
15 Kas 2018 "3 GÜNDE KURAN OKUMAYI ÖĞRENEBİLİRSİN"
24 Ağu 2020 SEKÜLERLEŞME TEORİSİ
19 Şub 2019 HAYATA EDEBİYATLA BAKMAK
23 Tem 2019 TRAGEDYA'NIN DOĞUŞU
17 Ara 2018 KORKU VE TİTREME
20 Ağu 2018 "ÜLKER FIRTINASI"
20 May 2019 İBN SİNA'NIN "AŞK RİSALESİ"NDE "SEBEPLİLİK"
17 Haz 2019 USLUB-İ BEYAN AYNIYLA İNSAN; SEZAİ KARAKOÇ
29 Oca 2020 "FEMİNİZM VE DOĞAYA HÜKMETMEK"
08 Eki 2018 ADLER İLE ÇOCUKTA YAŞAMSAL SORUNLAR
11 Kas 2019 1984 DİSTOPYASINDAN KORONA ÇIKIŞI!
31 Mar 2020 BİR KEN'AN RİFAİ KILAVUZU
24 Eyl 2018 SAFİYE EROL'ÜN "DİNEYRİ PAPAZI"
22 Eki 2018 "ÇÖLDE BİTEN RAHMET AĞACI"
06 May 2019 ATEİZMUS ÇIKTI
04 Mar 2019 "NE KİTAPSIZ NE KEDİSİZ"
03 Eyl 2018 KUŞLARLA SOHBETİN ŞARTLARI
17 Haz 2020
Bugün, Kuran okumayı öğrenmek isteyen bir çocuk en az on haftasını camide geçirmek zorunda.
Menkıbenin hissesinden mülhem; hem insan hem hayvan hem nebatat ile sohbet şartının Allah'tan geçtiği üzerine şahitlik ederiz ki bu kitap, "…edep nezaket ve uslup meselesidir"!
"Söz kemale erince şiir olur demişler. Şiiri söz, sözü şiir bir yazarın, hikayelerden oluşan kitabının içinde egzistansiyalist felsefenin eşsiz serüvenini koklayarak ilerliyoruz. Ne lüzumundan çok melankoli, ne ruhu çekilmiş bir rasyonel! Kıvamlı bir bilgelik. Keyfimiz gıcır."
Bir bilgeye zehirin ne olduğunu sormuşlar. İhtiyacın olandan fazla olan her şey zehirdir: Fazla güç, fazla yiyecek, fazla dinlenmek, fazla ihtiras, fazla korku, fazla sakinlik, öfke, fazla neşe, nefret hatta ve hatta fazla iyi niyet zehirdir demiş.
Eşyadan fazlalığı çıkartmak üzerine sanatın da felsefesine girebilen edebiyat, sözün fazlasını çıkartıp şiir olmuş iddiası ile yola çıkarsak; bahsi geçen dönemde bu durum belli ki çok insanda bulunmuş. Ama çok az insanda Sezai Karakoç kadar diklemesine durmuş!
Adler, Sigmund Freud ve Carl Gustav Jung ile birlikte Psikoloji üzerine söylenmesi gerekenleri söyleyip kalanlarının sadece bu üçü arasında gidip gelerek eğlendiği zemini atıp geçmişler bu yuvarlaktan.
"Neler okuyorsunuz Lordum? Kelimeler, kelimeler, yalnızca kelimeler…" /Hamlet
Varlık aktaran fail sebebin, varlık aktardığı sebepliden, daha öncelikli ve güçlü olması gerekir. Varlık veren, varlığa, varlık verdiği sebepliden daha layıktır da denilebilir. SEBEP, SEBEPLİDEN BÜYÜKTÜR! Bu, İbn Sina'nın "sebeplilik ilkesi"nin en sade ifade edilebilen formülü olarak kullanılabilir.