Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Bakan yardımcısı Dr. Zafer Demircan, bakanlığın vizyonunu, veriler ve strateji kararları ile açıklarken ortaya çıkan başlık enerjideki zihniyet değişimi oldu.
Demircan, Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) Enerji Konseyi öncülüğünde, “Geleceğin Enerji Stratejisi” temasıyla düzenlenen Uludağ Enerji Zirvesi Bursa Business School’daki iki günlük etkinliğin ana konuşmacısıydı. Enerji sektörünün çok yönlü ele alındığı oturumlarda, iş dünyası, kamu ve akademi bütünlüğü için çok değerli bir örnek daha oluştu.

‘Bölgesel Enerji Ajansları Kurulmalı’
BTSO Başkanı İbrahim Burkay, ETKB Bakanı Alparslan Bayraktar’ın açıkladığı ‘Enerji Dönüşüm ve Yenilenebilir Enerji 2035’ vizyonu ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının HIT-30 Yüksek Teknoloji Yatırım Programı ve 2030 Strateji Belgelerini, iş dünyasının yol haritası olarak tanımladı.
Dünya genelinde artan enerji talebine değinen Burkay, “son 20 yılda üç kat büyüyen enerji talebinin, 2035 yılına kadar 510 terawatt/saate ulaşması bekleniyor. Bu büyümeyi sürdürülebilir kılmak için; düşük karbonlu kalkınma çözümleri kaçınılmaz hale gelmiştir. Yeşil ve dijital dönüşüm önümüzde. İhracata dayalı büyüme hedefleyen bir ülkeyiz. Yeşil enerji bizim için olmazsa olmaz. Bu noktada 2013 yılından bu yana dile getirdiğimiz ‘bölgesel enerji ajanslarının’ kurulmasının önemli bir adım olacağını düşünüyoruz. Bölgedeki 140 büyük tesisin çatılarında ürettiği enerji 850 mw, toplam öz tüketimleri ise 3 gw’ye ulaşıyor. Enerji sektörünün daha verimli, daha rekabetçi ve daha sürdürülebilir bir yapıya kavuşması en büyük hedeflerimiz arasında.” sözleriyle, dönüşümün iş dünyasındaki yansımasını dile getirdi. ETKB Bakan Yardımcısı Dr. Zafer Demircan ise, yoruma gerek bırakmayacak netlik içinde Türkiye’nin Enerji Vizyonu’nu anlattı.

EPDK’nın Kuruluşu ve Türkiye’nin Enerji Sektörü
Bakan Yardımcısı Demircan, konuşmasına başlarken Türkiye’de enerji sektörünün oluşum ve ivmelenmesinde EPDK (Enerji Piyasaları Düzenleme Kurulu)’nun yerini vurguladı. EPDK kurucu başkanı Yusuf Günay da salondaydı ve Demircan, her yeri geldiğinde teşekkürlerini iletti. Zafer Demircan, yeni sistemlerin tartışıldığı bir dönem yaşandığını belirterek önemli değerlendirmelerde bulundu:
-Özellikle pandemi sonrası enerji algıları tamamen değişime uğradı. Sistem ters yüz oldu. Bütün hammaddelerin, lojistik zincirlerin dağıldığı bir dönemden geçtik. Bundan en çok enerji etkilendi. Yapay zeka, büyük veri gibi ilk kez gündeme gelen hususlarla karşılaşmaktayız. Bundan sonraki süreç, öncekilerden daha farklı olacak. Bu yüzden bir zihniyet değişimine ve stratejiye ihtiyacımız var.
Türkiye’de enerjide dönüşüm 2001-2002’de başladı. EPDK kurulduğunda yalnızca 35 bin mw kurulu gücümüz bulunuyordu. Serbest piyasaya geçiş koşullarının sağlanmasıyla, özel sektörün marifeti sisteme dahil edildi.
Tüm Mesken Tüketimi Rüzgar ve Güneşten
EPDK’nın kurulduğu dönemde Türkiye’nin toplam kurulu gücü 31.846 Mwh, bunun sadece yüzde 60’ı (19.143 Mwh) yenilenebilir kaynaklardan sağlanıyor ve toplam elektrik tüketimi 133 Twh.
