BU NE TERBİYESİZLİK?
Benim oğlum 9 aylıktı.
Babası ile ayrılma noktasını geldik
ve ayrıldık.
Çocuk yeni tay tay
durabiliyordu, yani o kadar küçük bebekti ki.
Onu tek başına büyüttüm.
Karnını doyurmak için para kazandım,
okula gitsin diye para kazandım, ihtiyaçlarını, isteklerini karşılamak
için para kazandım.
Ve onu büyütmek için para kazandım.
Bir çocuk büyütmek ne kadar zor ve
ne kadar çok emek istiyor.
Aman oğlum oku, aman oğlum sakın
yalan söyleme, aman oğlum çalışkan ol, aman oğlum dürüst ol, aman oğlum işinin
hakkını ver ve en güzel sen yap.
Diye diye büyüttük.
Ülkesine yararlı, insanları seven,
kimseyi kandırmayan çocuk büyüttüm.
Tüm ailem çocuklarını böyle büyüttü.
Tüm arkadaşlarım çocuklarını böyle
büyüttü.
Bu satırları okuyan hepiniz, böyle
büyüttünüz değil mi?
Ve genel olarak, namuslu
tüm insanlar çocuklarını böyle büyüttüler
Ülkenin geldiği son hale bakın.
Etrafımız dolandırıcı ile doluymuş
da kimsenin haberi yokmuş.
3-5 dolandırıcı olduğu iddia
edilen, bir grup insan, devamlı, ülkemin namuslu çocuklarını büyüten
bizleri oyalıyor.
Tüm ülkemin dürüst namuslu,
hırsızlık, dolandırıcılık bilmeyen vatandaşının kafasını şişiriyorlar.
Sabah-akşam, bu karı kocaların,
bu insanların dava dosya haberlerini izlemek zorunda kalıyoruz.
Bu ne terbiyesizlik.
Bu ne aymazlık.
Ne münasebet.
Ve ne hakla.
Bizim çocuklar, önce oku Allah
okuyacaklar, eğitim alacaklar.
Sonra gözleri kan çanağına dönünceye
kadar çalışacaklar ve sizin dolandırıcılık haberlerinize maruz kalacaklar.
Siz kendinizi ne sanıyorsunuz.
Siz kendinizi, bu ülke gençlerinden
daha akıllı mı zannediyorsunuz.
İnsanlar doğru dürüst evlatlar
yetiştirmek için kocaman ömürlerini tüketiyorlar.
Bu çocuklar dışarıda içecekleri bir
kahvenin hesabını yaparken, bunlar sosyal medyada arsızlık ve yüzsüzlük
içindeki hayatlarını insanların gözlerine soktular.
Sonra, siz bu ülkeyi nasıl
dolandırmışsınız iddialarını okuyacaklar ve öğrenecekler, sonrada
dava dosyası haberlerine şahit olacaklar.
Tüm ülkemin namuslu insanları.
Sizin bu tuhaf, arsız ve olmazlar içindeki
hayatınızın şahidi neden oluyorlar ki?
Ve de, bunlar çok
terbiyesizler.
Ne konuştuklarını hiç bilmiyorlar.
Her şeye hakları var gibi ve her şeyin
sahibi gibi kafa yapıları ve anlatımları var.
Bütün ülkeyi kendileri ile oyalıyorlar.
MASAK'ı oyalıyorlar.
Aylardır, çalışıyorlar ve 902 sayfa
rapor hazırlamışlar.
Mahkemeleri, hakimleri ve savcıları
oyalıyorlar…
Ülkenin tamamına verdikleri zararı
görebiliyor musunuz?
Psikolojik anlamda, tüm namuslu
ailelerin namuslu çocuklarının moralini yere yapıştırdılar.
Okusak ne olacak, çalışsak ne olacak
demeye başladılar.
8-9 yaşında kızlar bu kadınların
çıkardığı şarkıyı dillerinden düşürmez oldular.
Kızlar bu kadınlar gibi zengin
hayat, erkekler bunların kocaları gibi arabalara binme hayaline kapıldılar.
Ben söylemiyorum.
Öğrencilere, bilimsel eğitim veren, hayatlarına
yön çizen eğitimci danışman söylüyor.
Çocuklar arasında, ben okumak
istemiyorum diyenlerin sayısı o kadar çoğalmış ki.
Tekrar soruyorum.
Ne hakla
Ne hadle
Ve ne münasebet.
Bir leğen ve içinde 1 karış su varsa
siz boğulun bence.
İyiler daima üzülür.
Kötüler daima çakallık yapar.
Bu mu yani.
Hadsizlere haddini bildirecek, bir
hakim yok mu bu ülkede.
Mutlaka.
Haddini bilen, bir ananın
babanın yetiştirdiği, haddini bilen bir vatan evladı.
Vardır bence.
Funda'nın
aklındakiler…
... Bodrum Otelciler Derneği Başkanı
açıklama yapmış.
"Bodrum' da 238 otel konkordato
ilan etti, orta gelir grubu artık tatile çıkmıyor" demiş.
Çıkmıyor değil beyefendi çıkamıyor.
Oda fiyatları, yemek fiyatları
ve
küçük bir suya 50 TL verirseniz, bu
günler daha iyi günleriniz.
Kısaca.
"Batıyoruz" demiş
yani.
Batın bence de.
Valla size kimse acımaz, iskelede,
sokakta markette herkes oh olsun diyor.
Önce yemek yemek için komşuya giden
insanlar, şimdi otellerde tatil için komşuya gidiyorlar.
Az kar etseydiniz.
İnsanları kazıklamasaydınız.
Çakallık yapmasaydınız.
Ağustos ayı bittiğinde, akla kara
ortaya çıkacak, bakalım kaç otel, kaç mekan, kaç restoran kapandı göreceğiz.
Ve seneye açamayacakları göreceğiz.