Marmara Denizi, 2021 yılındaki büyük çevre felaketinin ardından yeniden müsilaj tehdidiyle karşı karşıya. Bu kez İstanbul’un en kritik kıyı bölgelerinden biri olan Beykoz sahilinde etkili olmaya başlayan müsilaj, hem deniz ekosistemini hem de balıkçıları olumsuz yönde etkiliyor.

Sahil boyunca yoğunluk arttı, balıkçılar ağ atamıyor
Son günlerde Beykoz sahilinde balıkçı barınaklarının bulunduğu alanda deniz yüzeyinde ve dibinde müsilaj tabakası oluştuğu gözlemlendi. Bölgedeki balıkçılar durumu endişeyle izlerken, av faaliyetleri büyük ölçüde aksadı.
Beykoz Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı Zeki Demirtaş, müsilajın bölge balıkçılığı üzerinde ciddi etkiler yarattığını vurguladı:
“İki buçuk aydır bu sorunla mücadele ediyoruz. Sabah ağ atıyoruz, yarım saat içinde çekmek zorunda kalıyoruz. Aksi halde ağlarımız parçalanıyor. Tüm trol tekneleri ve kıyı balıkçıları etkileniyor. Bu yıla kadar kanal bölgesindeydi, şimdi kıyılara ulaştı.”
Demirtaş, özellikle Haliç’ten gelen akıntıların müsilajı Beykoz’a taşıdığını belirterek yetkililere iki ay önce bildirimde bulunduklarını söyledi.

“Boğaz’da balık kokar mı?” sorusu gerçek oldu
Balıkçı barınağında tekne sahibi olan Esat Demirkaya ise, müsilajın etkilerini doğrudan deneyimleyenlerden biri. Denizin dibinde çamur benzeri bir tabaka oluştuğunu ifade eden Demirkaya, oltaların ve ağların kullanılamaz hale geldiğini söyledi:
“Oltalara yapışıyor, ağların gözlerini kapatıyor. Petrol gibi kötü bir kokusu var. Avladığımız balıklar bile kokuyor. Geçen yıl istavrit satamadık, geri getirildi. Bu sene tekir zamanı ama müsilaj nedeniyle av yapılamıyor. Bu şekilde devam ederse Boğaz’da artık denize girilemez.”
Demirkaya, bu tür kirlenmenin deniz bitkilerinin büyüme evresiyle bağlantılı olduğunu belirtti ve atık istasyonlarının sıkı denetlenmesi gerektiğini söyledi.

“Biyolojik arıtma şart”
Bölgedeki çevre sakinleri de tabloya kayıtsız değil. Beykoz’da yaşayan İbrahim Etemtiz, deniz yüzeyindeki kirliliğin gözle görülebilir hale geldiğini belirtti. Müsilajın ekosistem üzerindeki etkilerinin kalıcı olabileceği uyarısında bulunan Etemtiz, biyolojik arıtma tesislerinin artırılması gerektiğini savundu.
“Deniz çok kirli görünüyor. Canlı yaşamı bu şekilde sürdürülemez. Biyolojik arıtma tesisleri yaygınlaştırılmalı ve sürekli çalışır halde denetlenmeli.”

Moda Sahili'nde de benzer görüntüler
Öte yandan, İstanbul’un Anadolu Yakası’nda bulunan Kadıköy Moda Sahili'nde de kıyı boyunca müsilaja benzer kirlilik gözlendi. Bu gelişmeler, müsilajın yalnızca Beykoz'la sınırlı kalmadığını, geniş bir yayılım potansiyeline sahip olduğunu ortaya koyuyor.
Uzmanlardan Uyarı: "Temizlik yetmez, kaynak azaltılmalı"

Çevre bilimciler ve deniz araştırmacıları, yalnızca yüzey temizliği ile mücadelenin mümkün olmadığını belirtiyor. Tarımsal atıklar, evsel kirlilik ve yetersiz arıtma sistemleri müsilajın temel kaynakları arasında gösteriliyor. Uzmanlar, kalıcı çözüm için Marmara genelinde entegre çevre politikalarının hayata geçirilmesi gerektiğini vurguluyor.