Vakıf Katılım web

VARSIN, BİRİLERİ ONLARA JURNALCİ DESİN!

Musa ALİOĞLU 20 Eki 2019

Musa ALİOĞLU
Tüm Yazıları
Bundan yıllarca önce yolcular uçağa binmeden, aralarında sohbet ederken, gözlerini uçaklara dikerek "Bu uçak çok eski, bu uçak nasıl uçar, bu uçak düşer" diyerek yorum yapmayı çok severlerdi. 

Şimdi, böyle konuşmaların yerini artık konuya müdahil olma durumu almıştır. Bir de uçağa bindikten sonra “Pilotlar kokpitte sigara veya içki içiyor” diyerek yorumlar yapılırdı. Doğrusu, uçaklarda sigara içildiği dönemde bu söylenenlerin hiçbir anlamı yoktu. Çünkü pilotlar da kokpitte sigara içiyordu. İçki konusunda organize ve sıkı denetim olmadığından pilotların içki içtiği yaygın söylentiydi. 

Uçakların eski oluşu hakkında veya bazı eksiklikler hakkında olumsuz yorumlar yapan bu yolcular arasından hiçbirisi de çıkıp şikayette bulunmazdı. 

Çünkü böyle bir teamül yoktu. Hep şöyle düşünülürdü: “Kimi, kime şikayet edeceksin!...”  Kadı meselesi.. 

Aradan yıllar geçti, uçak içinde ve civarında sigara konusunda çok sıkı yasaklar getirildi. İçki konusunda uçak mürettebatının tümüne yasak getirildi. 

Kural koyucu ve denetleyici olan SHGM (Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü) uçak kapılarında bekleyip rastgele (random) alkol kontrolü yapmaktadır. Yapılan kan testinde de alkollü olduğu kesinleşenler göz yaşına bakılmadan işten atılıyor. 

Bununla da yetinilmedi ve bu uygulama daha da ileri götürülerek yolculardan da bu tür olayları kendilerine raporlamaları istendi. Bunun resmi adına da “Gönüllü raporlama” denilmektedir. Bazılarına göre ihbarcılık veya jurnalcılık olarak nitelenen bu uygulamanın tartışılabilir yanları olabilir. Uygulamayı kötü niyet ve amaçlara alet etmek isteyenler olabilir. 

Fakat, bu durum yönetmeliğin amacını ortadan kaldıracak kadar etkili olamaz. 

Dünyada başka ülkelerde de örneklerini gördüğümüz “Gönüllü raporlama”nın ne kadar faydalı olduğunu sayısal olarak bilmemiz mümkün değil. Çünkü, SHGM şimdiye kadar bu konuda ne gibi ve kaç olayın meydana geldiğini açıklamış değil. 2015 yılından bu yana Hava Trafik Yönetim hizmetlerinde kullanılan Haberleşme, Seyrüsefer ve Gözetim (CNS) sistemlerinde meydana gelebilecek, uçuş emniyetini etkileyebilecek olaylar "Hava Trafik Yönetim Hizmetleri Bağlantılı Emniyet Olaylarının Rapor Edilmesi ve Değerlendirilmesine Dair Yönetmelik (SHY 65-02)" kapsamında SHGM’ye resmi yazıyla bildirilmektedir.

Yolcular, SHGM internet sitesinden de CNS cihazları ile bağlantılı olaylar için gönüllü raporlama yapılabilecek olup, söz konusu raporlama sistemine, http://web.shgm.gov.tr/tr/preview/5099-cns-olay-raporlama adresinden ulaşabilir. Buradaki asıl amaç kişileri değil, sistemi kontrol edebilmek, uçuş emniyetine yönelik olası olayları elimine etmektir. 

SHGM’nin internet sitesinde gönüllü raporlama konusu şöyle anlatılıyor.

“Gönüllü Raporlamaya ilginiz için teşekkür ederiz. Gönüllü Raporlamanın temel hedefi, zorunlu raporlama sistemleri ile belirlenemeyen fiili veya olası emniyet eksiklikleri ile ilgili rapor toplayarak havacılık emniyetini artırmaktır. Gönüllü Raporlama; SHGM tarafından isteğe bağlı, cezalandırıcı olmayan ve gizli bir raporlama sistemidir. Havacılık emniyetini artırabileceğini düşündüğünüz ancak mevcut kanallardan biriyle bildirilmemiş olan bilgiler edindiğinizde veya herhangi bir olay ya da tehlikeyi başkalarının da öğrenmesini ve bu bilgilerden yararlanmasını istiyor fakat kimliğinizi gizlemek istiyorsanız Gönüllü Raporlama Formundan yararlanabilirsiniz.

