Eğitim Kaynak: Hibya Haber Ajansı 05.08.2024 00:00 Güncelleme: 05.08.2024 10:33

Uluslararası hukukun geleceği Boğaziçi Üniversitesi'nde tartışmaya açıldı

Boğaziçi Üniversitesi'nin ev sahipliğinde gerçekleşen "Gazze'den Sonra Uluslararası Hukuku Yeniden Düşünmek" sempozyumunda uluslararası hukukun geleceği, insan hakları ve küresel siyasi sistem tartışmaya açıldı. Açılışta konuşan Cüneyt Yüksel, Güney Afrika'nın Uluslararası Adalet Divanında (UAD) İsrail aleyhinde açtığı soykırım davasına Türkiye'nin müdahil olması için hafta içi dilekçe sunacaklarını bildirdi.
Uluslararası hukukun geleceği Boğaziçi Üniversitesi'nde tartışmaya açıldı

Boğaziçi Üniversitesi’nin ev sahipliğinde gerçekleşen “Gazze’den Sonra Uluslararası Hukuku Yeniden Düşünmek” sempozyumunda uluslararası hukukun geleceği, insan hakları ve küresel siyasi sistem tartışmaya açıldı. Sempozyumun açılış konuşmalarını Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Naci İnci, Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Emrah Bozbayındır ve TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Cüneyt Yüksel yaptı. Yüksel, Güney Afrika'nın Uluslararası Adalet Divanında (UAD) İsrail aleyhinde açtığı soykırım davasına Türkiye'nin müdahil olması için hafta içi dilekçe sunacaklarını bildirdi.

Uluslararası Adalet Divanı’nın kararlarına rağmen Gazze’de devam eden soykırımın önüne geçilememesi gündemiyle gerçekleştirilen sempozyuma, dünyanın farklı ülkelerinden 100’ü aşkın uluslararası hukuk uzmanı katıldı. 3-4 Ağustos tarihlerinde gerçekleşen sempozyumun açılış konuşmalarını Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Naci İnci, Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Emrah Bozbayındır ve TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Cüneyt Yüksel yaptı.

“Daha adil ve kapsayıcı bir düzenin kurulmasına katkıda bulunmayı umuyoruz”

Sempozyumun açılış konuşmasını gerçekleştiren Boğaziçi Üniversitesi rektörü Prof. Dr. Naci İnci,  uluslararası toplumun bu krize neredeyse kayıtsız kalmasının insanlığın vicdanında derin yaralar açtığını ifade ederek şöyle konuştu: “Gazze'de yaşanan son olaylar, uluslararası hukukun adalet, evrensellik ve meşruiyet gibi temel ilkelerinin yeniden değerlendirilmesine duyulan acil ihtiyacın altını çizmiştir. Düzenlediğimiz sempozyumun, bu kritik meseleleri ele alarak uluslararası hukukta daha adil ve kapsayıcı bir düzenin kurulmasına katkıda bulunmasını umuyorum. Onlarca yıllık baskıya rağmen, ruhlarında kök salmış derin bir vatan duygusuyla Filistinliler kararlılıklarını koruyor ve vatanlarını terk etmiyorlar. İnsanlık için vicdanlı bir duruş, bizler için de kötülüğe karşı direnme gücü ve bilgeliği diliyorum. Düşünmeli, tartışmalı ve yeni fikirler üzerinde harekete geçmeliyiz. Umut, ancak ortak çabalarla beslenebilir.”

“Filistin, uluslararası sistemin güvenilirliği için turnusol testidir”

Boğaziçi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Ali Emrah Bozbayındır açılış konuşmasında “Gazze çatışmasının uluslararası hukuka ilişkin geleneksel ve belki de eskimiş perspektiflerin sınırlılıklarını ortaya koymadaki etkilerini inceleyecek ve daha kapsayıcı ve adil olan alternatif sistemler önereceğiz. Ayrıca, uluslararası yargının potansiyelini ve sınırlarını ele alacağız. Filistin'in uluslararası hukukun ve bir bütün olarak uluslararası sistemin güvenilirliği için turnusol testi olmaya devam ettiğini inkar etmek zordur. Bu kritik tartışmalara katkıda bulundukları için tüm katılımcılara şükranlarımı sunuyorum.” dedi.

“Gazze insani bir krizden daha fazlasıdır; bu bir insanlık krizidir”

Açılışta konuşan TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Cüneyt Yüksel, Gazze'de yaşananlar uluslararası hukukun etkililiği, adaleti, meşruiyeti ve geleceği hakkında derinlemesine düşünmemizi gerektiriyor diyerek sözlerine şöyle devam etti: “Gazze'de yaşanan son olaylar, karmaşık insani krizlerin ele alınmasında uluslararası hukukun sınırlarını ve zorluklarını bir kez daha gözler önüne sermiştir. 23 Kasım 2023 tarihinde soykırım, insanlığa karşı suçlar ve savaş suçlarıyla ilgili Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne (UCM) verilen şikâyet dilekçemiz 13 ülkeden 3.000'den fazla hukukçu tarafından imzalanmıştır. UCM Savcılığının 20 Mayıs 2024 tarihinde İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu ve Savunma Bakanı Yoav Galant hakkında tutuklama emri talep ederek attığı önemli adımı teşvik ettik ve memnuniyetle karşıladık. Cezasız bırakma algısını ortadan kaldırmak için UCM ve UAD gibi uluslararası mahkemeler sadece yargı kararları vermekle kalmamalı, aynı zamanda küresel sistem bu kararları süratle uygulamalı ve sorumluları cezalandırmalıdır. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Guterres'in de kısaca işaret ettiği gibi, Gazze insani bir krizden daha fazlasıdır; bu bir insanlık krizidir.”

“Soykırım davasına müdahillik dilekçemizi hafta içi vereceğiz”

Yüksel, sempozyum sonrası yaptığı açıklamalarda Güney Afrika'nın Uluslararası Adalet Divanında (UAD) İsrail aleyhinde açtığı soykırım davasına Türkiye'nin müdahil olması için hafta içi dilekçe sunacaklarını belirterek şöyle konuştu: “31 Mayıs'ta bir nota vererek UAD’a müdahil olacağımızı belirttik. Şimdi buradan ilan ediyorum. Bu müdahillik çalışmalarımız tamamlandı. Bu hafta içi Lahey'e, Uluslararası Adalet Divanı'na Türkiye olarak müdahillik dilekçemizi sunacağız ve Türkiye böylece resmi olarak da müdahillik başvurusunu yapmış olacak.” dedi.

BM Raportörleri konuşmalar yaptı

Sempozyumda, Gazze’deki insan hakları ihlallerinin raporlanması sürecinde İsrail tarafından sınırdışı edilmiş olan BM Eski Filistin Özel Raportörü Richard Falk, “Gazze Mücadelesi: Uygulanamıyorsa Uluslararası Hukuk Önemli Mi?” başlıklı konuşmasını yaptı. BM Konut Hakkı Özel Raportörü Balakrishan Rajagopal, “Uluslararası Hukuk Mu, Kurallara Dayalı Düzen Mi?” başlıklı konuşmasını gerçekleştirdi.

Bugün de devam edecek olan sempozyumda, İsrail’in Batı Şeria’daki yerleşimlerinin hukuka aykırılığı ve apartheid uygulamaları konusundaki çalışmalarıyla tanınan Eski BM Filistin Özel Raportörü Michael Lynk ve Eski BM Gıda Hakkı Özel Raportörü Hilal Elver de konuşmalar gerçekleştirecek.