Halkbank web
Ekonomi Kaynak: Haber Merkezi 21.04.2024 07:08

Çatışmalar derinleşmezse yabancı yatırımcı Türkiye'ye gelir

Geçtiğimiz hafta jeopolitik risklerin küresel piyasalarda etkili olduğunu belirten Stratejist Tuğba Özay, ForInvest YouTube kanalına yaptığı değerlendirmede, "İran ve İsrail arasındaki gerginlik piyasalar üzerinde etkili olurken; geçtiğimiz haftanın son gününde piyasalar üzerinde bir satış baskısı gördük. Yabancı yatırımcı için seçim sonrasını işaret etmiştik. Geçtiğimiz haftaki alımlar, yabancı yatırımcının Aralık ayından bu yana 3 haftalık en güçlü alımını kaydetti; nette 1 milyar 59 milyon dolara ulaşıldı. Bölgede İran ve İsrail arasındaki çatışmalar derinleşmezse, yabancı yatırımcının Türkiye'ye gelme ihtimali var." dedi.
Çatışmalar derinleşmezse yabancı yatırımcı Türkiye'ye gelir

İç piyasada uzun bir tatil sürecinin ardından 15 Nisan haftasında jeopolitik risklerin küresel piyasalarda etkili olduğunu belirten Stratejist Tuğba Özay, ForInvest YouTube kanalına yaptığı değerlendirmede, geçtiğimiz haftanın son gününde piyasalar üzerinde bir satış baskısı görüldüğüne işaret etti. İçeride ise yabancı para cinsinden mevduatlarda düşüşün sürdüğünü belirten Özay, “Kurdaki yükseliş sınırlı giderken mevduatın getirisi şu anda birçok enstrümanın getirisinden çok daha yüksek. Yabancı yatırımcı için seçim sonrasını işaret etmiştik. Geçtiğimiz haftaki alımlar, yabancı yatırımcının Aralık ayından bu yana 3 haftalık en güçlü alımına işaret etti; nette 1 milyar 59 milyon dolara ulaşıldı. Bir tarafta İsrail ve İran arasındaki gerilim devam ederken paranın daha güvenli limanlara akmasını bekleriz. Amerikan tahvilleri, emtia, İsviçre frangı, dolar ya da Japon yeni gibi daha gelişmiş ülke para birimleri bu anlamda öne çıkabilir. Riskli varlıklarda volatilitenin önümüzdeki günlerde yüksek olmasını bekliyoruz. Eğer çatışmalar derinleşmezse yabancı yatırımcının Türkiye’ye gelme ihtimali tabi ki var. Geldiğinde de bankalar ve holdingler öne çıkacaktır.” dedi.  

MERKEZ BANKASI BİLANÇOSU LİKİDİTE GENİŞLEMESİNE ENGEL

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) bilançosunun geçtiğimiz haftanın en önemli başlıklarından biri olduğunu kaydeden Özay, Merkez Bankası’nın 2023 yılında 818,2 milyar TL zarar yazdığını hatırlatarak, “Kur farkı ve özellikle Kur Korumalı Mevduat (KKM) kaynaklı zararın bir miktar Merkez Bankası bilançosunda etkili olduğunu görüyoruz. Geçtiğimiz yıllarda Merkez Bankası kar yazdığında hazineye bir transfer gerçekleşiyordu. Önümüzdeki dönemde hazineye kar transferi olamayacağı için bu durumun likidite genişlemesine engel olacağını söyleyebiliriz. Enflasyon beklenti anketine baktığımızda beklentilerin hala iyileşmediğini görebiliyoruz. TCMB Başkanı Dr. Fatih Karahan'ın gecikmeli de olsa beklentilere yaklaşıyoruz açıklaması ve faiz artırım sürecinin sonuna gelindiği mesajı önemliydi. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ise açıklamalarında cari dengeye dikkat çekti. Cari denge Şubat ayında 3,27 milyar dolarlık açık verdi. Geçtiğimiz yıla kıyasla bir düşüş olduğunu söyleyebiliriz ama 7 ayın en yüksek aylık açığını olduğunda söylemekte fayda var. Özellikle altın ithalatına getirilen kota düşüşte etkili oldu.” diye konuştu.  

MERKEZ BANKALARINDAN GELEN MESAJLAR İHRACATIMIZ İÇİN ÖNEMLİ

Yurt dışı piyasalarda ise ABD’de açıklanan enflasyon verisinin ardından Fed Başkanı Jerome Powell'ın faiz oranlarının uzun süre yüksek kalacağına dair açıklamalarının ve bölgesel başkanlardan gelen açıklamaların satışlarda bir miktar etkili olduğunu söyleyen Özay, sözlerini şöyle sürdürdü: “İran-İsrail gerilimi petrol fiyatları üzerinde de etkili oldu. Özellikle çatışmanın önümüzdeki dönemde derinleşmesi halinde petrolün varil başına 100 doların üzerine çıkabileceğine dair raporlar dikkat çekti. Bazı kurumların beklentileri bu anlamda 130 dolara ulaştı. Ons altında 2.400 doların üzerini gördük. Haftanın kapanışında riskli varlıklardan kaçış olduğunu söyleyebiliriz. Küresel piyasaları değerlendirdiğimizde bizim için en önemli başlık, merkez bankalarının ne zaman faiz indirimine gideceği olacak. Avrupa Merkez Bankası (AMB) Başkanı Lagarde’ın açıklamaları faiz indirim sürecine başlayabilecekleri yönünde olurken; ABD ise faiz artırımlarının devam edeceği işaretini verdi. Bu anlamda iki merkez bankası birbirinden ayrışıyor. Bu neden önemli? Bizim için en büyük ihracat pazarımız Avrupa ve maliyetler dolarla olup gelir Euro ile olduğundan, rekabetçiliği azalan ihracatçılar için özellikle Euro/dolar paritesinin düşüyor olması bir miktar daha zorlayacak bir gelişme.

GÖZLER GELECEK HAFTA FAİZ KARARINDA OLACAK 

Salı günü PMI verilerini karşılayacağız. Hem Avrupa hem ABD tarafında PMI rakamları açıklanacak. Çarşamba günü Türkiye tarafında kapasite kullanım oranının verisi ile birlikte ABD’de çekirdek dayanıklı mal siparişleri verisi önemli veriler arasında. Perşembe günü Merkez Bankası'nın faiz kararını karşılayacağız. Burada beklenti yeni bir faiz artışına gidilmemesi yönünde. Perşembe ayrıca ABD büyüme rakamları açıklanacak. Cuma günü ise Japonya’nın faiz kararı takip edilecek. Cuma günü aynı zamanda PCE çekirdek enflasyon verisini karşılayacağız.”