2025 itibari ile kurulu gücümüz, 117.122 Mwh, bunu yüzde yetmişi (80.832 Mwh) yenilenebilir ve toplam tüketim ihtiyacımız, 348TWh düzeyinde. COP 29 Bakü’de yenilenebilir kurulu gücünü 4 katına çıkarma taahhüdünde bulunan ülkeler arasındayız ve 2035 hedefimiz 510 TWh toplam tüketim, 226.700 MWh kurulu güçtür. Bunun yüzde 77’si (173.700 MW) bölümü yenilenebilir hedefidir.
Toplam elektrik tüketiminin yüzde 27’si mesken tüketimidir ve bu miktar, artık yerli ve yenilenebilir kaynaklardan sağlanan elektirk miktarıyla denk gelmektedir.
Doğalgaz tüketimimiz yıllara göre şöyle gerçekleşmiştir:
2022: 53.5 milyar m³, 2023:50.2 milyar m³ ve 2024’te 53.4 milyar m³
Doğal gaz tüketiminin sektörel dağılımı ise:
Konut: yüzde 36, Elektrik: yüzde 25, Sanayi: yüzde 28 ve diğer: yüzde 11
Tüm bu rakamlar, ekonomik büyümeyle birlikte enerji ihtiyacının nasıl arttığını, yenilenebilir enerji yatırımlarının karşılığını bulduğunu ve yükselen enerji talebi için hala yetersiz olduğunu göstermektedir. Dolayısı ile bütün dünyada olduğu gibi Türkiye’de nükleer enerji üretimine ihtiyaç var.
Nükleer Enerji Kaynak Çeşitlendirmede Önemli
Kesintisiz, sürekli, kaliteli, uygun fiyatlı enerji gerekli. Dünyadan veriler de şöyle: 31 ülkede 417 nükleer reaktör faaliyette, 15 ülkede 61 reaktör inşa ediliyor. Bizim de Akkuyu, Sinop ve Kıyıköy’de nükleer enerji projeleri için çalışmalar sürüyor. Yerlileştirme tutarı 7.7 milyar dlar olarak belirlenmiştir.
Ayrıca ülkemizin jeolojik yapısı, afetsellik riski nedeniyle SMR adı verilen küçük modüler reaktörler için çalışmalarımız da başlamıştır.
Kömürün Çilesi
Yerli kömür üretiminde zorluklar yaşıyoruz. Bu konuda yakın zamanda yerli kömürün desteklenmesi için Sayın Bakanımız tarafından yeni bir destek açıklanacak. Şu anda 11 bin mw kurulu güce sahibiz ancak etkin kullanımımız 5 bin mw. Halihazırda kurulu gücümüzü kömürün maliyetinden kaynaklı olarak kullanamıyoruz. Bu atıl gücü karşılamak için termik santral yapmaya kalksanız 4 milyar dolar harcamanız gerekiyor. Ülkemizde yer altında 200 milyon ton kömür bulunuyor. Ancak yerli kömür yakmak yerine Kolombiya, Avustralya gibi uzak ülkelerden kömür getirip elektrik üretmeye çalışıyoruz. Çünkü maliyet bizi ithalata zorluyor. Yenilenebilir enerjiyi bu nedenle de önde tutuyoruz.
Kömürden tamamen çıkış, her yıl yaklaşık 5 trilyon dolar yatırım gerektiriyor.2053’e dek bunu sürdürmek imkansız. Bütün dünya, geçen yıl 1 trilyon dolar yatırım yapılabildi.
Enerjide de Yapay Zeka
Paris İklim Anlaşması sonrası emisyona yönelik tüm ülkeler pozisyon almaya başladı. Çünkü emisyonların yüzde 70’i enerji kaynaklı. Bizler de Cumhurbaşkanımızın talimatıyla bu dönüşümü sağlamak zorundayız. Anck bu dönüşüm ve gelişim sadece bürokrasi ile olamaz. Yapay zeka ve özel sektör yatırımı şart. Piyasa reformları şart. 2002’de yeni reform dönemi başladı. Şimdi özel sektöre dayalı gelişecek yeni bir süreç başlamalı.
Dijitalleşmede sistemler büyüyor. Elektrikte abone sayısı 45 milyonu aştı. Sistemin yapay zeka ile kendini yönetmesi, yenilenebilir entegrasyonu olan sistemlerin büyümemesi, fiyat istikrarı sağlamalı.
Hedef, cari açığı azaltmak, ihtiyacı karşılamak ve enerji arz güvenliği sağlamaktır.
