İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturmada, aralarında İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat ve Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan’ın da bulunduğu toplam 99 şüpheli hakkında "suç örgütü yöneticiliği", "rüşvet", "nitelikli dolandırıcılık", "kişisel verilerin hukuka aykırı ele geçirilmesi" ve "PKK/KCK terör örgütüne yardım" gibi çok sayıda suçlamayla işlem başlatıldı.
Yolsuzluk Ağı Detaylı Şekilde Tespit Edildi
Sulh Ceza Hakimliği’nin kararında, İmamoğlu’nun Beylikdüzü döneminden bu yana yanında bulunan kişileri İBB’ye taşıdığı, bu kişiler aracılığıyla ihale ve hizmet alımlarında sistematik usulsüzlükler gerçekleştirdiği ifade edildi. MASAK raporları, tanık beyanları, HTS kayıtları ve vergi müfettişlerinin raporları ile örgütlü bir şekilde rüşvet, dolandırıcılık ve kamu zararına neden olan hayali ihaleler tespit edildi.
İhalelerde PKK’ya Destek İddiaları
Şüpheliler arasında yer alan bazı kişilerin, terör örgütü PKK’ya yardımda bulunduğu, örgüte yakın şirketlere ayrıcalıklı ihaleler verildiği ve kamu kaynaklarının bu şirketler üzerinden örgüte aktarıldığı belirlendi.
Medya AŞ ve Kültür AŞ Üzerinden Kurulan Yolsuzluk Düzeni
Kararda, İmamoğlu’nun liderliğinde Medya AŞ ve Kültür AŞ üzerinden “naylon fatura” yöntemiyle kamu zararına yol açan işlemler yapıldığı, şirketlerin yalnızca fatura kesmek amacıyla kurulduğu ve “komisyon” adı altında iş insanlarından zorla para alındığı açıkça ifade edildi.
“Kültür AŞ Grafik Tasarım Bedeli” Adı Altında Vurgun
Reklam alanlarını kiralayan firmalara iznin yalnızca Kültür AŞ tarafından verildiği, bu izin karşılığında muvazaalı sözleşmeler imzalanarak gayrimeşru kazanç elde edildiği ve kamu bütçesinden milyonlarca liralık kaynak aktarıldığı kararda vurgulandı.
Tutuklama Gerekçesi: Suç Örgütü ve Kaçma Riski
Kararda, İmamoğlu’nun örgüt lideri olarak suçları organize ettiği, talimatları hiyerarşik yapı içinde alttaki örgüt üyeleriyle hayata geçirdiği belirtildi. Ayrıca kuvvetli suç şüphesinin oluştuğu, kaçma ve delil karartma riskinin bulunduğu gerekçesiyle tutuklamanın kaçınılmaz olduğu ifade edildi.