Dünya Bankası’nın yayımladığı kapsamlı rapor, küresel anlamda insan sağlığına yönelik en büyük tehditlerden biri olan hava kirliliğini bir kez daha gözler önüne serdi. Rapora göre, hava kirliliği her yıl yaklaşık 5,7 milyon insanın hayatını kaybetmesine neden oluyor.
"Yaşanabilir Bir Gezegende Temiz Havaya Erişimin Hızlandırılması" başlığıyla yayımlanan raporda, ölümlerin %95'inin düşük ve orta gelirli ülkelerde yaşandığına dikkat çekildi. Bu durum, gelişmekte olan ülkelerin çevresel tehditlere karşı daha kırılgan olduğunu ortaya koyarken; Türkiye gibi çevre yatırımlarını önceliklendiren ülkelerin aldığı stratejik kararların ne denli hayati olduğunu bir kez daha gösterdi.
Hava kirliliğinin sadece sağlıkla sınırlı kalmayan etkileri, küresel ekonomik kayıplarla da kendini hissettiriyor. Dünya Bankası, bu durumun küresel gayrisafi yurt içi hasılanın yaklaşık %5'ine denk gelen devasa bir ekonomik zarara yol açtığını vurguladı.
Raporda, hedefe odaklı çevre politikalarıyla 2040 yılına kadar kirli hava soluyan insan sayısının yarı yarıya azaltılabileceği belirtildi. Özellikle tarım, şehirleşme, ulaşım, sanayi ve evsel enerji kullanımı gibi alanlarda yapılacak yapısal değişikliklerin, hem sağlığa zararlı partiküllerin azaltılmasına hem de enerji bağımsızlığına katkı sunabileceği ifade edildi.
🌿 Türkiye'nin Stratejik Çevre Hamleleri Öne Çıkıyor
Bu veriler ışığında Türkiye’nin son yıllarda attığı çevre dostu adımların ne kadar isabetli olduğu bir kez daha ortaya çıkıyor. Özellikle yerli enerji projeleri, ulaşımda elektrikli araç dönüşümü ve sanayi yatırımlarında filtreleme sistemlerinin yaygınlaştırılması, hem halk sağlığını hem de ekonomik sürdürülebilirliği güvence altına alıyor.
Dünya Bankası’nın raporu, entegre çevre politikalarının 2040 yılına kadar 2,4 trilyon dolara varan ekonomik faydasağlayabileceğini öngörüyor. Bu da, çevre yatırımlarının yalnızca bir maliyet unsuru değil; aynı zamanda uzun vadeli ekonomik kazançların anahtarı olduğunu net biçimde ortaya koyuyor.