Geçtiğimiz hafta Zirve esnası ve sonrasında yapılan analizlerde Macron'un NATO'nun beyin ölümü konuşmasına sıkça atıf yapıldı ve nereden nereye gelindiğinin altı çizildi.
Ukrayna karşı saldırısı, hatırlarsanız, sessiz başlasa da neredeyse davul-zurna çalarak geldi.
Yunanistan'daki siyasi eğilimi İtalya ve yaklaşmakta olan İspanya seçimleri arasında bir yere oturtmak, ucuna Finlandiya ve İsveç'teki dönüşümü ekleyip bir patern görmek genel bir eğilim.
Büyük laflar edilip, kan dökülmeyen ve Lukaşenko gibi kimilerine göre zayıf bir figürün bağladığı pazarlık ile noktalanan bu kalkışmayı nasıl yorumlamak gerek tartışılıyor.
Zeitenwende, yani tarihin dönüm noktası, kavramı büyük bir kavram, insan ister istemez büyük beklentilere giriyor.
Körfez'de bir süredir ilginç gelişmeler oluyor. Mayıs sonundan itibaren art arda sonradan doğruluğundan emin olamadığımız haberler geldi. İ
Hem parlamentonun genel tablosunu hem de yeni kabineyi ve kabinede dış politika ile ilgili isimleri artık biliyoruz.
O günden bugüne Rus nükleer silahlarının ülkeye konuşlanması ile ilgili Minsk'ten karışık sinyaller gelmekteydi.