Bu Almanlar ilginç bir toplum. Tarihin en büyük kitlesel katliamını tahammüden yapıp bir şekilde hayatlarına devam ettiler.
Gazetecilik bir meslektir. Hayatını gazetecilik yaparak kazananların yaptığı. Muhabirlikten başlar, pişe pişe devam eder. Akademisyenlik de başka bir meslektir. İkisi de çileli, bilgi gerektiren ve önemli mesleklerdir. Ama iç içe geçmemelilerdir.
Bu DAEŞ ilginç bir örgüt. Normalde terör örgütleri bir inanç temelinde hareket ettiklerini göstermek için militanlarına para falan vermezler.
Zannedersiniz ki gazeteciler, liderleri takip ederken bir elleri yağ, bir elleri bal içindedir. Di mi? Böyle derseniz çok yanılırsınız. Çünkü kimsenin yağ bal verdiği yoktur. Ortamda ne varsa ona eşlik ederler.
Cüppeli Ahmet Hoca'nın kendine has bir tarzı vardır. İçinde yetiştiği cemaatin tüm özelliklerini taşır. Ama bir yandan da nev-i şahsına münhasırdır. Zeki ve komiktir.
Bu kadar tantana ne içindi? Sonunda partinin iç işleyişi mahkemeye taşındı. Bundan kim zarar gördü? Devlet Bey'in Yargıtay'ın kararından sonra seçimli kurultaya gideceği açıklandı.
Bu yazacaklarıma kimilerinin küfür edeceğini biliyorum. Ama hiç bir intihar gösterisi sırasında köprü trafiğinde kaldınız mı?
Birleşmiş milletlerin 71 yıllık tarihinde ilk olarak düzenlenen Dünya İnsani Zirvesi için Türkiye'den daha iyi bir yer bulunamazdı. Çünkü Bu aralar gerçekten başkaları için birşeyler yapan, yapmaya çalışan bir tek Türkiye var. Diğerleri sade kendisini düşünüyor.