Giderek sosyal medya iletişimimizde sevdiklerimizin hastalık haberlerini veya aramızdan ayrılışlarının acısını paylaşır hale geldik.
Doğru bakış açısına sahip olduğumuzda, farklı düşünce ve yorumlarımız kavga sebebi değil, zenginlik sebebi olacaktır.
Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Türkiye'yi denetim altına almaktan bahsettiğinde Türkiye'de, Türkiye'nin menfaatini Batı'ya endeksli gören bir grup azınlık feryat figan içinde dövünmeye başlamıştı.
Bir tarafta 10.Yıl Marşı'nın naftalin kokan silik çağrışımları.
Geçen gün "Anadolu'nun Sitemi" başlıklı yazımda, "Evet"çilerin "Hayır"cılardan şikayetlerini konu edinmiştik. "Hayır" cephesi, "Evet"çilerin okumamış, köylü, cahil olduklarına hükmediyordu hani…
"Tek adam" endişesi veya tehlikesine karşı önemli bir toplumsal buluşma/bütünleşme denendi.
Hala bazıları Özal siyasi yasaklarla ilgili referanduma gitmese ve Güneş Taner 'No' tişörtünü giymese, 1989 yerel seçim hezimeti olmaz, siyasi tarih farklı akardı diye iddia eder.