Vakıf Katılım web

YAVAŞ'IN AÇIKLAMALARI VE SON ANKETLER

Ekin GÜN 21 Mar 2023

Ekin GÜN
Tüm Yazıları
Akşener'le başlayan krizin etkileri Yavaş'ın bu açıklamasıyla o kadar nüksetmese de seçmen tarafından masanın dağılıp dağılmayacağına ilişkin tedirginlik devam ediyor.

Geçtiğimiz günlerde Mansur Yavaş’ın bir televizyon kanalında yapmış olduğu açıklamalar çok tartışıldı. Kısaca ifade etmek gerekirse Yavaş, vakitleri olsaydı kendisiyle Ekrem İmamoğlu’nun cumhurbaşkanı yardımcısı olarak ilan edilmesini, diğer genel başkanların ise vekil olarak partilerinin başında olmasını masaya önereceklerini ifade etti.

Hatırladığım kadarıyla Meral Akşener de Fatih Altaylı’nın programında mevcut çözümün dışında iki önerinin daha Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’la konuşulduğunu ama onların izni olmadan açıklayamayacağını söylemişti.

Anlaşılan bu iki çözümden biri diğer genel başkanların milletvekili olarak yola devam etmesi ve Kılıçdaroğlu’nun kazanması halinde cumhurbaşkanı yardımcıları olarak Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu’nun atanması. Belli ki bu yol masa tarafından kabul görmemiş.

Akşener’le başlayan krizin etkileri Yavaş’ın bu açıklamasıyla o kadar nüksetmese de seçmen tarafından masanın dağılıp dağılmayacağına ilişkin tedirginlik devam ediyor. Özellikle Millet İttifakı’nın seçimi kazanması halinde toplumun endişe duyduğu ciddi gerekçeler var.

YÖNETİM KRİZİ ENDİŞESİ

EDAR konuyla alakalı olarak dün önemli bir anket gerçekleştirerek beş parti genel başkanının cumhurbaşkanı yardımcısı olarak nasıl karşılandığını halka sormuş ve sonuçlar da çok sürpriz değil.

Yüz yüze gerçekleştirilen ve toplamda 1870 kişiyle yapılan ankete göre seçmenin yüzde 53’ü bu formülü Türk demokrasisine uygun bir yaklaşım olarak görmüyor.

Daha ötesinde yedi cumhurbaşkanı yardımcısından oluşan formülün hükümette yeni yönetim krizleri doğuracağına inanların oranı yüzde 55.

Altılı masa bu ittifakı oluşturan tüm partilere cumhurbaşkanı yardımcılığı vererek “çoğulcu” bir yönetim tarzını göstermek istese de halk açısından bu durum daha çok Türkiye’de yaşanan koalisyonların başarısızlığını anımsatıyor.

Zira bu masayı bir arada tutan tek ortak noktanın da Erdoğan’a olan karşıtlıktan başka bir şey olmadığını bilmeyen yok. Seçimi kazanmaları halinde böyle bir ortak nokta olmayacak ve Türkiye’yi “ilk kavgada masayı terk eden uzlaşma kültürüyle” nasıl yöneteceklerine dair koca bir belirsizlikle de karşı karşıya kalacağız.

Öyle ki ilk krizlerine referansla toplum kendi geleceğini belirlerken ortaya koydukları bu “performansı” da görmezden gelmeyecektir.

İNCE YÜKSELİŞTE

Muharrem İnce faktörünü de atlamamak gerekiyor. Optimar’ın anketi bu açıdan dikkat çekici. Ben de konuyla alakalı olarak Optimar’ın sahibi Hilmi Daşdemir’i aradım ve son anketlerini sordum.

Kararsızlar dağıtıldıktan sonra Muharrem İnce’nin oy oranı yüzde 6 civarlarında gözüküyor. Daşdemir, bu oyu yoğunlukla CHP ve İYİP’ten kısmi olarak da AK Parti ve HDP’den aldığını söylüyor.

Ayrıca, İnce’nin Kılıçdaroğlu’nun lehine çekilmesi durumunda bu oyun Kılıçdaroğlu’na blok şekilde gidip gitmeyeceğini de sordum. Daşdemir, bunun bir garantisi olmadığını, bu durumda sandığa gitmeyecek seçmenler olduğunu da ifade etti. Seçime yaklaştıkça İnce’den Kılıçdaroğlu’na oyların kayabileceğini de bir varsayım olarak ekledi.

Bu yaşananlar gösteriyor ki seçim günü yaklaştıkça dengelerin çok hızlı bir şekilde değişebileceği kuvvetle muhtemel.

Tamino’dan enfes performans

Cumartesi günü İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın (İKSV) organizasyonuyla düzenlenen Tamino etkinliğindeydim. Konserleri kaçırmamaya çalışan biri olarak uzun zamandır gerilimi, acıyı ve huzuru aynı anda hissettiğim bir sesi dinlememiştim. Ta ki Tamino’nun performansına kadar.

Ağustos ayında yine İKSV’nin organizasyonuyla gerçekleşen Nick Cave konserine de gitmiştim, evet bir konserden daha çok herkesi büyüleyen bir ayin gibiydi Cave ama Tamino’nun mısralarıyla sesini ve müziğini birleştirerek sizi bu dünyadan alıp başka bir gezegene sürüklemesi gerçekten eşsiz.

Her bir parçasının ilk notasıyla sonunu bilmediğimiz ama o yürüyüşün sonunda hüznün umuda dönüşeceğinden gram şüphe duymadığımız bir yolculuğa çıkarken Tamino’nun ağıtları en büyük rehberimizdi.

Indigo Night ve Habibi’yle salonda bulunan her bir kişinin ayrı ayrı yaşadıklarından yola çıkarak ortaya serilen o coşku haykırışlarımızda ortaklaşırken, hepimiz bir ümidin etrafında kenetlenirken bulduk kendimizi.

Bu ülkenin tüm kimlikleri o salondaydı. O sentezin arasında olmak iyi hissettirdi. Tıpkı Tamino’nun doğu-batı sentezindeki o birliktelik gibi… Bunu yaşamamızı sağlayan İKSV’ye teşekkürler!

ekingun@yenibirlik.com