form giymemiş Bülent Korkmaz’ın rekorunu geçti. Uruguaylı, çok tartışıldığı günler yaşarken, devamlılığı ile onurlandırıldı. Her fırsatta görünür olmak isteyen yöneticiler, üzerinde ‘429’ yazan formayı takdim ederken bütün takım onu alkışlıyordu. Bütün stat adını haykırıyordu. 2011’de geldiğinden bu yana, en çok Fenerbahçe ile yarıştı. Kazandı, kaybetti ama uzun yıllar rakibin kalesini koruyan Volkan Demirel’den de her zaman saygı gördü. ‘Bütün kaleciler aynı takımdadır’ sözünü, çok maçta sahaya yansıttı. Uruguaylı Muslera, bizden biri oldu. Fiziği hala yerinde görünüyor. Zaman zaman eleştirilse de büyüklüğü hala kabul ediliyor. Belki antrenörü yenilenebilir, formunu tekrar geliştirebilir. Ama sezon sonunda bıraksa da sözleşmesini yenilese de adını müziklendiren tezahüratla hep var olacak; ‘Muslera Muslera, I love you Muslera!...’

Yorumlar
Aşağıdaki görselde işlemin sonucu kaçtır?
Captcha Image
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *