TÜRKİYE HAVA SAHASINDAKİ TEHDİTLER

Musa ALİOĞLU 04 Eyl 2022

Musa ALİOĞLU
Tüm Yazıları
Türkiye Cumhuriyeti'nin kara sınırlarını her türlü tehdit ve tacize karşı korumak Türk Silahlı Kuvvetleri'nin görevidir.

Türkiye Cumhuriyeti’nin kara sınırlarını her türlü tehdit ve tacize karşı korumak Türk Silahlı Kuvvetleri’nin görevidir. Aynı şekilde “Mavi Vatan” diye nitelendirilen denizlerdeki kıt’a sahanlığı ve havadaki hükümranlık alanının korunması da yine aynı şekilde Deniz ve Hava Kuvvetleri’ne ait bir görevdir.

Geçmişte de olduğu gibi son dönemde de komşumuz Yunanistan’ın denizde ve havada yaptığı sınır ihlalleri artıyor. Bu yıl Yunan tarafının havada 258 ihlal, 158 kez de taciz yaptığını açıklayan T.C. Milli Savunma Bakanlığı, bu tür ihlalleri gün gün, saat saat kaydedip karşılığının “misli’ ile verildiğini açıkladı. Adına dog fight (İt dalaşı) denilen bu gibi caydırıcı manevralar bazen istenmeyen olaylara sebep olmakta, telafisi çok zor sorunlar doğurmaktadır. Şurası gerçek ki, bu tür sorunları en çok komşu Yunanistan ile yaşıyoruz. Son yıllarda Rusya ve Suriye ile yaşanan krizlerde bu tür tacizler uçak düşürülmesine kadar gitmiştir. Diğer komşularla bu tür sorunlar yaşandığını söylemek zor, ama zaman zaman terörle mücadele için biz de Irak topraklarına ve hava sahasına sıcak takiple giriyoruz.

Bu anlamda baktığımızda Türk hava sahasının “Yol geçen hanı” olmadığı ve gece gündüz kontrol altında olduğundan hiç şüphemiz yok. Ancak, internette hava trafiğini canlı takip eden sitelerde yabancı tescilli (askeri ve sivil) uçakların geçişleri gözümüze çarpıyor. Elbette, bu uçuşları ilgili makamlar da görmektedir. Nereye gittiğini deklere etmek zorunda olan bu uçaklar, neyi ve kimi taşıdığını her zaman doğru olarak söylemezler.

Şüpheli durumlarda inişe zorlanan bu gibi uçakların dost olmayan ülkelere ve bölgelere silah ve mühimmat taşıdığı ortaya çıkmakta. Askeri alandaki bu tür uçuşların uçuş güvenliğini de tehlikeye soktuğu bir gerçek. Fakat bu uçuşların sayıca çok olmadığı, asıl tehlikenin her gün tepemizden geçen sivil havacılık trafiğinden kaynaklandığını söylemek daha doğru olur. Türkiye, bulunduğu konum itibariyle dünyanın belki de en stratejik bölgesindedir. Bu durum askeri anlamda avantajlar sağlamakla birlikte yüzlerce sivil uçuş bizim için tehlike yaratmaktadır.

Avrupa Hava Seyrüsefer Emniyeti Teşkilatı (Eurocontrol) raporuna göre, sadece Avrupa hava sahasında 2019 yılında 11.11 milyon uçuş gerçekleşmiş ve hava trafiğine günlük ortalama 200’den fazla uçuş eklenmiş. Bu artıştan Türk hava sahasına günlük 50 uçuş payına düşeni almıştır.

Bu uçaklar, Eurocontol’e, 2019 yılındaki rakamlara göre 8 milyar Euro’ya yakın yol ücreti öderken, aynı yıl sadece THY de Eurocontrol’e 295 milyon Euro gibi az sayılmayacak bir ödeme gerçekleştirip en fazla ödeme yapan ülkeler arasında 5’inci sırada yer almış. Türkiye (Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü) 2019’da Eurocontrol’den en fazla yol ücreti tahsil eden ülkeler arasında 397 milyon Euro (Bu paranın bir kısmının veya hepsinin DHMİ personeline dağıtıldığı söylenir.) ile 6’ci sırada yer almış olmasına karşın bu işin karı zararını öder mi diye bakmalıyız, çünkü meselenin önemi burada yatıyor.

Resmi verilere göre, Avrupa’da 2019 yılında 210 milyon ton karbon salınımı gerçekleşerek, bir önceki yıla göre yüzde 2.7 oranında artış olmuş. Şimdi bu rakamın daha yüksek olduğu bellidir.

Yılda 150 bine yakın uçağın Türkiye’nin hava sahasını kullandığı gerçeğinden hareketle uçuş güvenliğinin gerçekten tehlike altında olduğunu söyleyebiliriz.

Yani, uçuş emniyeti ve karbon salınımı gibi konuları dikkate almak gerekmekte.

Her gün gelip geçen yüzlerce uçağın bir tehlike yaratmayacağını söylemek işin kolayına kaçmak ve halkı yanıltmaktır.

Her ne kadar bu gibi uçuşlar Eurocontrol denetimde olsa da yerel otoritelerimizin bu konuda aldıkları önlemlere çok sıkı bir şekilde sahip çıkmaları gerekmektedir.

Askerlerin hava sahasının korunması ve denetim konusunu ülkeler arasında bir ayrımı yapmadan yerine getirdiğini ümit ederek, aynı hassasiyetin sivil havacılık konusundan sorumlu olan DHMİ’nin ilgili daire ve birimlerimin de aynı şekilde titiz davranacağını düşünmek istiyoruz.

Çünkü, hava sahası da vatandır.

Özgür ve mutlu yarınlar Türkiye’m.

musaalioglu@gmail.com

 

Bakanlığın iç hattaki sınırlaması işe yaramıyor

Uçak biletinde ‘tavan’ fiyat çöktü

Adalet ve Kalkınma Partisi’nin 3 Kasım 2002’de iktidara gelmesiyle kurulan 58’inci hükümette Ulaştırma Bakanlığı görevine denizcilikten gelen bir bürokrat olan Binali Yıldırım atanmıştı. Tam 11 yıl kesintisiz bakanlık yapan Binali Yıldırım

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na aday olmak için Aralık 2013’te istifa etti ve yerine Lütfi Elvan atandı. Bakanlıkta ilk olarak Binali Bey’e yakın kadrolara el attı, fakat yeni devreye konulan “İç hatlarda uçak biletlerinde tavan fiyat” uygulamasına hiç dokunmadı. Çünkü, o sıralarda parti propagandası için çokça kullanılan “Hava yolu, halkın yolu” sloganının hayat bulması için tavan fiyat, iç hatlarda her neresi olursa olsun tek yönde 299 TL ile sınırlandırılmıştı.

Bu uygulama önceleri bir çözüm gibiydi. 2013 yılında 1 ABD Doları 1746 ile 2160 TL arasında bir seyir izliyor, bir iç hat bileti ortalama 150 dolara alınıyordu.

Bu fiyat Ankara, İzmir gibi kısa hatlarda havayolu şirketlerini memnun ediyordu ancak Kars, Van gibi uzak ve yolcusu az destinasyonlarda hep zarar yazıyorlardı. Bu nedenle, başta THY olmak üzere kısa adı TÖSHİD olan Türkiye Özel Sektör Havacılık İşletmeleri Derneği’nin üyesi olan şirketler Ulaştırma Bakanlığı’ndan tavan fiyatın arttırılmasını istedi ve 2014 yılında tavan fiyat 309 TL oldu. 2017’de 352 TL’ye ardından 450 TL’ye çıkarıldı.

