İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, Gazze Şeridi'ne yönelik yürütülen saldırıların yalnızca askeri değil, demografik sonuçlar da doğurduğunu açıkça itiraf etti. The Times of Israel gazetesine konuşan Katz, İsrail ordusunun işgal planı doğrultusunda yüz binlerce Filistinlinin Gazze'den sürüldüğünü ve bazı bölgelerin “güvenlik alanı” adı altında tamamen işgal edildiğini duyurdu. Açıklamaları uluslararası kamuoyunda derin yankı uyandırırken, insan hakları savunucuları bu açıklamaları “etnik temizlik” ve “zorla yerinden etme” olarak nitelendirdi.
Bakan Katz, özellikle Gazze'nin güneyinde yürütülen saldırılarla Han Yunus ve Refah şehirlerini birbirinden ayıran 12 kilometrelik “Morag Koridoru” ile Mısır sınırında yer alan “Philadelphi Koridoru” arasındaki bölgenin İsrail’in kontrolünde olan bir güvenlik hattına dönüştürüldüğünü ileri sürdü. Aynı şekilde Gazze’nin kuzeyinde de benzer işgal ve yerinden etme operasyonlarının arttığını ifade etti. Katz, bu kapsamlı işgalin Hamas üzerindeki baskıyı artırmayı ve esirlerin serbest bırakılmasını sağlamayı amaçladığını iddia etti.
İsrail ordusu, 19 Ocak’ta yürürlüğe giren ateşkesi 18 Mart sabahı bozan saldırılarla resmen sona erdirdi. Yeniden başlayan yoğun bombardımanlar sonucunda, büyük çoğunluğu kadın, çocuk ve yaşlılardan oluşan 1.574 Filistinli hayatını kaybederken, 4.115 kişi de yaralandı. 7 Ekim 2023’ten bu yana süregelen saldırılarda toplamda 50.944 Filistinli yaşamını yitirirken, 116.156 kişi ise yaralandı. İsrail hükümeti ise, Hamas’ın yeni ateşkes tekliflerini reddettiğini ileri sürerek, “artarak devam edecek askeri operasyonlar” tehdidini sürdürüyor.
Hamas cephesi ise bu saldırıların uluslararası hukuku ihlal ettiğini belirterek, “İsrail, verdiği sözleri tutmayarak Gazze'de soykırımı yeniden başlatmıştır” açıklamasında bulundu. Gazze’ye yönelik bu yeni saldırı dalgası, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun iç istihbarat teşkilatı Şin-Bet’in başkanını görevden alması gibi iç politikadaki tartışmalı hamlelerinin hemen ardından gelmesiyle dikkat çekti. İsrail kamuoyunda da söz konusu saldırıların hem zamanlaması hem de kapsamı geniş yankı uyandırdı.
Gazze Şeridi'nde yaşanan bu insani felaket her geçen gün daha da derinleşirken, uluslararası toplumun sessizliği ve arabulucu ülkelerin etkisizliği, bölgedeki trajediyi daha da büyütüyor.