Yapılan davet üzerine keyifle gittim, gezdim, gördüm, görüştüm, sohbetler ettim, o tarihi güne dahil oldum...
Şimdi sıra zihnimden ve yüreğimden süzdüklerimi sizlerle paylaşmakta.
Irak Kürdistan Başkanı Seçilen Neçirvan Barzani 10 Haziran’da düzenlenen törenle yemin etti ve başkanlık görevine başladı. Seçili davetli listesinde dünyanın her noktasından insan vardı. Bunun yanı sıra Irak Cumhurbaşkanı Behram Salih, Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, ülkelerini temsilen bakanlar, yurtiçi ve yurtdışı siyasi parti genel başkanları, Bağdat ve Erbil’de görev yapan diplomatlar hazır bulundu. Salonun ağırlığı ve enerjisi mükemmeldi. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu törene katılmasının yanı sıra yoğun bir görüşme programı da gerçekleştirdi. Irak Cumhurbaşkanı Salihi, Kadim Başkan Mesud Barzani, çiçeği burnunda Başkan Neçirvan Barzani ve Irak Türkmen Cephesi Başkanı Erşat Salihi ile ikili görüşmelerde bulunan Bakan Çavuşoğlu’nun bölgeye yönelik verdiği mesajlar ve gözlerinden yansıyanlar gayet olumluydu.
Törende Başkan Neçirvan Barzani’nin gerçekleştirdiği yemin sonrasında günün anlamına ithafen çeşitli konuşmalar yapıldı.
Görevini Neçirvan Barzani’ye teslim eden Mesud Barzani, Irak Cumhurbaşkanı Behram Salih, Irak Parlamento Başkanı ve siyasi parti temsilcileri yaptıkları konuşmalar ile salondakilerden büyük alkış topladı.
Çünkü yapılan konuşmaların ana teması bölgenin huzuru, birliği, istikrarı ve güvenliğinden yanaydı. Kısaca herkesin canı gönülden istediği ve çeşitli sebeplerden dolayı bir türlü yüksek sesle dile getiremediği tüm cümleler Başkan Neçirvan Barzani’nin yemin töreninde mikrofonlar aracılığıyla dünyaya ulaştı.
Tüm konuşmalar bir yana Irak Cumhurbaşkanı Behram Salih’in IKBY’yi onure eden ve destekleyen konuşması beni çok etkiledi.
Salihi’nin ‘Kürtlerin; gücü bizim gücümüzdür, huzuru bizim huzurumuzdur,
mutluluğu bizim mutluluğumuzdur...’ çerçevesinde yaptığı konuşma ileriye dönük olumlu Irak dış politikasının mesajlarını veriyordu.
Ortadoğu, sarraf terazisi gibi en küçük zerreyle dahi dengesini kaybetmeye müsait bir coğrafya. Durum böyle olunca bölgede yer alan ülkelerin önceliği dış politikada birbirini destekleyen ılımlı yol haritaları üzerinde ilerlemek olmalı. Terörün ve uluslararası çekişmelerin eksik olmadığı Ortadoğu’da komşu ülkeler birbirine destek olmalı ve koruyup kollamalı. Tehditlere karşı yanyana durulmazsa kaos kaçınılmaz olur ve bu kaos sadece bir ülkeyi değil tüm herkesi kasırgasına alıp savurur.
Türkiye, Irak ve Irak Kürdistan Bölgesi kesinlikle birlikte yol almalı! Çünkü şu an bunun tam yeri ve zamanı!
Uygun-uyumlu liderlerin ve zeminin oluştuğu bu süreci ülkeler doğru değerlendirmeli. Hele ki tarihten gelen ayrılmaz köklü bağları olan Türkler ve Kürtler her alanda birbirine sımsıkı tutunmayı sağlayacak demirler atmalı...