YA LİBYA'DA BAŞARI SAĞLANIRSA!

Arzu ERDOĞRAL 22 Oca 2020

Arzu ERDOĞRAL
Tüm Yazıları
Türkiye, Libya'da siyasi çözümden yana ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dikkat çektiği bir nokta çok önemli…

Avrupa Birliği Dış İlişkiler ve Güvenlik Siyasetleri Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, AB'yi Suriye ile ilgili inisiyatifi Rusya ve Türkiye'ye teslim etmekle suçlayarak “Libya'da Suriye senaryosunun tekrarlanmasına karşıyız” dedi.

Kendilerinin Suriye politikasını ve bölme senaryolarını bilmesek bölgede barış için uğraşan ülkemizin çabalarını bir kenara bırakalım.

Asıl mesele Türkiye’nin Libya'nın meşru hükümeti ile yaptığı anlaşma ve darbeci Hafter’in karşısında olması.

Bu gerçeğin yanı sıra Libya'da kalıcı ateşkes ve siyasi sürecin başlatılması amacıyla Almanya'nın başkenti Berlin'de düzenlenen Libya zirvesi oldukça önemliydi. Zirve sonrası yayınlanan bildirgede, tek meclis, tek hükümet vurgusu yapıldı.

Türkiye, Libya’da siyasi çözümden yana ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dikkat çektiği bir nokta çok önemli…

O da Hafter’in saldırgan tutumunu sonlandırması.

Erdoğan, “Nisan’dan bu yana tüm anlaşmaları ihlal eden ve meşru hükümete saldıran özellikle Hafter taraftarlarıdır. Toplantıda bu konuyu açıkça dile getirdim. Tabii kimse itiraz edemedi.” diyerek var olan soruna değindi.

Çözüm sürecinde PKK’nın hendek terörünü yaşamış bir ülke olarak biz çok iyi biliyoruz ki saldırgan tutum sona ermeden asla barış olmuyor.

Erdoğan, Hafter’in oradan ayrıldığı zamana kadar metinlere imza atmamasının manidar olduğunu da dile getirdi.

Hafter’i destekleyen ülkelerin karşısında Libya’nın Suriye olmamasını gerçekten isteyen en samimi ülke Türkiye’dir.

Darbeci Hafter’in Türkiye’yi küstah bir şekilde tehdit etmeyi bırakarak geçmişe bakması ve bugün ona destek veren ülkelerin yarın işleri bittiğinde kendisini de yok edebileceği gerçeğini bir kenara not düşmesi gerekiyor.

ABD’nin bir yandan Suriye’de PKK-PYD’yi destekleyerek diğer yandan Türkiye’nin safındaymış gibi gözükmesi gibi bir oyunun içerisinde olunması nasıl büyük bir sorun ise Libya’da da aynı durum geçerlidir.

Türkiye güçlü bir ülke ve PKK- PYD’nin canına okuyor. Ama aynı şartlar Libya için geçerli değil. İşte bu nedenle Türkiye’nin duruşu Hafter destekçilerini çok rahatsız ediyor.

Libya ile deniz yetki sınırlandırma anlaşmasının imzalanmasıyla Türkiye’nin dengeleri değiştirmesi ve Libya’da Türkiye’nin Rusya’ya koyduğu net tavır sonucu karşı karşıya gelinmemesi işlerine gelmeyenlerin Libya zirvesinin amacı dışında hareket etmeye devam etmesi asıl Libya’yı Suriye gibi yapacak durumun önünü açar.

Libya’nın Suriye olmaması için ilk şart Hafter destekçilerinin onu desteklememesi.

Öte yandan PKK-PYD’ye terör örgütü demeyenlerin yanında duranların Türkiye’nin Hafter’in karşısındaki tutumuna destek vermeyerek gelişmelere kayıtsız kalması ülkemiz adına yine kayıp hanesine yazıldı.

Başka türlüsünü inanın bu toprakların bir bireyi olarak çok isterdim!

Ama ne var ki Libya’da başarı sağlanırsa bunun Erdoğan’ın başarısı olarak görüleceği endişesi içerisinde olan bile var.