Veri merkezlerinin günümüzde kritik bir ihtiyaç haline geldiğini belirten Balçiçek, bu durumun yerel veri merkezlerinin önemini artırdığını vurguladı. NGN gibi nitelikli veri merkezleri ile çalışmanın önemini aktardı. Özellikle bankaların ve finansal kurumların süreçlerini uçtan uca işletebileceği teknolojilerin varlığının büyük önem taşıdığını, Architecht’in bu konuyu çözümleyen dijital ürün ailesi ve veri merkezi işbirlikleri ile önemli bir katma değer sağladığını ifade etti.
Yerli ve milli verinin önemine değinen Balçiçek, bulut teknolojilerinin tekelleşmesinin, verinin ve teknolojinin tekelleşmesine yol açarak ciddi sorunlar ortaya çıkarabileceğini söyledi. Bulut teknolojilerinin birçok avantaj sağladığını ifade eden Balçiçek, tekelleşmenin getirdiği dezavantajların da göz ardı edilmemesi gerektiğini belirtti. Demokratikleşmenin tüm piyasalarda önemli olduğunu ve veri yönetiminin rekabet üstünlüğü sağlamak için kritik bir yatırım alanı olduğunu anlattı.
Vatandaşların kendi kişisel verilerinin telif haklarına sahip çıkmaya başladığını dile getiren Balçiçek, global ölçekte tekelleşmenin yanı sıra bireysel anlamda veri sahipliğinin de giderek arttığına değindi. Verinin gizliliği ve güvenliği üzerine çalışan şirketlerin büyük fırsatlar yakalayacağını söyledi.
Balçiçek ayrıca, klasik yapay zeka teknolojilerinin yanı sıra üretken yapay zeka ile etiketlenmiş verilerin oluşturulması ve bu verilerin ücretlendirilmesinin giderek daha önemli hale geldiğini belirtti. “Verisini yönetemeyen, hiçbir şeyi yönetemez” diyen Balçiçek, ülkemiz için veri merkezlerinin önemine dikkat çekti.
Sürdürülebilirlik açısından dünyada önemli gelişmeler yaşandığını belirten Balçiçek, bankacılıkta elektronik imza gibi kolaylıkların hızla hayatımıza girdiğini ve bankacılık ile finansal işlemlerin dijitalleştiğini anlattı. Bununla beraber ülkemizde dijitalleşme yatırımları ile şubeleşme dengesinin iyi yönetildiğini bu nedenle Avrupa’ya oranla ülkemizde şube kapanışlarının az olduğunu söyledi. Dijital ürün ve hizmetlerin gelişmesiyle regülasyonların da desteği ile bankacılık alanında dijitale olan güvenin arttığını vurguladı ve bu dijitalleşmenin ürün çeşitliliğini de artırdığını ekledi.
Ülkemizde konut kredisi kullanma sürecinin ortalama 1-2 gün olmasına rağmen, dünyada bazı ülkelerde bu sürecin iki aya kadar sürdüğünü belirten Balçiçek, bankacılıkta dijitalleşmenin ülkemizde dünya genelinden daha hızlı ilerlediğini söyledi. Bu nedenle ülkemizde üretilen teknoloji ürün ve hizmetlerinin ihracatının da giderek artacağına inandığını ifade etti.
Son olarak, dijitalleşen hizmetleri sürekli geliştirmek gerektiğini belirten Balçiçek, yapay zeka ve üretken yapay zeka alanındaki gelişmeleri takip ederek bu teknolojileri entegre etmenin önemine değindi. Bu süreçlerin planlanması, projelendirilmesi, yatırımlarının bütçelenmesi ve işbirlikleri ile çerçevelenmesinin en önemli konular arasında yer aldığını vurguladı. Son olarak bütün kurum ve işletmelerin karbon nötr olmalarının dünyamız ve geleceğimiz için hayati önem taşıdığını sözlerine ekledi.
