
Sanat camiasında sular dalgalı
On günü aşkın bir süredir magazin sayfalarına yansıyan sinema sektöründeki tekelleşmeyi yakından takip ediyorum. Bahsi geçen Ayşe Barım ile geçmişten bir tanışıklığım yok fakat ismini farklı farklı zamanlarda çokça duydum. Bu piyasada tutunabilmek, şöhret olmak, başarıdan başarıya koşmak isteyen biri için gösterilen tek adres Ayşe hanımdı.
Hatta Rahmetli Erkan Özarman’ın bıraktığı şöhret tahtında bence Ayşe hanım var artık. Keşke bu konuşulanlar hiç yaşanmasa ve herkes aynı standartlara sahip olabilseydi ama ne yazık ki şans faktörleri bu noktada devreye giriyor. Sadece oyuncu arkadaşlarım için değil bu her iş alanında böyle değil mi? Doğru adam ile denk gelirsen ve o yeteneklere sahipsen yürürsün. Bu dünyanın her yerinde böyle.

Fakat yıllardır devam eden bu düzenekte ne oldu da bugün bir isyan başlatıldı? Bugün mü farkına vardınız bu durumun? Siz konservatuar mezunu iş bulamadığı ya da yeteneklerini gösterebileceği doğru kişiyi bulamadığı için, yaşamına devam edebilmek adına müzik öğretmenliği yapan kaç bin müzik öğretmeni var biliyor musunuz?
Ya da yine konservatuardan yüksek dereceler ile mezun oyuncuların, eğitim almamış, modellik yarışmalarından çıkan mankenlerin yanında ikinci rolü almalarına bugüne kadar neden kimse ses etmedi? Bazı oyuncuların hiç rol yapamadığını, mimik kullanamadığını bugün mü fark ettiniz. Ya da çok yetenekli oyuncuların bir dizide kendisini gösterdikten sonra bir daha hiçbir yerde göremememiz bir tesadüf mü?
Anlayacağınız bu bir tekel ise hep vardı. Ayşe Barım da belli ki bu düzeneğin içinde yer edinmiş kuvvetli bir faktör olabilmiş ki oyuncuları her yerde boy gösteriyor. Bu sürecin ne olacağını bilmem ama umarım fırsat eşitliği herkese sağlanır. Nice yetenekler bizler göremeden kalabalığa karışıp kaybolup gidiyor. Siz siz olun yine de eğitimli bir sanatçı olma fikrinden vazgeçmeyin.