Zam taleplerinde THY sesini çıkarmıyor görüşmeleri TÖSHİD Başkanı olan Onur Air Genel Müdürü Teoman Tosun, bu işin çok zararını çektiklerini söyleyen, daha sonraki TÖSHİD Başkanı ve Pegasus’un Genel Müdürü Mehmet Nane yürütüyor, açıklamalar da bakanlıktan geliyordu.

Ekim 2019’a kadar bu fiyat aynı kaldı.

Bu arada 2015’te Feridun Bilgin (8 ay), yine Binali Yıldırım (5 ay), Ahmet Arslan (14 ay), M. Cahit Turan (21 ay) bakanlık görevi yaptılar ve ne olur ne olmaz diye tavan fiyat konusunu kaldırmayı hiç mi hiç düşünmediler, talepleri onayladılar. Mart 2020 itibariyle Adil Karaismailoğlu Bakanlık koltuğunda görev yapıyor. Bu konu onun için de zor bir sınav oldu ve onun döneminde de iç hat bilet tavan fiyatı Aralık 2021’de 499 TL, sonra 599 TL, 699 TL, 899 TL ve Haziran 2022’de de 990 TL’ye kadar yükseldi. Ne yazık ki, iç hat uçak biletlerinin tavan fiyatının artış hızına vatandaşın satın alma gücü yetişemediği için, uçaktan inip, otobüse binmek zorunda kaldılar. Halkın yolu da artık hava yolu değil, kara yolu oldu.

Hafta içinde iç hatlarda uçak biletinin tek yön tavan fiyatı 1149 TL’ye çıktı diye haberler çıkınca, Bakanlıktan bu haberi doğrulatmak istediğimde “Evet” denildi.

Unutmadan söyleyelim ki şimdi bir ABD Doları da 18 lirayı geçmiştir. 50 dolar karşılığı TL’ye bilet satan havayolları bu durumdan mutlu olmuyor, vatandaş da bilet almakta zorlanıyor. Yani alan da, satan da bu işten hiç memnun değil.

Vatandaş gittiği yerde kalmayacağına göre gidiş dönüş için 2 bin 300 TL gibi yüksek bir ücret ödediği için mutsuz, taşıyıcı firmalar bu fiyata bilet satarak kar etmek mümkün değil diyerek baştan şikayetçi. Ne yazık ki, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın ikide bir artan ‘tavan’ fiyat uygulaması da hiçbir işe yaramamış ve çökmüştür. Yolcular da çöken bu tavanın altında kalmıştır.

Tavan fiyatı orada da tutmak zor olacak, yakın zamanda yeni revizeler gerekecek.

Zaten gerçek şu ki, bir süre sonra bilet satış fiyatları tavanın üstüne çıkacaktır.

İç hatlar yerine aynı uçuş mesafesinde daha karlı olan dış hatların tercih edildiği ve bu nedenle de bilet bulunamadığını ileri sürenler var. Araştırmaya değer.

Türkiye’de 2007 yılında 19 havayolu şirketi olduğunu ve bu sayının 9’a kadar düştüğünü söyleyen TÜİK eski başkanı bu bilgiyi nereden aldı bilmiyorum, ama o tarihlerde bahse konu bu şirketlerin sayısının bu kadar olmadığı ve birçoğunun da iç hatlarda uçmadığı bir gerçek. 2004 yılında kapanan İstanbul Havayolları, THY (Anadolu Jet bir şirket değil THY alt markasıdır) Pegasus, Sun Ekspres, Atlas Jet, Onur Air ve çok kısa bir dönemde Sky Airlines ve Turkuaz adlı şirketleri iç hat uçuş yaptı. Şimdi yalnız THY, Pegasus ve Sun Ekspres uçmakta. Onların da nereye, kaç frekans ve hangi dolulukla uçtuğu hepimizin malumudur.

Ne diyelim, hayırlısı olur inşallah.