YENİ HAVAYOLLARINA ARTIK İZİN VERİLMELİ

Musa ALİOĞLU 13 Şub 2022

Musa ALİOĞLU
Tüm Yazıları
Bundan tam 8 ay önce 06 Haziran 2021 tarihinde "Gökyüzünde ay yıldızlı iki marka daha" başlıklı bir yazı yazarak Türk Hava Yolları çatısı altından iki ayrı markanın doğmak üzere olduğunu dile getirmiştik.

“Bırakınız yapsınlar,
bırakınız geçsinler.”
Adam SMİTH

Bundan tam 8 ay önce 06 Haziran 2021 tarihinde “Gökyüzünde ay yıldızlı iki marka daha” başlıklı bir yazı yazarak Türk Hava Yolları çatısı altından iki ayrı markanın doğmak üzere olduğunu dile getirmiştik.
Türkiye’yi dünyada en geniş ve en iyi şekilde tanıtan ve bir dünya markası olan (Turkish Airlines) Türk Hava Yolları 1 milyar 380 milyon TL sermayeli bir anonim ortaklıktır. Sermayesinin yüzde 50.88’i halka açık, yüzde 49.22’si de Türkiye Varlık Fonu’na ait olan Türk Hava Yolları A.O’nun, THY Teknik A.Ş’nın yanı sıra 14 şirkette de ortaklığı vardır.
Bunun yanı sıra bünyesinde alt marka (Sub brand) olarak Anadolu Jet ve THY Kargo (Turkish Cargo) adlı yapılanması vardır. Bu iki markanın bağımsız birer şirket olabilmesi için geçen yıl bir takım çalışmalar yapıldı.
THY’nin Low Cost Carrier’i (Düşük ücretli taşıyıcı) gibi algılanan, Anadolu kentlerinin havayolu ulaşım faaliyet ihtiyacını ekonomik olarak karşılamak için 2008 yılında THY Bölgesel Uçuşlar Başkanlığı’na bağlı olarak kurulan Anadolu Jet, 5 olan uçak sayısını daha sonra 36 uçağa (Hepsi Boeing 737-800) çıkararak (Hedef 57 uçak) yurt içinde 43 havalimanında ve dış hatlarda ise 16 ülkede 26 noktaya uçarak bu güne kadar 67 hatta 107 noktaya 100 milyonu aşkın yolcu taşıdı.
Bu başarıyı taçlandırmak için Anadolu Jet’in bağımsız bir marka olarak yoluna kendi kanatlarıyla devam etmesi kararlaştırıldı. Yuvadan ayrılmanın en zor kısmı uçak ve personel devri ile sermaye transferi olsa gerek. Bu iş ne yazık ki 2021 ‘de gerçekleşemedi. İlker Aycı döneminin en iddialı projelerinden biri olan yeni şirket bu yıla ve yeni gelen Prof. Dr. Ahmet Bolat yönetimine kaldı.
Olup olmayacağı gözden geçirilecek.
Yine aynı şekilde 25 kargo uçağıyla son iki yılda çok iyi performans sergileyen Turkish Cargo’nun da aynı adla yeni bir şirket olması için aylar süren çalışmalar yapıldı. SHGM’ye gerekli başvuruların yanı sıra, THY Kamuoyu Aydınlatma Platformu’na (KAP) yaptığı açıklamada kargo birimini tüm mal varlığı ve operasyonuyla ‘iştirak modeli ile kolaylaştırılmış usulde kısmen bölünme” yöntemiyle ana şirketten ayıracağını bildirmişti. Bu konuda bir genel kurul kararı alınması gerekiyordu, ama ne yazık ki bu konu için genel kurul toplanamayınca yeni şirketin kurulup kurulamayacağının kararı da bu yıla ve yeni yönetime kaldı diyebiliriz.
