Z KUŞAĞI REKLAM

Aslı SERTDEMİR 30 Mar 2019

Aslı SERTDEMİR
Tüm Yazıları
Malumunuz yarın yerel seçim için sandık başına gideceğiz. Haftalardır her parti, her aday kendi çapında reklam yapıyor. Şarkılı türkülü seçim arabaları ile dolaşanlar uykularımızı az bölmedi.

Kapı önüne bırakılan tanıtım broşürlerinden birkaç aylık cam bezlerimiz de çıktı. Billboard ve elektrik direğindeki yüzler o kadar hafızamıza kazındı ki ben artık babama bakınca ara ara Binali Yıldırım’ı görüyorum. Tövbe Bismillah, geçenlerde de karşı komşumu bir an Ekrem İmamoğlu gibi gördüm. Allah var onca seçim gördüm bu denli yoğun reklam kampanyalarının yapıldığı seçim görmedim. İçlerinde takdir ettiğim, yaratıcı ve akılda kalıcı büyük emekler verilmiş işler vardı. İnanması güç ama denk gelse diye televizyonda zap yaptıklarım bile oldu.Saadet Partisi’nin navigasyon ile bizi saadet ve mutluluğa götürmeyi vaat ettiği reklamı gerçekten şaşırtıcıydı. Esprili, kısa, akılda kalıcı, güncel bir reklam olmuş. Hedef tam Z kuşağı. Hatta reklamı partiyi aşmış desem, yanlış olmaz. Ama benim ilk sıraya koyduğum, Binali Yıldırım’ın rapçi Resul Aydemir ile yaptığı seçim şarkısı. Ekrana bakıp sırıta sırıta “Bilirsiniz yavaş konuşurum. Soyadım gibi hızlı çalışırım.” diyor ya defalarca dinlemişliğim var. Hala izlememiş olanlar tıklayın hemen. Ve yarın sandık başına gitmeyi de ihmal etmeyin!   

Değişen himaye

Kadını tekrar tekrar yazmak istemiyorum ama malzeme bol. Üç gün zor tutuyor çenesini. Ya uzatılan mikrofona ya da sosyal medyadan yazıveriyor bir şey hop ortalık karışıyor. Şeyma Subaşı benim için de çok sempatik ve her yaptığı doğru bir kadın değil. Ama şu an ona demediğini bırakmayanlar eskiden neden tek laf etmiyordu? Kadın kitap çıkartacakmış, “Yok efendim o kim?” Almaz, okumazsın olur biter. Olay, arz talep. Kadın gardırop yeniler, eşyalarını satar, “parasız kaldı, aç…” gibi saçma sapan yorumlar. Kadın çocuğu ile tatile gider, “Neden oradan oraya çocuğunu sürüklüyor.’’ Bu kadın bir mutlu edemedi sizi. Son Şeyma krizimiz şu; çocuğunun okul çağında olduğunu ve artık onunla gezmeyeceğini anlatmaya çalışırken, çocuğu için bir benzetme yapmış. “Çanta gibi oradan oraya çocuğumu götüremem demiş.” Ne var bu lafta ben anlamadım. Yapmayın etmeyin bu bir teşbih! Her birimiz gün içinde bir dolu benzetme yaparız ve çanta gibi benzetmesini de çok kullanırız. Bence bu benzetmeye kötü demek için kötü olmak gerekir. Benim kafama takılan, Şeyma eskiden daha saçma sapan laflar ederdi. Gezerdi tozardı. Haddi olmayan bir dolu iş yapıp paralar da kazandı. Hatta hepinizin bilip sümen altı ettiği bir sürü dedikodusu da vardı. Kadın aynı kadın da sizde ne değişti?

Ben muhteşemim!

Dünyanın en muhteşem kadınını anlatan adama aşık denir. Kör denir. Kafayı sıyırmış denir. Bir kadın olarak diyorum öyle bir şey yok. Muhteşem kadın yok!  Şimdi anlamazdan gelip ‘’annelerimiz’’ falan demeyin, sinirlenirim. Anneni gidip bir de babandan dinle. Baban 60 yaş ve üstü ise o da kabulüm değil. Zorunlu hizmete geçmiş yiğidim ne desin şimdi. İlk başta kiminle dans ettiğinizi öğrenin. Hayata baştan 1-0 yenik başlıyorsunuz. Yaratan bile bize torpil geçmiş. Öyle bir beyin vermiş ki unutmama üzerine programlamış. Karşı masada yanlışlıkla göz göze geldiğiniz kadını, 40 yıl sonra göz rengi ile kavga konusu edebilecek varlıklarız biz. Sonra, çok güzel konuşuruz. Allah oradan da bize fazla fazla vermiş. Çenesi ile adamda zona çıkaran kadınlar tanıyorum. Sayısız isteklerimiz, terbiyesi zor nefsimiz var. Adam elinde çiçeği ile gelir, sayısını cinsini beğenmeyiz. Tatile götürür, oteli beğenmeyiz. Bir de detaylarda muhteşem çalışır beynimiz. İşin aslını astarını araştırırız. Misal, adam kaza geçirir “öldü mü?” diye sormayız. İlk sorumuz “Yanında kim vardı?” olur. Evet doğru biz Allah’ın yarattığı muhteşem varlıklarız ama erkekler için değil!