******** *****************
Uludağ Enerji Zirvesi’nde birbirinden değerli oturumlar ile yapay zekadan dijital dönüşüme tüm süreçler uzmanlarınca değerlendirildi.
Barajlar Yenilenecek
EÜAŞ Strateji Geliştirme Daire Başkanı Yücel Kartal: Liberal elektrik piyasasının parçasıyız. Kamu ile özel sektör son 25 yılda rol değiştirdi. Kamu yüzde 20’ler seviyesinde kurulu güç sahibi. COP 29’daki iklim değişikliğine yönelik ülke taahhütleri, enerji sektörünü hep öne çıkarıyor. Türkiye elektirk üretiminde dünyada 15. sırada. Kamu, değerli ama artık yaşlı santrallere sahip. Etkin ve yenilenebilir içerikten uzakta. 2029 sonuna dek en az yüzde 50’sinin kamudan alınması kararı var. Yenilenebilirde Avrupa’da 5.sıradayız ama ilave 120 bin Mw kurulu güç ve buna yönelik 80 milyar dolar yatırım olacak. Kamu özel sektörün önünü açıyor. RES ve GES YEKAları ciddi adımlardır. Elbette kamunun yükümlülükleri de sürüyor. Nükleer gibi yeni teknolojiler için taahhüt gerekiyor. 15 yıl boyunca Akkuyu’dan yüzde elli alacağız. Sınırı aşan sular üzerindeki HES’ler kamuda kalacak. Ancak Keban, Karakaya ve Atatürk barajlarında yenilenme gerekli…
--- ---
Kaçakla Mücadele Başarısı
UEDAŞ GENEL Müdürü Cihangir Gençoğlu: EPDK’nın kuruluşuyla başlayan 4628 sayılı yasa uyarınca 4 ilde 2036’ya dek dağıtım lisansımız var. 2024 itibari ile kayıp kaçak oranı yüzde 10’un altına düştü. OECD ülkeleri ortalamasının altında bir orana düşürdük. 2000 öncesi yüzde 24 seviyelerindeydi. Geçen yıl Afrika ve Orta Asya’da bazı şirketler, model olarak bizi incelediler, bize bakıp yapı kurmaya çalışıyorlar. Ancak finansal olarak sürdürülebilir değiller. Dörtte bir kayıp var, Nijerya’da 100 birim gidere 30 birim gelir var. Tahsil edilemeyenler var. Devlet yüzde 70 finanse ediyor. Pakistan aynı, 14 bölgede dağıtım yapıyor. Özbekistan, bizi örmek alanlardan.
Türkiye olarak kayıp kaçak oranı en düşüklerden biriyiz. Yüzde 5.2 kaçak var.
700 milyon kw/s kaçak var. Yıllık 14,2 milyar TL’ye denk geliyor.
500 milyon kw/s teknik sebeplerle, 200 m kw/s farklı nedenlerle kayıptır. Geçen yıl 3,6 milyar TL yatırım yaptık. İlave kapasite gereksinimi çok. Şehirleşme, iklim değişikliği, dijitalleşme, enerji verimliliği ve e-mobilite bize yön veriyor. Klima ve e-mobilite çok arttırıyor.
Ayrıca orman yangınları, iklime bağlı olarak zor sonuçlar doğuruyor. Sigortayla karşılanmayacak hasar oluşuyor. Afetsellik yüksek bir risk. 2800 km ormandan geçen hatlarımız var. Yer altına indirmeye ya da yenilemeye çalışıyoruz.
--- ---------
Süper İzin Doğru Hamle
Rönesans Enerji Yatırım Direktörü Vehbi Karaeren: 800 mw portföyümüz mevcut. Ancak 48 aylık izin süreçleri yatırımcıyı zorluyor. Hedef 18 ay olmalı. RES’te (Rüzgar Enerji Santralleri) ön lisans verilip lisansa dek izinleri tamamla deniyor. Herkese için aynı. Bir algoritma yok. Lisans mevzuatına tabi projenin süreci 2-4 yıl gecikiyor. Süreç tıkanabiliyor. Zaten birbirini takip eden aşamalar da var.
Yatırımın geri dönüş süresi uzuyor, risk algısı artıyor, finans bulmak zorlaşıyor. Bakanlık ve EPDK’nın Süper İzin çalışması son derece olmlu.