Öğrenilmiş şiddet yeryüzünde hızla yayılıyor. En çarpıcı delillerden biri çocukların ve gençlerin birbirlerine verdikleri zararların giderek artmasıdır. Literatüre yerleşen akran zorbalığı çoğu zaman saklandığı için farkında olamıyoruz.
Danışmanlığını yaptığımız bir ailenin çarpıcı hikayesi, bu konudaki sıkıntıyı göz önüne seriyor. Şimdi evladı akran zorbalığına maruz kalmış bir anneye kulak verelim:
“Bizim sıkıntımız 9. sınıfın sonunda ortaya çıktı.
Oğlum çok başarılı bir öğrenciydi. Liseye giriş sınavında güzel bir başarı
gösterdi. Ve İstanbul’da başarısı kanıtlanmış, bilinen bir liseyi kazandı.
Okula uyum sağladı. Öğretmenlerini sevdi. Dersleri
iyiydi. Okula başladığından beri verdiğimiz haftalık harçlığı bir süre sonra
yetmemeye başladı. Her şey artıyor demek ki yetmiyor düşüncesiyle harçlığını
arttırdık. Fakat bu da yetmedi. Okulun yemekhanesine gittiği halde daha fazla
para istemesi dikkatimizi çekti. Eşimle birlikte oğlumuzla konuştuk ve korkunç
gerçeği öğrendik.
Son sınıflar, gözlerine kestirdikleri yeni öğrencilere
zorbalık yapıyorlarmış. Okuldaki düzeni aktarıyoruz bahanesiyle benim oğlumdan
da birçok isteklerde bulunmuşlar. Tarihi okulun ağaları edasıyla bazı kurallar
olduğunu ve bunlara uyulması gerektiğini söylemişler. Mesela lavabo, kantin ve
yemek sırasında öncelik büyük sınıfların. Üst sınıftaki öğrencilerin kız
arkadaşlarıyla yakınlaşmak yasak. Bazı ortak etkinlikler ve harçlığı yetersiz
öğrenciler için para toplanır. Öğretmenlere şikâyet asla olamaz…
ÖĞRENCİ DİZİSİNDEKİ GİBİ
Aslında o zaman oğlum durumu aktarmıştı. Biz büyük
sınıflara ağabeylik ve ablalık sorumluluğu verildiğini düşünmüş, bundan mutlu
bile olmuştuk. Ama sonradan öğrendik ki bu tam anlamıyla bir akran zorbalığıymış.
Hatta bunlar bir çete gibi hareket ediyormuş. Alt sınıfların kendi aralarındaki
kavgalarda araya girip kendilerince suçlu tarafa para yahut iş cezası
veriyorlarmış.
İlginçtir o dönemde buna benzer bir dizi vardı. Dizide
liseli öğrencilerin birbirleriyle ilişkileri, mücadeleleri, kavgaları
işleniyordu. Tam dizideki gibi bunlar da öğrencileri parsellemişler adeta. Çete
üyeleri okula ve öğretmenlere karşı son derece mütevazi, iyi ve çalışkan bir
profil çizerken kendinden küçüklerin davranışlarını kontrol eden ezici bir
düzen kurmuşlar.
Oğluma önce bazı işler vermişler. Sonra kendi
işlerini yaptırmışlar. 12. sınıftan bir öğrencinin kız arkadaşının ödevini
yaptırmışlar hem de birkaç kez. Sonra parası yetmeyen öğrencilere veriyoruz
diyerek çocuktan para istemişler. O da okulun geleneği diye iyi niyetle vermiş.
Bu kurallara uymayanları önce uyarıyor, sonra sıkıştırıyor sonra da bildiğiniz
dövüyorlarmış. Bizimki isteneni yaptığı için şiddete maruz kalmamış.
Okul idaresinin duyumlar aldığını ama konunun bu
kadar ileriye gittiğinin farkında olmadığını öğrendik. Onlar da daha sıkı
biçimde izleyince çetenin üyeleri ciddi bir uğraş sonucu okuldan
uzaklaştırıldı. Çok zor bir süreç yaşadık. Bu çocukların velileriyle karşı
karşıya geldik. Hatta çocuklardan birinin avukat annesinin okula dava açtığını
öğrendik…”
BAŞARILI İNSAN, İYİ İNSAN
Dünyada olup bitenlerden en çok etkilenenler
kuşkusuz çocuklar ve gençler. Yetişme çağında olan bu masum beyinler,
çevrelerinde yaşananları yetişkinler kadar süzemezler. Oluşum halindeki bu kişilikler,
aile ve okul gibi yakın çevrelerinde yaşanan bireysel ve toplumsal olaylardan,
dünyadaki savaşlardan, izledikleri görüntülerden en çok ve en hızlı etkilenen
gruptur. Algı ile olgu ayrımında çocuk ve gençler çok zorlanırlar. Çünkü onlar
dünyanın olumsuzluklarının masumudur.
Akran zorbalığı; bazı çocuk ve gençlerin zayıf
gördükleri arkadaşlarını maddi, fiziksel ve duygusal yönden olumsuz
etkilemeleridir. Burada kendine güvenen güçlünün, çevresindeki akranlarına söz
ve davranış hakkı tanımaması, onlara tekrarlanan fiziksel ya da psikolojik
istismar ya da şiddet uygulamasından söz ediyoruz. Mahalleye yahut okula yeni gelen çocuk,
akranları tarafından zorlanabiliyor. Bazen geniş ailelerde de bu duruma
rastlayabiliyoruz.
Zorlama; çanta taşıtmak, gözcü olarak kullanmak, postacılık
yaptırmak, ödevini yaptırmak, telefonunu kullanarak oyun oynamak ve sanal
sitelere girmek vb. küçük davranışlarla başlar. Zorbalık, zamanla onun parasını
almak, okulda yasak davranışları ona yaptırmak, ona tacizlerde bulunmak, itiraz
ettiğinde şiddete başvurmaya kadar gidebiliyor. Tekil ya da grup halinde
yapılan zorbalıklarda siyaset yahut dini konular da kullanılabiliyor.
Akran zorbalığı benzer davranış alışkanlıklarını
içermekle birlikte her toplumun kendi kültürüne göre şekilleniyor. Örneğin batı
toplumlarında akran zorbalığında maddi içeriklerin doğu toplumlarında ise daha
çok duygusal içeriklerin şiddete eşlik ettiğini görüyoruz.
Çocukların akademik başarılarını izlemek gerekli ve
önemlidir. Ancak daha da önemlisi onların kişilik gelişimleridir. Çocuk
yetiştirirken, başarılı insan olmaktan önce iyi bir insan olmaları yönünde bir
çaba gösterilmesi çok mühim. Yani ne başardıkları kadar nasıl bir insan
oldukları da önemlidir. Gelişme çağındaki çocuk ve gencin kimlerle arkadaşlık
yaptığı, kimlerin duygu ve davranışlarıyla beslendiğinin yakından izlenmesi
şarttır.
(Devam edeceğiz.)