Türkiye - Gündem Kaynak: TRT Haber 16.07.2024 19:30

Fahrettin Altun: Batı'da da FETÖ'ye mevzi kaybettiriyoruz

İletişim Başkanı Fahrettin Altun, "Her ne kadar kimi Batı ülkeleri FETÖ mensuplarına yönelik korumacı bir tavır içine girse de günden güne başarılı diplomatik hamlelerimizle Batı'da da bu hain terör örgütüne mevzi kaybettiriyoruz" dedi.
Fahrettin Altun: Batı'da da FETÖ'ye mevzi kaybettiriyoruz

İletişim Başkanı Altun, İletişim Başkanlığı'nda düzenlenen "15 Temmuz Milletin Zaferi Paneli"ndeki açılış konuşmasında, 15 Temmuz şehitlerine Allah'tan rahmet, gazilere sağlık diledi.

Türkiye'nin, 15 Temmuz 2016'da tarihinin en menfur saldırılarından birinin hedefi olduğunu, "zalim, hain ve sinsi" bir terör örgütü eliyle darbe girişimiyle karşı karşıya kaldığını vurgulayan Altun, şöyle konuştu:

"Esas itibarıyla bir işgal girişimiyle, tarihte görülmemiş şekilde bir terör örgütü eliyle bu hain kalkışmaya girişildi. Hedef evvela milletimizin istiklaliydi, bu vatanın bekasıydı. Öncelikle Sayın Cumhurbaşkanı'mızı ve ailesini katledecekler, ardından sözüm ona yönetime el koyacaklardı. Sonrasında da tabii ki bu aziz vatanı, büyük ülkeyi efendilerine, emir aldıkları dış güçlere teslim edeceklerdi. O gün hedef Erdoğan'sız bir Türkiye yaratmaktı. Çünkü Erdoğan'sız bir Türkiye demek, sömürüye, teslimiyete açık bir Türkiye demekti. Erdoğan'sız bir Türkiye, yeniden bağımlılık zincirine dolanmış bir Türkiye demekti."

Altun, darbecilerin, işgalcilerin ve onların hamilerinin amacının, kendi ad ve hesabına hareket edebilen, kendi stratejilerini ortaya koyabilen bir Türkiye'nin ortadan kaldırılması olduğunu söyledi.

"Önceki darbelerde ortaya konulamayan direniş 15 Temmuz'da ortaya konuldu"

Milletin, bu kumpası, kötücül planı yerle yeksan ettiğini dile getiren Altun, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Sayın Cumhurbaşkanı'mızın cesur ve dirayetli liderliği, milletimizin o engin ferasetiyle birleşti ve ortaya muhteşem bir direniş, şanlı bir zafer çıktı. Milletimiz de Cumhurbaşkanı'mız da öncelikle vatan sevgisiyle, vatanı koruma içgüdüsüyle hareket etti. Daha önceki darbelerde ortaya konulamayan direniş, bu kez 15 Temmuz'da ortaya konuldu. Milletimiz, bu duyguyla Cumhurbaşkanı'mızın çağrısına cevap vererek meydanlara çıktı.

Elbette bu aziz milletin güçlü bir hafızası var. Ve o hafızada ne yazık ki çok acı hatıralar var. Darbelerle bu milletin evlatlarına nasıl kıyıldığı, bu milletin kaynaklarının nasıl tarumar edildiği, millete nasıl zulmedildiği toplumsal hafızamızda güçlü şekilde kodlanmış durumda. O gün, 15 Temmuz gecesi, milletin bu hafızası gün yüzüne çıktı. Elbette bu direnişi mümkün kılan unsurlardan biri de milletimizin Sayın Cumhurbaşkanı'mıza olan güveni ve ona duyduğu vefaydı."

Milletin, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın cesaretine, darbecilerin üzerine gideceğine güveninin tam olduğunu kaydeden Altun, 2002'den itibaren Erdoğan'ın vesayet odaklarıyla, terör örgütleriyle ve onların hamileriyle cesur şekilde verdiği mücadelenin bu güveni oluşturduğunu vurguladı.

"Milletimiz düşmanı, karşısında kim olduğunu da çok iyi tanıyordu"

Altun, 27 Nisan e-muhtırası, 7 Şubat MİT krizi, 17-25 Aralık emniyet-yargı darbe girişimi, 6-8 Ekim olayları ve Gezi kalkışması gibi birçok vakada Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın tehditleri nasıl bertaraf ettiğine milletin şahit olduğunu anlatarak, şöyle devam etti:

