İstanbul
Parçalı az bulutlu
14°
Ara

15 Temmuz; Mağdurlar, kahramanlar ile tüccarların hikayesi1

YAYINLAMA:
15 Temmuz; Mağdurlar, kahramanlar ile tüccarların hikayesi1

Bugün 15 Temmuz, bundan 8 yıl önce CIA-FETÖ- Darbe Girişimine karşı çıkarak ülkemize yönelik idari ve fiili bir işgal harekâtına ülkemizi kurtarmak için canlarını, mallarını gözlerini kırpmadan fedâ eden yüzlerce kahramanın hikayesi. Bunların dışında adı hiç duyulmamış perde arkasında canla başla darbeye karşı çıkanları da unutmamamız gerekiyor.

Ancak 15 Temmuz’un bir kahramanları var, bir de 16 Temmuz’u endüstriye çevirmiş tüccarlarımız var. Yazıyı kaleme bu fakir 15 Temmuz öncesi devleti, askeri ve sivil bürokrasiyi darbe dikkat çektiren grubunda.

Yani

14 Temmuzcular: Darbeyi fark edip darbe öncesi darbecilere karşı mücadele edenler

15 Temmuzcular: Darbeye karşı canını ortaya koyanlar

16 Temmuzcular: Darbeden siyasi rant kazanan ve endüstriye çeviren tüccar ekip. En çok borazancılık yaparak ortalıkta hiç görünmeyip sis dağıldıktan sonra vıdı vıdı konuşanlar

Ben burada 15 Temmuz 2016 tarihinden önce eski çalıştığım Milat Gazetesinde 5 Nisan 2016 da ‘CIA Türkiye’de darbe hazırlıyor’ yazımda belirttiğim yaşanması muhtemel darbe girişimi yazıma atıfta bulunarak bugünde bazı konulara değinmek istiyorum. Yani 14 Temmuz günlerinde FETÖ ile mücadelede yaşanılan bir hikayeye atıf yapmak istiyorum. Neredeyse sadece bu gün FETÖ'nün mağdur ettikleri konuşuluyor. Konuşulan sadece 15 Temmuz gecesi mağdurları olmamalı. FETÖ'nün daha önce mağdur ettiği birçok kişi ve kurum da zarar görürdü.

Bunun en basit örneği 17-25 Aralık 2013 tarihinden önce örgüt faaliyeti adı altında yapılan 2013 komiser yardımcılığı sınav sorularının çalınmasıdır. Üstelik buna karşı açılan halen bir dava var ve devam ediyor. 15 Temmuz 2016 gününden sonra birleşimde FETÖ soruşturması geçirip dava açanların hem adli hem de idari davaları sonuçlanmış iken hala Danıştay da sonuçlanmış değil.

İşin düşündürücü tarafı ise aynı davayı açanlar adli olarakta şikayetçi oluyor ve adli yargının yıllar önce sonuçlanmasına ve birçok şüpheli tespit edilmesine rağmen ve davayı açan kamu görevlilerin bu örgütle mücadelesi ortada iken nedense Danıştay 2. Daire davayı sonuçlandırmıyor.

Kim bilir belki 15 Temmuz darbe kalkışması hedefine ulaşabilseydi belki de ilk infaz edeceği kişilerden bu davaları açanlar olabilirdi. Dedim ya 14 Temmuzcular 16 Temmuzcular gibi rant peşinde değil idealist bir mücadelenin içerisindeydiler.

Kaldıki bu dava sonucunda emniyet teşkilatının rütbe piramidin deki en büyük açık olan Emniyet Amirliği rütbesini doldurulmasına sebep olacak bir dava. Yani ortada İdari yargının en temel unsuru kamu yararı ve idarenin en temel unsuru olan kamu gücünün güçleneceği bir dava ortada duruyor. Yani FETÖ nün mağdur ettiği kişilere zamanında hakları verilseydi balkide 15 Temmuz gecesi yaşanmayacaktı. Sanırım şunu da itiraf etmek gerekir 15 Temmuz 2016 tarihi öncesi yukarıda verdiğim örnekten yola çıkarak bir darbe riski daha hala devam ediyor. Burada ne demek istediğimi umarım 5 Nisan 2016 daki yazımı dikkate almayanlar anlamıştır.Bakınız daha geçen hafta ilginç bir darbe girişimi püskürtüldü. Bu darbe bu sefer ABD destekli değildi. Ancak Bolivya darbe kalkışması bir uzun bacaklının önden rol çalma girişimine sahne olarak Bolivya Silahlı kuvvetlerindeki darbe potansiyeli olan klikleri bile şakına çevirerek ulusal ve uluslararası çevrelerin gözünün Bolivya’ya çevrilmesine neden oldu.

Biz bu topraklar için mücadele edenlere hep toprağa girince mi hakkını vermek zorundayız.Üstelik bu hakları vermediğimiz için mi masum insanlar mı hayati riskleri almak zorunda.

Uzun lafın kısası;bu ülke de 15 Temmuz 2016 riski yaşanmaya devam ediyor. Ancak bu sefer farklı bir klik tarafından rücü ediyor. Benden yine uyarması….

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *