Kendinizi karamsarlık zindanına hapsetmeyin
Bugünlerde çevremde kiminle konuşsam, “Gelecek ile ilgili kaygılarım var, ne olacak bu halimiz?” diyen insanlarla karşılaşıyorum. Aslında bu, ilk defa karşılaştığımız bir durum değil; dönem dönem insanların kaygı eşiğinin yoğunlaştığı senaryolarla karşı karşıya kalıyoruz.
Her zaman ifade ettiğim gibi, dijitalleşmenin önümüze sunduğu argümanlarla birlikte, çok fazla olumsuzlama sebebiyle insanların moral ve motivasyonları oldukça düşmüş durumda ve kaygı eşiği neredeyse zirve yapmış gibi… İnsanın her şeye hâkim olma telaşı, haddini aşma yolculuğu, bir noktadan sonra onun kaygılarının esiri olmasına sebep oluyor. Hayat böyle bir yolculuk; size “Her şey çok güzel olacak” diyemem.
Sıkıntılar, problemler mutlaka karşınıza çıkacak. Önemli olan, bu sıkıntılarla ve zorluklarla baş edebilme halimiz. Hayat biraz da zorlukları aşma sanatı değil mi? Gemiler limanda güvendedir ancak gemilerin yeri denizlerdir. Fırtınalar, dalgalar, zorlu şartlar bizi daha da olgunlaştıracak. Yaşamın gerçek anlam yolculuğunu anlayabilmek adına, bu zorlukların üstesinden geldikçe, derinliğini hissederek anlamlı bir yolculuğa eşlik edebileceğiz. Daha fazlasını isteme hırsı, kaygılarımızı artırıyor ve hayatın anlık keyfini, tadını, şükrünü yaşamak varken, kendimizi bu esaretin teslimiyetine bırakıyoruz.
Şu anda bu yazıyı okurken fark etmelisin ki görebiliyorsun, duyabiliyorsun ve hissedebilen bir varlıksın. Seninle görüşlerimiz aynı olmayabilir, yaşın ya da durumun farklı olabilir ama hayat akıp gidiyor, farkında mısın? Ve geçip giden zamanda, oturup olumsuzluklardan şikayet etmek ve karamsarlığın arkadaşı olmak yerine, umudun ve güzelliğin yolcusu olmalısın.
Biraz da baktığımız pencereyle ilgili; farklı pencerelerden hayata bakıp, yaşamın bize ne kadar güzel olduğunu, yüce Allah’ın bize ne kadar büyük güzellikler nasip ettiğini görmekle alakalı. Hep daha fazlasını isteme halimizi dinginleştirdiğimizde, kontrol altına aldığımızda, yani kanaatkâr olduğumuzda, sorunların büyük bir kısmı halledilmiş olacak. Ve bir başka pencere: Her yeni günde, gelen güzelliklerle beraber yeni zorluklar da olacak.
Ama sende bu irade var; bu zorlukların üstesinden gelebilirsin. Yeter ki planlı ve disiplinli yaşa, konsantrasyonunu asla terk etme. Verebileceğim en önemli tavsiye: Seni aşağı çeken, olumsuzlayan, karamsarlık aşılamaya çalışan insanlardan olabildiğince uzak dur. Kendi iç dünyalarının karanlığını sana aktarmalarına izin verme. Şimdi derin bir nefes alıp, şükrederek, yaratıcıya hamd etmenin güzel lezzetinde kendinin farkına varacaksın.
Kaliteli yaşamak biraz da böyle bir şey; yani bulunduğun yer maddesel mekânlar ya da makamlar değil, bu yolculukta ne için bulunduğunu anlayarak var olmak… Yaşam böyle bir keşif yolculuğu; bir nebze de olsa ufak bir rehberlik yapabildiysek ne mutlu bize. Hayatının güzel bir günündesin ve bugünün keyfini çıkar…