ABD Suriye’de PKK için DEAŞ kartını kullanıyor
Amerika’nın Savunma Bakanlığı yani Pentagon PKK’yı tam gaz destekliyor. ABD Kuzey Irak’ta Çekiç Güç zamanından beri PKK’yı çeşitli şekillerde destekledi ve palazlanmasına yardım etti. Bu yeni bir şey değil. 2011 de Suriye’de iç savaş çıkınca PKK’nın içindeki Suriyeli unsurlar Kuzey Suriye’deki otorite boşluğundan faydalanarak bölgedeki demokrat Kürt muhalefetini yok edip orada Marxist bir düzen kurdu.
PKK’nın Irak’taki bazı unsurları da bunlara katılıp önce PYD’yi ele geçirdi sonra da silahlı kanat YPG’yi oluşturdu. İşte o sıralarda DEAŞ da Suriye’deki otorite boşluğundan faydalanıp bölgede hakimiyet kurmaya çalıştı. Hatta PKK’nın elindeki (Kobani gibi) yerleşkeleri tehdit etmeye başladı. Kuzey Irak Kürt yönetimi Kobani’yi kurtarmak için Türkiye üzerinden Pesmergelerini Kobani’ye gönderdi ve ABD’nin hava desteği ile DEAŞ güçleri geri püskürtüldü.
O yıllarda ABD Kuzey Suriye’deki DEAŞ tehdidine karşı Türkiye’nin iş birliğini talep etti… Ama Amerikalılar Türkiye’nin bütün riskleri sırtlanıp kendi güçlerini müdahaleye sokmak istemediler. Türkiye’yi ve Mehmetçiği kullanamayan ABD bu sefer PYD, YPG ve PKK üçlüsüne döndü. Onları silaha ve paraya boğdu. DEAŞ Kuzey Suriye’de bir nebze yenildi ve PKK Kuzey Doğu Suriye’deki petrol sahalarına kondu. DEAŞ’lı binlerce esir hapishanelere kondu 50 bini aşkın akrabaları da kamplara alındı ve tecrit edildi.
Bu arada hem PKK hem de DEAŞ Türkiye sınırlarındaki vatandaşlara saldırılarını sürdürdü ve Türkiye 2016 FETÖ darbe girişiminin bütün olumsuzluklarına rağmen güçlü ordusunu kullanarak Suriye’ye girdi, binden fazla DEAŞ’lıyı yok etti ve sınırlarını güvenceye aldı… ABD yardımı ile PKK Kuzey Suriye’ye çöreklendi ve 500 binlik Kürt nüfuslu ülkenin üçte birini ele geçirdi. Yeni 20 milyon nüfuslu ülkenin üçte biri… Arap yerleşkeleri PKK’nın eline geçti… Fakat PKK’nın ABD dahil onlarca ülkenin terörist örgütleri listesinde oluşu Amerikalılar için ciddi problem yarattı.
Bunun üzerine Pentagon bir yanda PKK’yı şirin gösterecek halkla ilişkiler hamleleri yaparken (başı açık PKK’lı militan kızların halay çekerken resimlerini yayınlayarak) bir yandan da PKK, PYD ve YPG güçlerini toplayıp aralarına birkaç Arap savaşçı katarak Suriye Demokratik Güçleri (SDG) diye kelime oyunu yapıp PKK’yı pazarlamaya kalktı… Ama Suriye HTŞ önderliğindeki güçler tarafından özgürleşince çanlar PKK için çalmaya başladı.
ABD’nin Trump başkanlığındaki yönetimi “Kürtleri yalnız bırakmayacağız” diyor ama PKK için çember daralıyor. Ve burada karşımıza “PKK giderse DEAŞ ile mücadele sekteye uğrar” savı çıkıyor. Türkiye PKK’nın Suriye’yi terk etmesini istiyor ama iş burada bitmiyor. Kürtlerin de Suriye vatandaşı olarak haklara sahip olmaları lazım ama ülke nüfusunun yüzde beşini teşkil eden bir grup insanın ülkenin yüzde 30’una çöreklenmesi de kabul edilemez.
Bundan sonra Türkiye’nin yapacağı iş DEAŞ’ı PKK ile birlikte bir numaralı düşman ilan etmesi ve hem Türkiye’de hem Suriye’de hatta Irak’ta etkin bir şekilde onlarla mücadele etmesidir.
Ankara ABD ile anlaşıp Kuzey Suriye’de tutulan DEAŞ mahkumlarını güvenceye almalıdır. O zaman Dünya iki de bir PKK’nın “valla bu mahkumları salarım” tehdidi altında kalmaz.
Ankara mahkumların ailelerini de koruma altına alır ve ABD de artık bu kartı bize karşı kullanamaz… Ama Türkiye açısından DEAŞ ile samimi ve acımasız bir mücadele şart. Yeter ki Hakan Fidan ve İbrahim Kalın’ın ellerini rahatlatalım… Herkese iyi hafta sonları.