Gönüllü Raporlama ile raporu verenin kimliğini gizlemeyi taahhüt ederiz.”

Yolcuların uçak ve mürettebatı hakkında vereceklerin raporların yanı sıra, asıl önemlisi çalışan personelin şirketleri hakkında verecekleri olumsuz raporlar daha bir önem arz etmektedir. 

Bazılarına göre bu durum “Ekmek yediği yere ihanet” olarak nitelendirilebilir. Burada etik değerleri de ortaya atanlar olabilir. Ortada bir gerçek var ki, 200-300 kişi taşıyan bir uçağın, belki de düşmesine ve bu kadar insanın ölmesine sebep olacak bir hatanın veya eksikliğin haber verilmesi veya diğer deyimiyle ihbar edilmesinin etik veya ahlaki olmayan hiçbir yanı yoktur. İnsanlık bunu gerektirir. İnsan hayatı her şeyden daha önemlidir. Şirketler batsa bile. 

İşin özü, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nün uygulamaya soktuğu “Gönüllü raporlama” sistemiyle sektör çalışanlarını uçuş emniyetini ilgilendiren önemli bilgileri raporlamaya teşvik etmesi ve personelden gelen tür uyarıcı bilgiler havacılıktaki potansiyel riskleri öğrenmeye ve belirlemeye, uygun ve zamanında önlemler almayı amaçlıyor.

Bunun neresi gayri ahlaki, neresi etik dışıdır. 

Burada tartışılacak bir konu var ki, o da SHGM’nin ihbarda bulunan personelden veya yolcudan “Somut Bilgi” adı altında ayrıntı istemesidir. SHGM’nin başvuru formunu incelediğimde uçağın, marka ve modelinden başlayarak birçok teknik sorunun alt alta sıralandığını gördüm. 

Vatandaşın bu kadar çok bilgiye cevap vermesi mümkün değildir. İşin bu tarafı SHGM’nin teknik elemanlarının işidir. 

Uçakların teknik ayrıntısını herkesin tek tek bilmesi mümkün değil, ama gözle görülebilen hataları yolcular da anlar ve anında şikayette bulunabilirler. Uçak içi eksiklik ve aksaklıklar, personel hataları da “Gönüllü raporlama” uygulamasının ilgi alanına girer. Bu konuda duyarlı ve sorumlu vatandaşlık örneği sergileyip herkes üzerine düşen görevi korkmadan çekinmeden yapmalı ve teşvik etmelidir. 

Uçuş emniyeti ve uçuş güvenliği gibi çok önemli iki ayrı kavramın kapsamında yer alan tüm sonuçlar böyle de giderilebilir. 

Bazı uçak kazalarının önlenmesinde bu tür bilgilendirmenin çok işe yaradığını dünya havacılık tarihindeki örneklerle görebiliyoruz. Hani bizde çok yaygın olan “Bir şey olmaz”, “İdare et gitsin” tarzı yaklaşımların doğuracağı acı ve trajik sonuçların bu tür ikazlarla önünün alınması mümkündür. SHGM’nin de çok yerinde belirttiği gibi, konu kişilerin ceza almasından ziyade, sistemin iyi işlemesi ve oturmasına yönelik bir uygulamadır. 

Hiç kimse “Aman, bana ne” dememeli. Sizin önemsiz gibi gördüğünüz bir eksik veya bir ihmal, sizi ve sizinle seyahat eden onlarca kişinin hayatını kurtarır. Sistem oturursa, daha sonraki uçuşlar da da bu tür eksiklikler giderilerek daha çok insanın ölmesinin önüne geçilebilir. 

Çok güzel bir söz var. Der ki “Bir çivi, bir nalı, bir nal bir atı, bir at bir savaşçıyı, bir savaşçı bir orduyu kurtarabilir.”

İyi uçuşlar Türkiye’m...