Türk Hava Yolları’nın bölünerek iki yeni marka daha yaratmasının doğru bir iş olup olmayacağına veya gündemden çıkarılmasına da yeni yönetimin karar vereceği bir iş olarak masada bekliyor.
Elbette, Türk sivil havacılık şirketlerinin sayısının artmasından gurur duyarız. Yeni markaların sayısının artması ve gökyüzünde boy göstermesini sabır ve heyecanla beklerken yıllar sonra farklı iki yeni şirketin daha kuruluş aşamasına olduğu haberlerini de duyuyoruz.
İlk olarak 2021 yılında kurulacağını duyduğumuz İzmir merkezli Anka Air adlı şirket uçabilmek için somut adımlar attı. Şirketin kime ait olduğu ve arkasında bir sermaye gurubunun olup olmadığı belli değil. Oluşumun arkasında ünlü bir siyasetçinin oğlunun olduğu söylentisini bir kenara bırakarak iş başındaki THY kökenli Erol Canpolat ve Turan Özler kaptanlara başarılar diliyoruz. THY’den iki adet A330 alarak, yine THY’nin kargo uçuşlarını yapacağı söylenen ve ön izni alan bu şirketin SHGM’den uçuş işletme ruhsatını alarak bir an önce uçuşlarına başlaması bizim de temennimiz.
Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nün yeni şirket kurulmasına yıllarca neden ‘Hayır’ dediği hep tartışılan bir konuydu. En son 2008 yılında Borajet’in kurulmasından sonra hiçbir şirkete uçuş izni verilmedi.
(Bu arada 10’u aşkın şirket de kapandı)
Birçok şirketin kurulup, kısa sürede iflas etmesi şirket kurulmasının önündeki en büyük engel olarak gösterilirken, bazıları da THY’nin kendi pazar payına ortak olmamaları için yeni şirket kuruluşlarını engellediğini ileri sürmekteydi.
Bir başka şirketin kuruluş hazırlıklarını görünce, SHGM yeni şirket kuruluşuna artık izin verecek diye düşünüyorum.
İkinci yeni şirketin yabancı ortaklı ve Antalya merkezli olacağı söyleniyor.
Türkiye ayağında ACT Airlines’in eski Genel Müdürü ve son döneme kadar Onur Air’in Yönetim Kurulu Üyesi olan genç neslin deneyimli yöneticisi Fatih Bardakçı yer alıyor. SHT 6A talimatı gereği şirket sermayesinin yüzde 51’inin sahibinin TC vatandaşı olması gerekiyor.
İlk etapta 3 adet A321 uçakla ile uçuşa başlayacak şirket kısa adı BBN olarak bilinen İzlanda kökenli Blue Bird Nordic ile bağlantılı. Şirketin Litvanya’nın başkenti Vilnius’ta faaliyet gösteren kanadıyla Türkiye’deki ticari potansiyeli değerlendirmeyi düşünüyorlar. SHGM’ye ön izin için başvuran yeni şirket, yolcu dışında 2 adet B 737-800 uçakla kargo taşıyıp, 2 adet de B777-200 alacakmış.
Her iki şirketin de işletme ruhsatlarını alabilmesini ve Türk sivil havacılığına hayırlı olmalarını diliyorum.
İyi uçuşlar Türkiye’m.
musaalioglu@gmail.com

