Sağlık 16.09.2021 15:15

DEÜ Tıp Fakültesindeki antikor araştırması 3. doz aşının etkililiğini ortaya koydu

Rektör Prof. Dr. Nükhet Hotar, "Sağlık personelimizden üçüncü doz aşısını CoronaVac olarak yaptıranlarda aşıdan en az 7 gün sonra antikor düzeyinin 7,5 kat, BioNtech olanlarda ise 106 kat arttığı tespit edildi." dedi.
DEÜ Tıp Fakültesindeki antikor araştırması 3. doz aşının etkililiğini ortaya koydu

Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar, hastane bünyesindeki sağlık çalışanlarında yaptıkları antikor çalışması sonucu üçüncü doz aşısını olmuş kişilerin antikor düzeylerinin arttığını ve yeterli düzeye eriştiğini saptadıklarını bildirdi.

Dokuz Eylül Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesinde görev yapan ve üç doz aşısını olan 293 sağlık çalışanının antikor seviyelerinin ölçüldüğü araştırmanın sonuçları basın toplantısıyla açıklandı.

Rektör Prof. Dr. Hotar, üniversite ve hastane olarak Kovid-19 sürecinde yürüttükleri faaliyetleri anlatarak bu süreçte açtıkları Kovid-19 İzleme Merkezi bünyesinde önemli araştırmalara imza attıklarını dile getirdi.

Merkezde bir süredir devam eden araştırmayla iki doz CoronaVac aşısı olan sağlık çalışanlarının antikor seviyelerinin 4 ay sonra düştüğüne ancak yüzde 89'unda halen yeterli düzeyde tutunduğunun tespit edildiğine işaret eden Hotar, üçüncü dozun ardından antikor seviyelerinde oldukça yüksek artışlar saptandığını bildirdi.

Prof. Dr. Hotar, şu bilgileri verdi:

"Üçüncü doz aşı sonrası gerek CoronaVac gerekse BioNTech sonrası sağlık çalışanlarının yüzde 100'ünde antikor düzeyinin arttığı ve yeterli düzeye eriştiği saptandı. Sağlık personelimizden üçüncü doz aşısını CoronaVac olarak yaptıranlarda aşıdan en az 7 gün sonra antikor düzeyinin 7,5 kat, BioNtech olanlarda ise 106 kat arttığı tespit edildi. Katılımcılardan üçüncü doz aşısı BioNtech olanlar değerlendirildiğinde antikor düzeylerinin zaman içinde düştüğü ancak halen var olan antikor düzeylerinin yeterli olduğu saptandı. Aşıdan sonra yüzde 100 artıp belli bir süreden sonra düştüğü ama halen yeterli düzeyi koruduğu görüldü. İki doz aşı yaptıranların yüzde 4'ü hastalığa yakalandı. Üçüncü doz aşı yaptıran 293 kişiden sadece 1 kişi hastalığa yakalandı. Ama hepsi hafif semptomlarla atlattı." dedi.

Bu bilimsel verilerin aşının bu hastalığa karşı en etkili yöntem olduğunu bir kez daha gösterdiğini dile getiren Hotar, üniversite olarak yaklaşık 70 bin öğrenciyle yüz yüze eğitime hazırlandıklarını, öğrencilerin ve akademisyenlerin aşı yaptırmasının çok önemli olduğunu sözlerine ekledi.

"Spekülasyonu yok etmiş oluyor"
Çalışmanın yürütücüsü DEÜ Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bülent Kılıç ise dünyada 2 doz inaktif aşıdan sonra bir doz mRNA aşısına yönelik antikor sonucu veren ilk araştırmalardan birini yaptıklarına dikkati çekti.

Araştırmanın aşı hakkındaki çeşitli spekülasyonlara yanıt verdiğine işaret eden Kılıç, şöyle dedi:

"Şöyle bir spekülasyon vardı, 'İki doz CoronaVac aşılarının hiçbir etkisi yok. Mutlaka herkese sıfırdan iki doz BioNtech yapalım.' Bu araştırma, bu görüşün doğru olmadığını gösteriyor. Daha önce yapılan aşıların bir yararı olduğunu, üçüncü doz, sadece tek bir doz mRNA aşısıyla bile çok yüksek miktarda antikor oluştuğunu gösteriyor. Dolayısıyla o spekülasyonu yok etmiş oluyor. Şu anki verilere göre iki doz inaktif aşı yapılanlara bir doz BioNtech aşısı yeterli. Aralık ayında tekrar ölçüm yapacağız. Antikor düzeyleri düşecektir. Ama belli bir düzeyin üzerinde kaldığı sürece bir sorun yaratmayacaktır."

Araştırma sonucu hastalığa yakalanma oranlarının da çok düşük gerçekleştiğine işaret eden Kılıç, "Yaklaşık 300 kişide 1 kişi hastalığa yakalandı, dolayısıyla hastalığa yakalanmaktan da koruduğunu gösteriyor. Ama ikinci bir mRNA aşısına gerek olup olmadığını aralıktaki ölçümlerle daha net söyleyebileceğiz." dedi.

DEÜ Araştırma ve Uygulama Hastanesi Başhekim Vekili Prof. Dr. Semih Küçükgüçlü de hastanelerindeki yoğun bakımlarda 16 hastanın tedavi gördüğünü belirterek, "Hastalığın en yoğun olduğu dönemde 112 hastayı tedavi ettik. Hastanede öğretim üyeleri arasında yüzde 0,5 oranında aşılanmayan var. Hemşire ve teknisyenlerde bu oran biraz daha fazla. Biz bu konuda eğitim programıyla onları ikna yöntemini seçiyoruz." diye konuştu.