Güncel - Yaşam 18.02.2016 14:06

Afrika ve terör örgütlerinin nüfuz mücadelesi

Afrika konularında uzman gazeteci ve akademisyenler, DAEŞ ve el-Kaide gibi terör örgütlerinin Afrika kıtasını ele geçirmek için programlı bir savaş yürüttüğünü savunuyor Cezayirli gazeteci Fevzi:  "Afrika, Selefi örgütler…
Afrika ve terör örgütlerinin nüfuz mücadelesi

Afrika konularında uzman gazeteci ve akademisyenler, DAEŞ ve el-Kaide gibi terör örgütlerinin Afrika kıtasını ele geçirmek için programlı bir savaş yürüttüğünü savunuyor

Cezayirli gazeteci Fevzi: 
"Afrika, Selefi örgütler açısından yeni bir genişleme alanı. Doğal zenginlikleri, devletlerin ekonomik ve sınırlarını koruma açısından zayıf olması sebebiyle DAEŞ ve el-Kaide arasında bölgede bir rekabet söz konusu"

Cezayirli akademisyen Bin Tayyib Muhammed: 
" DAEŞ Afrika'daki selefi eğilimli gruplardan biat alarak yayılıyor. El-Kaide ise bazı ülkelerde elektronik ortamda davet çalışmalarıyla kendi fikri yapısını güçlendiriyor"

Emekli asker Muhsin:
"DAEŞ, Mısır, Libya, Cezayir, Tunus, Nijerya, Nijer ve Mali olmak üzere 7 Afrika ülkesinde aktif silahlı grup olarak nüfuz elde etti. Sudan, Moritanya ve Fas'ta ise uyuyan hücreler şeklinde örgütlendi"

Güvenlik Uzmanı Dr. Muhammed Tavati
"El-Kaide DAEŞ'e karşı verdiği mücadelede kendisinin 'itidal' fikrini büyük gruplara taşıma ve el-Kaide lideri Eymen ez-Zevahiri'yi dünyadaki cihat yanlısı grupların lideri olarak tanımlama yolunu benimsiyor"


YENİBİRLİK CEZAYİR - Afrika konularında uzman gazeteci, akademisyenler ve askeri uzmanlar, DAEŞ ve el-Kaide gibi terör örgütlerinin Afrika kıtasını ele geçirmek için programlı bir savaş yürüttüğünü savunuyor.

Afrika ülkeleri terörle mücadele konusunda ikili veya grup çalışmalarının yanı sıra güvenlik anlaşmaları imzalarken, DAEŞ ve el-Kaide gibi iki terör örgütü, kara kıtada etkinlik yarışına girişmiş durumdalar. 

AA muhabirine konuşan uzmanlara göre 2014'ün ikinci yarısı ile 2015 yılları boyunca iki örgüt Afrika'yı ele geçirebilmek için birbirleriyle adeta yarış içindeler.
Güvenlik konularındaki çalışmalarıyla tanınan Cezayirli gazeteci Bualem Fevzi, "Afrika, terör örgütleri için yeni bir genişleme sahasına dönüşüyor. Hatta konunun uzmanları ve resmi yetkililer de DAEŞ'in Libya'daki yapılanmasından bahsediyor. Örgütün bölge güvenliği için bir tehdit kaynağına dönüşmesi konusunda endişeliler. Bununla birlikte 2015 Kasım ayında Mali'nin başkenti Bamako'da 2016 Ocak ayında Burkina Faso'nun başkenti Ouagadougou'da kanlı saldırılar düzenleyen el-Kaide ile Batı Afrika ülkelerindeki çatışmalar şiddetleniyor" dedi. 

Fevzi "Benim görüşüme göre, Afrika kıtası Selefi eğilimli örgütler açısından yeni bir genişleme alanı. Bakir ve doğal zenginlikleri, devletlerinin ise ekonomik ve sınırlarını koruma açısından zayıf olması sebebiyle de DAEŞ ve el-Kaide arasında bölgede bir rekabet söz konusu. Uluslararası bir örgüt olan el-Kaide'nin Usame Bin Ladin döneminde Nairobi ve Darusselam'da saldırılar düzenlemesi, örgütün Afrika'ya açıldığını gösteriyor. DAEŞ ise güçlü propaganda sayesinde daha önce el-Kaide'nin olduğu bölgelerde kısa sürede varlık gösterdi" diye konuştu.

