Diego Simeone’den Arda Turan’a
Geçen cumartesi öğleden sonrasında Antalya’da cezalı olduğu için takımının başında olamasa da Arda Turan’ın takımı Eyüpspor; Alex de Souza’dan dolayı zor geçeceği düşünülen Antalyaspor maçını ilk yarıdan 3-0’a getirip 90 dakika sonunda da 4-1 kazanarak İstanbul’a dönerken izleyebilenlere güzel bir şov sunmanın haklı gururunu taşımaktaydı.
Arda Turan’ın 2011-2018 yılları arasında İspanya’da Athletico Madrid ve Barcelona maceralarında futbolculuk kariyerine yaptığı katkı kadar teknik-taktik ve idman bilimi açısından da antrenörlük bilgi birikimine oldukça katkı yaptığını son iki sezondur keyifle izliyoruz. Yani Arda Hoca hep bir adım ötesinde kendini bir teknik direktör olarak tasavvur edip hem oynamanın hem de oynatmanın inceliklerini biriktirmiş İspanya’da. Henüz 37 yaşında olduğunu düşünecek olursak barındırdığı potansiyel ve hırslı kişiliği ile yeni nesil Türk hocalar içinde hızlıca tebarüz ederek beynelmilel sahada boy gösterecek ve muhtemeldir ki çok da başarı olacak bir fidanın serpilmesini, dal-budak salmasını ve köklenmesini izliyoruz Türk sporseverleri olarak.
Arda Turan için “A Star is Born” diyebiliriz rahatlıkla. Arda, Galatasaray’dan iyi bir bonservis bedeli ile Athletico Madrid’e giderken onu Madrid’e isteyen o zamanki teknik adam Gregorio Manzano’ydu aslında. Fakat alınan başarısız sonuçlardan sonra Manzano’nun yerine Arjantinli Diego Simeone Athletico Madrid’in başına getirildiğinde bu kadar başarılı olacağını kimse beklemiyordu. Simeone’nin kendi efsanesini inşa ettiği ilk yıllardaki kadrosunun parlayan yıldızlarından birisi de Arda Turan’dı elbette.
Arda üç sezon sonunda geldiğinin iki katı bonservisle Barca’nın yolunu tutarken geride kupalar, madalyalar, başarılarla doldurulan bir “ Atlético de Madrid Museum” bırakıyordu arkasında. Bu sezonla birlikte Simeone&Athletico beraberliği 14. yılına girdi ki bizim için pek mümkün olmayan bir karşılıklı sabırdan bahsedebiliriz rahatlıkla. Sir Alex Ferguson ve Arsene Wenger’in İspanya versiyonu diyebiliriz. Hem yarışmacı hem de yetiştirici ve satıcı olarak kulübün gelir-gider dengesini hep artıda tutan bir bilanço uzmanı kadar futbol ekonomisinden de anlıyor Simeone.
Arda Hoca da mesela Ahmet Kutucu’ya kattığı değerle, Kaleci Berke’ye inanarak sahip çıkmasıyla, Caner Erkin’e verdiği coşkuyla, Mamê Thiam gibi Halil Akbunar gibi ligin gediklilerini hep hazır ve katkı veren oyuncular olarak başarılı kılmasıyla hocası Simeone’nin izinde gidiyor. Kadro derinliği açısından eli çok zengin olmasa da alt ligden kendisini taşıyan oyuncularına sahip çıkıp onları ihtiyaç halinde görevlendirip gayet de güzel sonuçlar aldı şu ilk 18 lig maçında.
Bravo. Daha ligin boyu henüz oldukça uzun. Sakatlıklar, cezalar, kar-kış, deplasmanlar falan derken bu olumlu tabloda bazı bozulmalar olacaktır ama Arda Hoca ve takımın fevkalade uyumu ile tutkulu Eyüp Sultanlı gençlerin tribün desteği onlar için başarıya giden yolu hep açık tutacaktır.
Sabah 06.30’da takım ilk idmanını Kemerburgaz’daki modern tesislerinde yaparken diğer takımların futbolcularının henüz mışıl-mışıl uykuda olduklarını bilmek için kâhin olmaya gerek yok. (Üzerine güneş doğmuyor neredeyse Eyüpsporlu futbolcuların belki de başarının ve bereketin sebebi budur?) Günde üç idman çoğunlukla standart Arda Hoca’nın takımında.
Bir nevi askeri eğitim ve disiplinden söz edebiliriz. E öyle olunca da Allah çalışana veriyor. Son söz olarak “nazar etme ne olur, çalış senin de olur” deyip yazıyı bağlayalım. Başarılar Arda Hoca. Başarılar Eyüpspor.