DÜZELTME: 28 Ocak 2022 tarihinde yazdığım “Atatürk Havalimanı resmen ve fiilen tarih oldu” başlıklı yazımızda
“sadece devlet uçaklarının VIP seferleri ve yabancı devlet başkanlarının uçakları dışında hava trafiğine tamamen kapatılmış olacak” ibaresi “ve bussines jet uçakları dışında hava trafiğine tamamen kapatılacaktır” şeklinde olmalıydı. Düzeltir, özür dilerim. (M.A)

Yüzlerce kiralık ve satılık uçağa sahipler 

Pazarda lessor* hakimiyeti

Dünya üzerinde her yıl milyarlarca insan seyahat eder. Ortalama bir hesapla yılda 4 milyarı aşkın insanın yüzde 90’dan fazlası bir yerden bir yere en çok da uçaklarla gider. Dünyada şimdiye dek kaç uçak üretilmiş bilmiyorum, ama şu an kullanılmakta olan uçak sayısı 25-30 bin arasında değişmektedir. Covid-19 pandemisinin getirdiği olumsuz koşullar nedeniyle 3- 5 bin uçak da ground edilmiş, uçmak için müsait ortamın gelmesini beklemekte.
Yolcu uçağı denilince aklımıza önce Mc Donald Douglas, Airbus ve Boeing gelir. Ayrıca Embraer, Bombardier, ATR, Fokker ve Tupolev gibi markaları da sayabiliriz. Tabii bir de iş jeti üreten diğer firmalar. Bu uçakları üretenler, elbette uçaklarını havayolu şirketlerine satıyor. Bu satış doğrudan olduğu gibi adına “Lessor”* (Kiraya veren) denilen aracı firmalar aracılığıyla da olmaktadır. Dünyada en büyüklerinin sayısı 15 kadar olan lessor şirketler arasında zamanının en büyüklerden biri olan ILFC (International Lease Finance Corporation) ticari uçak kiralama şirketi 1973 yılında Macar Yahudisi Steven F. Udvar Hazy ve ortaklarınca Amerika’da kurulmuştu. Ellerinde yüzlerce uçak bulunan bu şirketler vergi yasalarındaki kolaylıklardan ötürü İrlanda’da ya da vergi cenneti diye tabir edilen off-shore adalarda faaliyet göstermektedir.
THY dahil dünyanın en büyük havayolu şirketleri uçak alımı veya kiralamasında üreticiler dışında mecburen lessor’leri de tercih etmektedir. Bu işin hacmini ve içeriğini öğrenebilmek için yıllardan beri uçak satışı ve kiralaması konusunda en iyi bilinen isim olan Hayrettin Yağız’a atfettiği (1993-2018/ Hayrettin Yağız) adlı kitabın önsözünde arkadaşı Emil Hubert şöyle diyor;
“Bu kitap Türkiye’de son 25 yılı aşkın zamanda onun havayollarına olan ticari uçak satış ve kiralama hizmetlerini gösteriyor. Bu genel bakış Hayri’nin ülkesinde havacılık için büyük özverisini ve başarılarını, bunun yanı sıra bizim havacılığa olan tutkumuzu vurguluyor.”
Hayrettin Yağız’ın özgeçmişi şöyle:
Ankara Koleji mezunu. 1975 Levis&Clark College’dan sanat lisansı. Major in Chermisty History. 1976 Portland State Üniversitesi MBA Programı.
1978 yılında Hayrettin Yağız Ulaştırma ve Havacılık Danışmanlığı adlı şirketi kuran Yağız, 1884-89 yılları arasında Shorts Barters PLC’nin Temsilciliği’ni yapar. 1995’ten bu yana 250 milyon dolar değerinde 90’ı aşkın ticari uçak için kiralama hizmeti ve yedi özel Türk havayolu şirketine danışmanlık yapar.
International Society of Transport Aircraf (ISTAT) ve Bursa Ticaret Odası ve Büyük Kulüp Derneği’nin üyesidir.
Hayrettin Yağız’ın satış ve kiralanma işini gerçekleştirdiği bazı uçaklar ve ait oldukları şirketler şunlar:
Skytech’ten Sönmez Havayolları’na ilk Shorts 36, Ansett’ten Demireller’in Rose Air’ine ilk uçak, Air Alfa’ya Türkiye’de ilk gelen A300-600R tipi üç kızkardeş uçak, World Focus’un Isparta’da düşen TC-AKM uçağı, kiralık verildiği THY’de tescil işareti nedeniyle tartışılan, halen Navajo Çölü’e terkedilen World Focus’un TC-AKP uçağı, İz Air’in politik baskıyla satın aldığı 3 kız kardeş uçak, Fed Ex’ten Anadolu Üniversitesi’ne bağışlanan 727-200 tipi uçak, Türkiye’ye ilk kez gelen Saga’nın A330-300 uçağı ve satın aldığı iki A310-300 tipi uçaklar ve Onur Air’in İran’a sattığı A300-600’ler.
Hayrettin Yağız, Türkiye ticari havacılık sektöründe etkili ve değişmez bir aktör olmaya devam ediyor.