"DAEŞ biat alarak yayılıyor"

Cezayirli akademisyen Bin Tayyib Muhammed ise "DAEŞ Afrika'daki selefi eğilimli gruplardan biat alarak yayılıyor. El-Kaide ise bazı ülkelerde elektronik ortamda DAEŞ'i dini konularda sıkıntılı olmakla suçluyor ve davet çalışmalarıyla kendi fikri yapısını güçlendiriyor" ifadelerini kullandı.

İki örgütün sanal ortamlarda Afrika'daki nufuz alanlarını genişletmek için mücadele verdiğini belirten Muhammed, söz konusu mücadelede DAEŞ'in hilafet kavramını kullandığını, el-Kaide'nin ise DAEŞ'in günlük uygulamalarındaki hataları ön plana çıkartarak bir mücadele taktiği yürüttüğünü dile getirdi.

Cezayir ordusundan emekli subay Bin Celul Muhsin ise 2014 ve 2015 yıllarının iki örgütün hem kendileriyle hem de yerel işbirlikçileri ile Afrika kıtasında bir hakimiyet kurma savaşı yılları olarak adlandırılabileceğini söyledi.
DAEŞ'in Afrika'nın 10'dan fazla ülkesinde yerel örgütler, uyuyan hücreler yada doğrudan biatlı örgütler şeklinde varlık gösterdiğini kaydeden Muhsin, DAEŞ'e tabi olan örgütlerin en önemlilerinin Libya'da petrol sahalarına hakim olduğunu, Tunus'un güney batısındaki eş-Şanebi dağı bölgesinde de DAEŞ'e biat eden silahlı unsular bulunduğunu aktardı.

Muhsin, aynı zamanda 2014'ün Eylül ayında Cezayir'deki Mağrip el-Kaide'sinden bir grubun örgütten ayrılarak DAEŞ'e bağlandığını ilan ettiğini ve 2014'ün sonunda ise Boko Haram'ın DAEŞ'e bağlandığını hatırlatarak sözlerini şöyle sürdürdü:

"Şubat 2015'te Mali, Nijer ve Cezayir'de etkin olan Murabitun grubu el-Kaide'den ayrıldı. Tabi Mısır'da DAEŞ'e biat eden Beyt el-Makdis (Sina Vilayeti) örgütünü de unutmamak gerekir. Daha sonra DAEŞ bu örgütlerin çoğunun biatını kabul etti. Böylece DAEŞ, Mısır, Libya, Cezayir, Tunus, Nijerya, Nijer ve Mali olmak üzere 7 Afrika ülkesinde aktif silahlı grup olarak nüfuz elde etti. Sudan, Moritanya ve Fas'ta ise uyuyan hücreler şeklinde örgütlendi."

"El-Kaide Afrika'daki 6 ülkede varlığını sürdürüyor"

Cezayirli Güvenlik Uzmanı Dr. Muhammed Tavati ise, "El-Kaide DAEŞ'e karşı verdiği mücadelede kendisinin 'itidal' fikrini büyük gruplara taşıma ve el-Kaide lideri Eymen ez-Zevahiri'yi dünyadaki cihat yanlısı grupların lideri olarak tanımlama yolunu benimsiyor" dedi.

Tavati sözlerini şöyle tamamladı:

"El-Kaide Afrika'daki 6 ülkede varlığını sürdürüyor. Somali'de el-Kaide'ye bağlı olan eş-Şebab Hareketi örgütü, Libya'daki gruplar ki bunlardan en önde geleni DAEŞ'e karşı koymaya karar veren Derne Mücahidler Şura Konseyi'dir. Bunlardan başka Cezayir, Mali, Nijer ve Moritanya'da da el-Kaide'ye bağlı yapılar var. Ayrıca Murabitun örgütünün Cezayir asıllı lideri billur lakaplı Muhtar Belmuhtar el-Kaide ile örgütün Mağrip bölgesindeki Cezayirli lideri Abdulmalik Dorukdal komutası altında birleşmeye karar verdi."