Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO) verilerine göre, aşırı hava olaylarının sayısı 1970'den 2019'a kadar beş kat arttı; ancak, 2000'ler ve 2010'lar arasında biraz azaldı. Buna göre, aşırı hava olayları, daha sık görülmelerinin yanı sıra, zamanlama ve konum açısından daha şiddetli ve öngörülemez hale geldi.
Aşırı olaylar aynı on yıl içinde beş kattan fazla artmış olsa da, Barclays araştırma analistleri, aşırı olayların maliyetinin 1970'lerden bu yana enflasyona göre ayarlanmış olarak küresel ölçekte yaklaşık sekiz kat arttığını belirtiyor. Bu da olay başına maliyetin son 50 yılda enflasyondan arındırılmış olarak neredeyse yüzde 77 arttığı anlamına geliyor.
Analistlerin bulgularına göre, aşırı hava olaylarının sıklığı ve şiddeti arttıkça, bunların doğrudan ekonomik maliyetleri de artıyor:
"Makro düzeyde, fırtına ve sellere karşı kırılganlıklar, artan su kıtlığı ve kuraklık, hastalıkların yaygınlaşması, tarımsal üretimin azalması ve ekosistem değişikliklerinin tümü yatırım risklerine yol açabilir; ancak analistler bu zorluklar karşısında büyüme potansiyeli görüyor.
"Yatırımcıların, maliyetli fiziksel hasar, zaman ve üretkenlik kaybı, iklim kaynaklı göç, tedarik zinciri aksaklıkları ve belirsizlikteki genel artış potansiyeline odaklanarak bu riskleri yönetebileceğine ve hem kısa hem de uzun vadeli büyümeye katkıda bulunabileceğine inanıyorlar."
