Zaman zaman yazdığım gibi bu hafta sonuna denk gelen iki yazımı da televizyon programlarının akla ve göze takılan bazı yayınlarının eleştirilerine ayırmak geldi içimden.
Televizyon yayınlarımızda bir kaç haber program ve bir iki televizyondaki ana haberler dışında izlenme oranlarını etkileyenlerle ilgili ayrıntılı bilgiyi dünkü yazımda belirtmiştim bir kez daha burada söz etmek istemedim.
Ancak son zamanlarda çok öne çıkmaya başlayan, klasik formattaki yemek programlarının yanı sıra, onların çok dışında formatlarda yayınlanan yeni tip yemek programlarıyla ilgili söylemek istediklerimi bugünkü yazıma ayırmış, yemek ve yemek yarışma programlarıyla ilgili şöyle bir değerlendirme yapmıştım;
“Digitürk ve uydu yayınları sayesinde dünya ve Avrupa televizyonlarından birçok kanalda yayınlanan yemek programlarını izliyorum. İzlediğimde, İtalyanların, Fransızların ve İngilizlerin bu tür programları hazırlarken nasıl özen gösterdiklerini de görebiliyorum”.
Dünya ekranlarında yayınlanan yemek programları ile ilgili olarak böyle bir genel değerlendirme yapmış ve bizim ekranlarımızdaki yemek programlarına yönelik asıl ayrıntıları bugünkü yazıma yansıtacağımı yazmıştım.
Ekranlarımızda zaman zaman ve hemen hemen tüm kanallarda yayınlanan klasik formatta birçok yemek programı yayınlanır. Bu programlar genelde stüdyo ortamında oluşturulan mutfak dekorunda, çoğunlukla görselliğe dayalı yemek programlarıdır. Çok da ilgi çekmezler.
Eskiden de vardı. Birkaç televizyonda yemek yarışma programı olarak yayınlanan “Yemekteyiz” adlı program son aylarda özgün formatı ile ve yarışma programı içeriğine rağmen programda yer alan beş yarışmacının sergilediği yapmacık tartışma görüntüleriyle iyice öne çıkmaya başladı.
2008 yılında Show TV’de başlayıp daha sonraki yıllarda; Kanal D, FoxTV, son olarak da 2017 yılında TV8‘de, Onur Büyüktopçu’nun sunuculuğunu yaptığı yeni formatıyla yayına başladı, sürdürüyor. Beş kişilik yarışmacısi ile haftanın beş günü 15.45’de ekrana gelen, yemek yarışması olmasına rağmen yarışmacılar arasındaki seviyesiz tartışmaları ile giderek tepki çekmeye başlayan bir yemek programına dönüştü.
Format olarak; beş kişilik yarışmacıdan, her birinin belirlenen gününde yemekleri hazırlanan yemek masasında tadılarak birbirlerine puan vermeleri sonrasında günün birincisini belirledikleri ve cuma günü yarışma sunucusunun yarışmacılara verdiği puanların toplamıyla haftanın birincisinin belirlendiği ve birinci olanın onbin lira kazandığı bir yemek yarışma programı. Önceden çekilen ve bant yayını olarak her gün ekrana geliyor.
Oldukça dikkatle izlendiğini söylebilirim ama izleyenlerin program yarışmacılarının zaman zaman sergiledikleri birbirlerini incitici seviyesiz tartışmalarından oldukça rahatsız olduklarını da dile getirilen şikayetlerden gözlemleyebiliyoruz. İzleyenlerden çoğunluğu, programda özel olarak kurgulanmış formatı yürütme uğruna yapay tartışma ortamı yaratan yarışmacıların varlığından söz eder oldular. Ben de izlediğim bazı bölümlerde böylesine bir izlenim edindim.
Bir başka yemek programı ise; yine TV8’de ekrana gelen dünya patenti program olan “MasterChef Türkiye” adlı yemek yarışma programı, her hafta pazartesi ve salı akşamları saat 20.00’de ekranlara geliyor.
“Masterchef Türkiye”nin üç şefi yani üç sunucusu var. Bu sunucular yarışmacıların hazırlayacakları yemekleri belirleyerek ve yemekleri hazırladıktan sonra da puanlama yapıyorlar. Üç büyük aşçının puanlaması sonrasında her hafta bir yarışmacı Masterchef Türkiye”ye veda ediyor. Yarışmada iki grup halinde toplam 14 yarışmacı var.
Bu program da, yarışmacılar arasında neredeyse şiddete ve büyük tartışmlara varan görüntüleriyle izleyenlerden oldukça tepki çekiyor. Adı yarışma ama zaman zaman yarışmanın çok dışına çıkan görüntüleriyle dikkat çekmeye çalışılan bir program gibi.
Yemek programlar, bu yeni formatıyla nerelere kadar gidecek. Programlarda; sert tartışma, kavga, göz yaşı ağırlıklı programlara ilgisi olan bir toplum olduğumuz için bu programları bir süre daha ekranlarda göreceğiz anlaşılan.