Spor 16.02.2018 14:21 Güncelleme: 16.02.2018 16:34

Parkeye Güçlü Dönüş

Darüşşafaka'nın All-Star oyuncusu Kartal Özmızrak,bir oyuncunun çok çalışmadan kendini geliştiremiyeceğini söylüyor.YeniBirlik muhabiri Bertan Erman'a özel açıklamalar...
Parkeye Güçlü Dönüş

Fotoğraf:Şafak GÜVEN

 Beşiktaş Basketbol tarihindeki ikinci şampiyonluğunu kazandığı 2011-12 sezonunda,Ergin Ataman'ın koçluğunda,henüz 17 yaşını doldurmamışken takımın rotasyonuna dahil olan ve play-off'ta 9 maçta süre alan Kartal Özmızrak o günden bu yana gelişimini sürdürmeye devam ediyor.Geçtiğimiz sezon İstanbul BBSK'da ciddi bir sakatlık geçirip sezonu kapatan Kartal,bu sezon Daçka'ya transfer oldu.

Birçok oyuncu gibi sizin de Darüşşafaka’daki ilk seneniz olmasına karşın takımda büyük bir sinerji yakaladınız. Bu sinerji kısa sürede nasıl oluştu?

Öncelikle, takım içindeki arkadaşlık gerçekten çok iyi ilk günden bugüne kadar. Bunun bence sebebi, hem yaşlarımızın yakın olması, hem de hedeflerimizin birbirine yakın olması. Türk oyuncular zaten geçmiş senelerden, Milli Takım’dan ve kulüp takımlarından tanıyordu. Gelen yabancı oyuncuların da yaşlarının bize yakın olması, bizim gibi hırslı oyuncular olması, bence bu sinerjiyi yaratmadaki başlıca nedenlerden.

Yaşadığınız son sakatlık ciddi bir sakatlıktı ve birçok kişinin bu sakatlığın dönüşünde verimleri düşüyor. Sizde ise tam tersi oldu. Bu nasıl gerçekleşti?

Öncelikle bu ameliyat süreci başlı başına uzun bir süreç. İyi bir operasyon geçirmeniz gerekiyor. Bu operasyonu Tahsin Beyzadeoğlu yapmıştı bana ve kendisine çok teşekkür ediyorum. Gayet başarılı bir ameliyat geçirdim. Daha sonrasında bunun 6-9 aylık bir tedavi süreci var. Bu tedavi sürecinde de bana yardımcı olan Sportomed ekibine, Tarık (Çetin), ağabeye, Aşkın (Dede) ağabeye çok teşekkür ediyorum. Bu tedavi sürecinde en iyi şekilde geri dönmemi sağladılar. Ama tabii ki tedavi sürecinin dışında da bireysel çalışma kısmı çok önemli. Bireysel çalışma kısmında, yanılmıyorsam dört gün tatil yapabildim ben. Onun dışında bütün yaz çalışmak durumunda kaldım. İlker Ağabey ile çok çalıştık; Emin Ağabey ile çok çalıştık. Onlara da buradan teşekkür ediyorum. Tabii ki zor sakatlıklar var. En zoru olmayabilir ama zorlarından biri. Ama çok çalıştıktan sonra dönülmeyecek bir sakatlık olmayacağını düşünüyorum ben. Sezon başladıktan sonra da, ben kendimi iyi hissetsem de, hocamız David Blatt bana antrenmanların çoğunda dinlenmemi söyledi. Ben oynamak istedim ama dinlenmemi söyledi. Beni çok korudu sezonun başında birçok antrenmanda, birçok maçta görev vermekten çekindi ve ben de böylelikle daha iyi, daha hazır bir hale geldim. Ona da çok teşekkür ediyorum.

Birçok yerli oyun kurucuya göre görüş açınız daha geniş ve kararlılık seviyeniz yüksek. Bu özelliklerinizi nasıl geliştirdiniz? Ekstra çalışmalar yapıyor musunuz?

Antrenmanlar haricinde ekstra çalışma yapmayan çok bir oyuncu olduğunu düşünmüyorum. Zaten bizim takımda özellikle herkes çok çalışıyor.  Ben de çok çalışıyorum antrenmanlar öncesinde, antrenmanlar sonrasında. Çok çalışmayan bir oyuncunun kendini geliştirebileceğine inanmıyorum ben açıkçası.

Daha öncelerine gitmek gerekirse, Deron Williams, Allen Iverson gibi NBA yıldızlarıyla oynadınız. Hatta Carlos Arroyo’yu da buna dahil edebiliriz. Onlardan neler öğrendiniz?

Gerçekten benim şansım çok fazla iyi point guardla oynamam oldu. Gerek Türk olsun; gerek yabancı olsun.  Hepsinden bir şeyler öğrenmeye çalıştım. Deron Williams’tan, Allen Iverson’dan, keza Türk guardlardan olsun. Gerçekten hepsi çok değerli. Avrupa’nın ve dünyanın üst seviyelerinde basketbol oynamış oyuncular. Dribbling yapış şekilleri, şut atışları, pick & rolları oynayışları, saha görüşleri… Bir şeyler katmaya çalıştım hepsinden. Yapabildiysem ne mutlu…

Geçmişe gitme gibi bir imkanınız olsaydı, Türkiye’de hangi takımda veya hangi eski basketbolcularla oynamak isterdiniz?

Hiç düşünmedim onu. Hangi Türk oyuncularla oynamak isterdim? Vallahi bilmiyorum. Basketbol günümüzde çok gelişti. Teknoloji yüzünden geçmiş basketbol maçlarımızı çok izleyemedik ama 2010 Dünya Kupası’nda, ülkemizde Dünya ikincisi olan takımla sahada olmak isterdim herhalde.

Daha genç olmanıza rağmen gelecekle ilgili bir planınız var mı aklınızda?

Avrupa’nın en üst seviyesinde basketbol oynamak istiyorum tabii ki. Yurt dışında veya ülkemizde de gayet iyi takımlar var.

Avrupa’nın en üst seviyesi dediniz. Hangi ülkeleri tercih ederdiniz?

Türkiye de gayet iyi bir durumda şu anda ama Türkiye dışında İspanya zaten basketbolun içinde bir ekol olmuş. Rusya’dan CSKA Moskova ve Khimki her zaman iki iyi takım. İtalya’nın Milano takımı gayet iyi. Yunanistan’dan zaten her zaman iki demirbaşı var Euroleague’in. Şu anda da Zalgiris Kaunas’ın oynadığı basketbolu çok beğeniyorum ben. Gerçekten takdire şayan bir basketbol oynuyorlar şu anda. Yani herhangi bir takım olursa da olur. Çok da fark etmez.