2025 senesine doğru!

2024 yılına baktığımız zaman, kendi adıma çok yorulduğumu ve tüm insanlar adına herkesin
çok yorulduğunu söyleyebiliriz.
Her gün inanamadığımız, acımasız ve vahşet olaylara şahit olduk ve şahit olduğumuz
olayların içinde çırpınıp durduk.
Her sabah bu kadar da olmaz ki, dediğimiz acı olayların içinde bulduk kendimizi.
Kimin ne hakkı var ki.
Sabahlar akşam, akşamlar gece olmadı.
İnsanlık nereye gidiyor diye sorduğumuz, neden insanlar bu kadar kötü oldu diye düşünerek
geçirdiğimiz koca bir sene oldu.
Geçen gün gördüm.
Bir deneyim yapmışlar, ben ilk defa okudum ve öğrendim.
Deney Stanford Üniversitesi'nde yapılmış.
Deneyimi yapan Psikolog Zimbardo, Newyork’ta yaşıyor, Sicilyalı yoksul, göçmen bir ailenin
çocuğu imiş.
Zimbardo, üniversitenin öğrettim görevlisi ve üniversitenin bodrum katını bir hapishaneye
çeviriyor.
Öğrencileri rastgele ikiye ayırıyor.
Bir grup öğrenciler mahpus, bir grup öğrenci gardiyan olmuşlar.
Deneyin daha 1 haftası geçmeden, bakmış ki gardiyan olan öğrenciler, mahpus olan
öğrencilere eziyet ediyor, şiddet uyguluyor.
Her bir gardiyan adeta iblise dönüşüyor ve iki haftada deneyimi hemen bitiyor.
Ve sonunda.
Psikolog Zimbardo 30 yıllık deneyiminin sonunda; ''İBLİS ETKİSİ'' adında bir kitap yazıyor.
Bu kitapta şunları yazıyor:
Ahlaksızlık ve kötülüğün bir toplumda yayılmasının nedeninin psikolojik bozukluk ya da
ahlaksızlık zafiyetinden olmadığını anlatıyor.
İblis etkisi olarak tanımladığı ''ORTAM ETKİSİDİR'' der.
Zimbardo; ahlaksızlık ve kötülüğün doğuştan ya da çocukluktan gelen özelliklerle olmadığını
yazar.
İnsanların ahlaki yapılarının ve eğitimlerinin, ya da dini inançları ne olursa olsun, eğer
koşullar oluşursa pek çok kişi İblise dönüşebilir diyor.
Zimbardo; ahlaksızlık ve kötülük ortamını yaratan sebebin, ''İYERARŞİK'' bir yapıya
dayanmasıdır der.
Kötülük varsa ve eğer ''OTORİTE'' buna göz yumuyorsa, o kötülük yayılır diyor.
Ve son olarak, bu kötülük ve ahlaksızlığı hoş gören ''MUHİT'' varsa o ahlaksızlık yayılır der.
EH!
Dünyanın her yerinde sapkınlar, kötüler ve ahlaksızlar vardır.
Toplumsal sözleşme ile yaratılan ''YASALAR'' ve ''SOSYAL ERDEM'' bu insanların
başkalarına kötülük yapmasına engel olmak için vardır değil mi?
Der.
Sonuç olarak.
Bu hikayeyi bize yazan, anlatan Selçuk Şirin hoca;
''Ya adalet!”
''Ya sefalet!'' diye bize çok doğru bir şey anlatır.
2025 yılın herkese bereket, huzur ve sağlık getirmesini temenni ederim.
Ağzımızın tadı bozulmasın…