İsrail İskan Bakanı Yitzhak Goldknopf, işgal altındaki Batı Şeria’ya yönelik tartışma yaratan bir çağrıda bulundu. Goldknopf, Başbakan Binyamin Netanyahu’ya, Batı Şeria’ya 1 milyon Yahudi’nin yerleştirilmesi için harekete geçilmesini istedi. Bakan ayrıca, bölgede yerleşim inşaatlarının genişletilmesi için mevcut fırsatlardan yararlanılması gerektiğini vurguladı.
“Batı Şeria’ya Yahudi Yerleşimlerini Genişletelim”
İsrail basınında yer alan haberlere göre, Bakan Yitzhak Goldknopf, söz konusu açıklamayı Batı Şeria’nın kuzeyinde gerçekleştirdi. Goldknopf, işgal altındaki topraklara 1 milyon Yahudi’nin yerleştirilmesi için çalışmalara hız verilmesi gerektiğini belirterek, "Filistin ve Orta Doğu’daki mevcut durumdan yararlanmalıyız" ifadelerini kullandı.
Goldknopf’un bu açıklaması, Batı Şeria’daki yerleşim inşaatlarının daha da genişletilmesi ve Yahudi nüfusun artırılması yönündeki planların açık bir göstergesi olarak değerlendiriliyor.
Batı Şeria’da Artan Toprak Gaspı ve İhlaller
Filistin Kurtuluş Örgütü’ne bağlı Ayrım Duvarı ve Yahudi Yerleşim Birimleriyle Mücadele Konseyi’ne göre, İsrailliler, yalnızca 2024 yılında Batı Şeria’da 2 bin 971 ihlal gerçekleştirdi. Bu ihlaller arasında Filistin topraklarının gasp edilmesi, yasa dışı yerleşim birimlerinin inşası ve Filistinlilere yönelik saldırılar yer alıyor.
770 bin 420 İsraillinin işgal altındaki Batı Şeria topraklarına yerleştiği belirtilirken, bu durum Filistinlilerin yaşam alanlarını daha da daraltıyor. Sadece 2024 yılında 51 Filistin toprağının gasbedildiği ve İsrailliler tarafından yerleşim birimlerine çevrildiği açıklandı.
Filistinlilere Yönelik Baskılar ve Artan Gerilim
İsrail’in 7 Ekim 2023’te Gazze Şeridi’ne saldırı başlatmasından bu yana, Batı Şeria ve Doğu Kudüs’te Filistinlilere yönelik baskılar daha da arttı. Bölgede gözaltılar, baskınlar ve saldırılar devam ederken, bu süreçte çok sayıda Filistinli evlerinden çıkarıldı.
Goldknopf’un Batı Şeria’ya yönelik 1 milyon Yahudi çağrısı, bölgedeki tansiyonu daha da artırabilir. Filistinliler, işgal altındaki topraklarda artan yerleşim inşaatlarının, yaşam haklarını ve mülkiyetlerini ellerinden aldığını vurguluyor.