"Cumhurbaşkanı'mız, milletimizin bu güvenine sahip çıktı, boşa çıkarmadı. 'Halkın gücünün üstünde bir güç tanımadım ben bugüne kadar.' diyerek milleti meydanlara çağırdı, kendisi de darbenin en önemli merkezlerinden birine, İstanbul'a doğru yola çıktı, darbeye karşı direnişi orada yönetti. Bunun yanında yine Sayın Cumhurbaşkanı'mızın o güne kadar ortaya koyduğu hizmet siyaseti, icraat becerisi, bu millette güçlü bir vefa duygusu oluşturdu. 15 Temmuz akşamı Cumhurbaşkanı'mıza yönelik koruma refleksini bu güven ve vefa duygusunda gördük. Bütün bunların yanında elbette milletimiz düşmanı, karşısında kimin olduğunu da çok iyi tanıyordu, biliyordu. Hem FETÖ'yü iyi tanıyordu hem de onun hamilerini iyi tanıyordu. Açık ve net şekilde milletin aziz fertleri 'Vatanı bu hainlere bırakmam.' dedi. Bütün bunlar sayesinde milletimiz daha önce hiç gösterilmeyen şanlı bir direniş gösterdi ve 15 Temmuz ruhuyla büyük bir destan yazdı."

15 Temmuz'un hem geçmiş hem bugün hem de gelecekle ilgili kurucu bir mesele, büyük bir olay ve dönüm noktası olduğunu dile getiren Altun, "8 sene önce darbe girişimine karşı konuşmamın başında saydığım motivasyonlarla millet olarak direndik. Şanlı bir zafer ortaya koyduk. Bugün şehitlerimizi rahmetle, gazilerimizi şükranla anıyoruz. Bir yandan kayıplarımızdan dolayı hüzün duyarken bir taraftan kahramanlığımızla göğsümüz kabarıyor. 15 Temmuz ruhunu yaşatmaya ve nesilden nesle aktarmaya gayret ediyoruz." dedi.

Altun, 15 Temmuz sonrasında elde edilen kazanımlarla geleceğe güvenle, kendinden emin ve umutla baktıklarını belirterek, bu kazanımların başında, milletin kendi meselelerinde yegane özne ve bu ülkenin gerçek sahibi olduğunu görüp göstermesinin geldiğini ifade etti.

"Bugün geleceğe güvenle bakıyoruz"

Geçmişin kötü yönetiminden, vesayet anlayışından, halka tepeden bakan tavır ve uygulamalarından doğan tortuların temizlendiğini ve devlet-millet bütünleşmesinin gerçekleştiğini aktaran Altun, şunları söyledi:

"15 Temmuz'dan sonra millet devletine sahip çıktı. Ülkemizdeki kadim hükümet sistemi krizinin çözümü de 15 Temmuz sonrasında mümkün oldu. Türkiye'nin artık kolayca siyasi istikrarsızlık batağına sürüklenmeyeceğini bilerek bugün geleceğe güvenle bakıyoruz. 15 Temmuz sonrası elde edilen kazanımlar sayesinde, ülkemiz kendini hedef alan diğer bütün tehditlerle olduğu gibi terörle de çok etkili bir mücadele yürütüyor. FETÖ ve diğer habis örgütlerden, dış güçlerin etkisinden bağımsızlaşan devletimiz, çok daha sağlıklı işlemeye başladı. Bugün terörü kaynağında kurutma stratejisi sayesinde terör örgütlerini faaliyete geçmeden hedef alıyoruz. Ülkemizin son yıllarda savunma sanayisinde kaydettiği atılım, uluslararası askeri üslerle artan askeri kapasitesi ve etkin uluslararası istihbarat yapılanması ve operasyonları, 15 Temmuz'dan sonra elde edilen kazanımlardır."

FETÖ mazisinin 40 yıl geriye gittiğine, bunun dış desteklerle örgütlenmiş, gizli, hibrit bir terör örgütü olduğuna işaret eden Altun, FETÖ ile mücadelenin 15 Temmuz'dan önce başladığını ve 15 Temmuz sonrasında hızlandığını aktardı.

Bu mücadelede çok önemli kazanımların elde edildiğini vurgulayan Altun, bununla birlikte FETÖ ile mücadelenin, örgütün hiçbir kalıntısının kalmaması için sürdüğünü söyledi.

FETÖ ile mücadelenin uluslararası boyutuna dikkati çeken Altun, "Başta Cumhurbaşkanı'mız olmak üzere devletimizin tüm kurumları olarak her fırsatta FETÖ'nün nasıl şer şebekesi olduğunu anlatıyoruz. Birçok dost ve kardeş ülke FETÖ'yü gerçek yüzüyle tanıdı, FETÖ tehdidinin ne boyutlara varabileceğini gördü. Her ne kadar kimi Batı ülkeleri FETÖ mensuplarına yönelik korumacı bir tavır içine girse de günden güne başarılı diplomatik hamlelerimizle, Sayın Cumhurbaşkanı'mızın güçlü liderliğiyle Batı'da da bu hain terör örgütüne mevzi kaybettiriyoruz." dedi.

Fahrettin Altun, programın 15 Temmuz ruhunun yaşatılıp nesilden nesle aktarılmasına vesile olmasını diledi.

Panele, TRT Genel Müdürü Zahid Sobacı ile Anadolu Ajansı Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Serdar Karagöz de katıldı.

Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başlayan programda, 15 Temmuz gecesi yaşananların yer aldığı video izletildi.